Ortadoğu’da Büyük Resim
Her şey 7 Ekim’de Hamas saldırısı ile başladı. Peki Hamas bu saldırıyı niçin yaptı?
Öncelikle Hamas’ın çok kozmopolit bir yapıya sahip olduğunu söyleyelim. Zira bu yapının içinde 7 ayrı örgüt yapılanması daha vardır. Saldırıyı hangi kanat yaptı ve neyi amaçladı? Peki saldırıyı İran’a yakın Hamas örgütü mü yaptı? Daha da ilginç olan durum şudur: Hamas’ın yaptığı saldırıyı güçlü MOSSAD istihbaratına rağmen acaba başka daha güçlü bir yapı mı organize etti? Bu noktada birçok soru akıllara geliyor ziyadesi ile…
MOSSAD istihbaratından daha güçlü kim olabilir? Bu sorunun cevabını CIA demek çok da yanlış değildir. İran İstihbaratının hele hele MOSSAD’ın varlığına rağmen CIA, Hamas’ın bir örgütünü saldırıda kullanmıştır.
Peki CIA bunu neden yapsın?
İşte bunun cevabını Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve enerji savaşlarında aramak lazımdır. ABD saldırı sonrası hemen İsrail taraflı açıklama yaparak en büyük savaş gemisini Gazze’nin önüne dikti ise 2 bin askeri ile zırhlı savas araçlarını İsrail hizmetine verdiyse aslında cevabı bulmuş oluyoruz. Üstelik Biden, “ İsrail saldırılarında kırmızı çizgimiz yoktur “ açıklaması ile savaşı başka bir mecraya taşıyor. Herkesin aklına ilk önce Siyonist İsrail’in arzu mevud politikasını gerçekleştirmek için Gazze saldırısını gerçekleştiriyor analizleri gelse de mesele Gazze’nin bulunduğu noktanın doğalgaz ve enerji yataklarının merkezi olmasıdır.
Aslında Çin’in saldırılardan hemen sonra 6 gemisini Doğu Akdeniz’e göndermesi bu meselenin arzu mevud değil stratejik menfaatler olduğunun göstergesidir. Zira Gazze’nin hemen yakınındaki doğalgaz konusunda Çin ve Filistin’in sesiz sedasız anlaşmaya vardığı bilinmektedir. İsrail yetkililerinin bilinçli olarak sivil katliamı yapmaları, Gazze halkının güneye doğru gitmeleri tehditleri bunu kanıtlamaktadır.
Güçlü bir ABD desteği alan İsrail, sonuna kadar Gazze’yi bu emellerine ulaşmak için bombalayacaktır.
Dünyanın dört yanında Filistin eylemleri yapılıyor; sivil katliamının durdurulması ve Kudüs merkezli bağımsız Filistin Devleti’nin kabulü temel isteklerdendir.
Türkiye, Ukrayna savaşından bu yana doğru ve dengeli reel politik eksenli dış politika izlemektedir. Bölgede savaşın olası genişleme ihtimali karşında Türkiye her konuda teyakkuz halinde beklemektedir.
Lübnan ve İran’ı da savaşın içine çekerek bölgede dengeleri değiştirmek isteyen ABD ve İsrail, Türkiye’nin hamlelerini dikkatli bir şekilde okumaya çalışıyor.
Türkiye, Irak ve Suriye’de devam eden huzursuzlukların yanında yeni kargaşa istemiyor. Lakin toprak bütünlüğünü korumaktan için hem diplomatik seçeneği hem de askeri tedbirleri göz önünde tutuyor. En büyük silah diplomasidir ve biz sonuna kadar bunu kullanacağız.
31.10.2023
İstanbul
Ahmet Yaşar Akkaya
Tarihçi Yazar