Ahmet Koçak yazdı; KOMÜNİST BAŞKAN BURSA’DAYDI
Köşe yazarımız Ahmet koçak makalesinde;
Bir hafta önce ve anımsatmak için dün sabah CHP Yıldırım ilçe Başkanı İlhami GÜN’den panele davet afiş resmi aldım. Katılacağımı yazdım. Yağmur ve rüzgârla mücadele ede ede Barış Manço Kültür Merkezi’ne yürüyerek gittim.
Gelen konukları karşılayıp hoş geliş eden yönetim kurulu üyelerinin arsında milletvekili Orhan Sarıbal da vardı. Orhan Beyle kısa bir hal hatır sormanın ardından (CHP’den ilk ön seçimi ile kazanıp vekil olan Orhan Sarıbal’ı ilk dinlediğimde; “Çok heyecanlı, ateş gibi enerji dolu bir genç adam. Bu adamdan iyi milletvekili olur.” diye düşünmüştüm. Yanılmadığımı aradan geçen yıllar gösterdi. Bazen Tarım ve Orman bakanı olduğunu; Türkiye’nin üretim boğulduğu yaşadığını; açlığın, sefaletin sona erdiğini hayal ederim. Her hayalim gibi bu hayalimde gerçekleşmedi maalesef!) CHP Yıldırım belediye meclis üyesi Nimet Yıldız’la karşılaştım. Meclis üyesi diğer arkadaşlara sorduğum soruyu Nimet Hanıma da sordum;
“Nimet Hanım yine aday olmayı düşünüyor musunuz?”
“İki dönemdir meclis üyesiyim. Grup başkan vekilliği de yaptım, yapıyorum. Deneyimlerimiz oldu. Partimiz isterse yine seçilmeyi isterim.” dedi.
Orta arada bir koltuğa oturdum. Yanımda oturan adam yanındaki kadınla konuşuyordu;
“Komünist başkanı görmek için geldim. Televizyonlardan gördüm ama kanlı canlı halini görmek istedim. Komünistler nasıl insanlarmış merak ettim.” dedi. (Ben de yazıma böyle bir giriş yapacaktım adam ağzımdan aldı.) Kadın:
“Şu yüzü bıyıktan ibaret adam mı?” diye sorunca kendimi tutamayıp kahkaha attım. Böyle durumlarda telefonlar bizi kurtarıyor.
Mehmet Fatih Maçoğlu’nu aradı gözlerim. Protokol sıralarına baktım yoktu. Arka sıralardan biriyle tokalaşmak için ayağa kalkınca gördüm. Zaten bu solcular, komünistler öyle protokol murotokol dinlemez; gider halkın arasına otururlar. Hemen etrafını sardılar; fotoğraf çekilme sırası oluştu. Ben de yakınına gidip resmini çekmeye çalışırken sırtına dokundum. Baktım bizim gibi bir insanoğluymuş. Komünist denince tüyleri diken diken olan halkımız -Ovacık Belediye başkanı seçilip güzel işler yapınca- artık daha bir sevecen bakmaya başladı Komünistlere. Komünistleri sevdiren adam oldu Maçoğlu.
Sahnede oturma düzenini sağlayan; benimle şıklık ve yakışıklılık yarışına girdiğini düşündüğüm CHP Yıldırım yönetim kurulu üyesi Rüstem TOKSÖZ vardı sahnede. Gri, yelekli şık takım elbisesiyle görünce yarışı kaybettiğimi anladım.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının ardından (salonun tıklım tıklım dolduğunu görerek morali yükselen) İlçe başkanı İlhami GÜN, o moralle ilk konuşmasını yaptı. İl başkanı il dışında olduğundan genç il sekreteri Oktay KARTALKAYA konuştu ve panelistler yerlerine davet edildi. Hala konukları karşılamakta olan Orhan Sarıbal koşarak sahneye geldi. Enerjim hala yerinde der gibiydi.
Gözlerim basın mensuplarını aradı. Arap Mustafa sahnede çekimler yaparken gazeteci Çağla Şahin’i gördüm. Zülfikar Bal, her CHP toplantısına katılır, bol bol resim ve video çeker. O yine başrollerdeydi. Beni meccanen yıllardır çalıştıran, (bir yemek yedirseler; karın tokluğuna çalıştıran diye yazardım o da olmadı) patronlarım; Erdal Orhan ve Turan Turan’ı aradım göremedim. Bu benim için iyi; gazetelerinde sadece benim haberim yer alacak.
Orhan Bey kolaylaştırıcı rolündeydi kısa, her zamanki gibi ateşli bir konuşmanın ardından ilk sözü Rize-Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin ÇERVATOĞLU’na verdi. Çervatoğlu; makam odasının kapısını kaldırmak ve ardından masa takımını başka bir derneğe bağışlamakla işe başladığını söyledi. Demirbaş olduğu için kapıyı bir yere bağışlayamadığını, depoya kaldırdığını, Fatsa eski belediye başkanı Terzi Fikri’nin yolundan gittiğini ve MECİ çalışmasıyla işleri ihalesiz kendi personeliyle yaptığını söyledi. “Fındıklı’da MECİ var! İlçemizde dayanışma kültürü oldukça yaygındır. Sıkça kullanılan tabirle “MECİ“ yani “İMECE“ yardımlaşmanın en önemli öğesidir” dedi.
Mehmet Fatih MAÇOĞLU Ovacık belediye başkanlığı ve şimdiki başkanlığı döneminde çok zorluklar ve engellemelerle karşılaştığını, tarımsal üretim yapmasına “sen belediye işleriyle ilgilen. Tarımı, Tarım ve Orman bakanlığı yapar” dediklerini, bütün engellemelere rağmen kooperatif sayısının çok arttığını ve kırk bir ile yayıldığını, üç çuval patatesi parçalara ayırarak ekim yaptıklarını, bu günlere geldiklerini söyledi. “Hazır para vermek yerine, hizmetleri ucuzlatarak halka yardımcı olduklarını; ekmeği yarı, otobüs parasını dörtte bire, suyu onda bir fiyata indirince halkın masrafları azaldığı gibi aile bütçesine de katkı sağlamış oluyoruz. Ayrıca kar amacı olmayan ürünlerimiz satılınca halka destek, öğrencilere burs olarak geri dönüş sağlıyoruz. Makam aracım yoktur. Kendi cebimden deposunu doldurduğum kendi aracımı kullanıyorum. Bizim çalışmalarımızı gören halk da elinden geldiğince bize destek oluyor.” dedi.
MAÇOĞLU’nun konuşması bittikten sonra geçilecek olan soru yanıt bölümü başlamadan salondan ayrıldım. KOMÜNİST BAŞKAN BURSA’DAYDI ve benim izlenimlerim bundan ibaretti.
ahmet.kocak16@hotmail.com