2053 vizyonumuzun ana taşıyıcısı eğitim ve kültür olacaktır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatını kaybeden Teoman Duralı’nın adının Zonguldak Filyos bölgesinde kavşak-tünel düzenlemesinin olduğu bölgeye verileceğini duyurdu. “Bundan sonra kültür, sanat ve eğitim alanlarına yoğunlaşmamız lazım ve yoğunlaşıyoruz” diyen Erdoğan, “2053 vizyonumuzun ana taşıyıcısı eğitim ve kültür olacaktır” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup konuşmasında önemli açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları:

Herkesin kaygı içinde olduğunu görüyoruz. Yaşanan ekonomik buhran nedeniyle kış aylarında vatandaşlar perişan. Önce hükümete çağrı yaptım. Zammın altında insanlar ezilir, karakış fonu kurun dedik. Biz belediye başkanlarımıza çağrı yaptık, karakış fonu kuracağız dedik. Bütün halkımın önünde, belediye başkanlarıma teşekkür ederim. Tarih yazıyorlar. Doğruyu bizim belediye başkanlarımız yapıyorsa biz dinle, gör kardeşim. Hatamız eksiğimiz varsa söyle ama karşı taraf yanlış yapıyorsa oraya da dikkat et. Fatura doğrudan yönettiği vatandaşa çıkıyor. 

Öyle bir noktaya geldik ki, 1 saat sonra ne olacak kimse bilmiyor. Böylesine istikrarsız bir ortamda sanayici de esnaf da herkes durmuş vaziyette. Açıkça söyledim, buradan da ifade edeyim. Sorunun temeli güvendir. Eğer bir ülkenin vatandaşları kendisini yöneten siyasi otoriteye güven duymuyorsa o kişiler o ülkeyi sağlıklı yönetemezler. İktidar, bir güven ortamı yaratamaz. Her kafadan bir sesin çıktığı yapı içinde güven ortamı oluşamaz. Kıyamet kopardılar dış güçler. Ne oldu? Yeni atanan Maliye Bakanı dış güçler yok, doları bilinçli yükseltiyoruz dedi. En iyi hazine ve maliyeden sorumlu bakan bilir. Türkiye’nin stratejiye ihtiyacı var. Yarını göremiyorsanız planlama yapamazsınız. 

Devlet bir şirket değildir, bir kişinin malı değildir. Bir kişi ben devletin sahibiyim diye ortaya çıkıyor. Ekonomide bugüne kadar alışmadığımız ciddi sorunları yarattı. Düzgün bir siyasetçi alkıştan çok sağlıklı eleştiri ister.

EV HAPSİ KARARI VERİLEN SOKAK RÖPORTAJCILARI

3 genci gözaltına alıyorsunuz. Karakola götürüp mahkemeye çıkarıyor, ev hapsi veriyorsunuz. Sokağa çıkmasın, gerçekleri halk öğrenmesin diye.

TÜRK LİRASI’NIN DEĞER KAYBI

Bir ülke vatandaşı yabancı paraya para yatırıp tasarruf ediyorsa, yönetimde sorun var demektir. Bankalarda mevduatın yüzde 66,4’ü dövizdir bugün. Devlet yöneticilerine güvenmiyorum demektir. Başka ülkenin parasına güveniyorum diyor. Oraya yatırdığım için zarar etmem, tasarrufumu korurum diyor. Edirne’yi Kars’ı korumak neyse, Türk Lirası’nı korumak da aynı şeydir.

Bir taraftan zamlar yağarken öte yandan siz dövizi yerinde tutamıyorsanız, iki kıskaç arasına vatandaşı almışsanız o ülkede bir sorun var demektir. Soru şu. Sorunu kim çözecek, nasıl çözeceğiz? Bütün demokrasilerde sorunu siyasi partiler çözerler. Sorunun çözümü için seçimin gelmesi lazım. Açmazlarla karşı karşıya kalıyorsa ülkeyi yönetenler, demokrasilerde tek şey vardır, halkın hakemliğine başvurmak. Geçen her gün çok daha ağır maliyetler getiriyor, vatandaş eziliyor, tek yolu var, iktidar için de doğru olanı sandığı getirmek. Sandığı getirmeleri için her türlü çabayı sarfedeceğiz.

İktidarla millet arasında güven sorunu var. İlk iş güven tesis etmek. Güveni nasıl tesis edeceğiz? Sorunu yaşayanla sorunu çözecek olanın yan yana gelmesi.

Şu anda Merkez Bankası’nın bağımsızlığı söz konusu değil. Bu güveni temelden sarsar. Biz Merkez Bankası’nın bir güven kurumu olmasını, Türk Lirası’ndan da sorumlu olmasını istiyoruz. 13. Cumhurbaşkanımız makama oturduğu gün israfla mücadele genelgesini yayımlayacaktır.