Ahmet Koçak yazdı; YENİ YILI KARŞILARKEN
Köşe yazarımız Ahmet Koçak makalesinde;
“Bu yıl altı yaşındayım. Yeni yılda bir yaş daha büyüyeceğim okula başlayacağım.”(1965)
“Bu yıl on iki yaşıma gireceğim. Ortaokula başlayacağım. Yaşasın! Artık öğretmenlere “öğretmenim” demeyip;ergen sesimle, “hocam” diyeceğim.” (1970)
“Bu yıl bir yaş daha büyüyeceğim. Artık lise öğrencisiyim bu güne bu gün! Artık birasına, kolasına kahvehanelerde okey, iskambil, tavla oynayabileceğim. Hocalara kafa tutabileceğim”(1974)
“Bir mesleğim olacak kendi paramı harcayacağım.” (1977)
“Meslek sahibi oldum. Kendi paramı kazanıyorum ama yetmiyor. Milli piyangodan büyük ikramiyenin bana çıkmasını çok istiyorum.”(1980)
“Bir yaş daha aldım. Evliyim ve aldığım para yine yetmiyor. Büyük ikramiyeyi hala çok istiyorum. Hayalim; altında dükkânı olan büyük bir apartmanı satın alıp altına market açmak, tüm kardeşlerimi görevlerinden istifa ettirip, hepsine birer daire vermek, emekli olduklarında ellerine geçecek ikramiye ile alacakları maaşları ödeyip marketi birlikte işletmektir.” (1988)
“Büyük ikramiye çıkmıyor bari bir araba alacak ikramiye çıksa ona da razıyım” (1990)
“Arabayı; yemeden içmeden yıllarca biriktirdiğim parayla alabildim. Milli piyangodan beklentim bir daire alacak kadar para vurmasıdır.” (2000)
“Çıkmıyor işte zıkkım! Başının çaresine bak evini kendin al.” (2005)
Bu dilekler yılbaşları boyunca sürdü gitti; hiç biri gerçekleşmedi. Yine aylığımın gözünün içine baktım ve hala bakıyorum.
Çocukken bir yaş daha büyüyüp mutlu olurken şimdi bir yaş daha yaşlanmanın üzüntüsü içinde oluyorum. Milli piyangodan ve diğer şans oyunlarından beklentim kalmadı on yıldır bilet almıyorum. Bir kez; “bir rakamla büyük ikramiyeyi kaçırdım” bile diyemedim. Amorti çıktığı oldu bazen. Onunla tekrar bilet aldım o da gitti. Bir insan ömrü boyunca hiç ikramiye kazanamaz mı? Kazanamadım.
“Büyük ikramiye bana çıkarsa yoksul insanlara yardım edeceğim” demedim, demem. İş yeri açıp onlara iş verir, kendi kazandıklarını yemeye alıştırırdım onları. Aslanlara hazır et vermek- ilkten iyilik gibi gözükse de-zaman geçtikçekötülüğe dönüşür, et kesilince avlanma yeteneğini kaybeden aslanlar açlıktan ölürler. Böyle yapmak doğanın kanununa karşı gelmektir. Doğru değildir. Ülkemiz mücadele yeteneğini kaybetmiş, devletin verdiği sosyal yardımlara muhtaç; mücadeleyi bırakmış insanlarla doludur. Yoksula hazır para veya yiyecek vermek onların yaşam mücadelesini yok edip tembelleştirmektir. Yardım kesilince aslanların akıbetine uğrayacaklardır. En başarılı insanlar, çocukluğu yoksulluk içinde geçen, mücadele ederek kendisini kurtaran insanlar arasından çıkar. Tekrar yoksulluğa düşse yine mücadele etmekten çekinmezler. Çünkü çocukluklarından güç alırlar.
Bilet alsam da büyük ikramiyenin bana çıkmasını artık istemiyor, genç birine çıkmasını diliyorum.O kadar parayla baş edemem. Az parayla yaşamaya alıştım. Bu gün marketin birinde kilosu on iki liraya patates buldum hemen aldım. Beni artık böyle küçük şeyler mutlu ediyor. Torunlarım da; market market gezip bir, iki lira ucuza yiyecek aradığımı bildiklerinden benden yılbaşı harçlığı beklemiyorlar. Şimdiki çocuklar çok akıllılar.
Bazen maaşıma yüzde yüz artış yaptıklarını, tüm memurlara geçen Temmuz’da verdikleri; emekli memurlara vermedikleri seyyanen sekiz bin lirayı verdiklerini hayal ederim (Hayallerim bile küçüldü.) Elime ayda kırk bin lira geçer. Maaşımı bankadan çeker eve doğru çalım satarak gelir, ailemin yılbaşı kutlamasına katılırım. Elimi cebime atar bir tomar kâğıt para çıkarır; torunlarıma biner lira yılbaşı harçlığı vermek için parmağımı yalar başlarım saymaya; “iki yüz, dört yüz, altı yüz, sekiz yüz, bin bu senin evladım” sonra yine parmağımı yalayıp saymaya başlar; “bu da senin harçlığın evladım. Güle güle harcayın. Canınız ne isterse alın.” derim. (Beş, on torunu olanları hayal edemiyorum. Onlar da iki yüzer lira versinler canım ne yapayım?)Bakarım maaşım çok az etkilenmiş. Kalan bana bir ay bol bol yeter. Böyle bir dede olmayı kim istemez.Sonra parmağımı yalamak yerine avucumu yalayıp otururum yerime.
Yılbaşı geceleri de bayramlar gibi eski tadı vermiyor. Bu; maaşımın az olmasından, alım gücünün olmamasından ve ya büyük hayal kırıklıkları yaşayıp hayal kurmayı bıraktığımdan olabilir.
Çocukluğumda radyo başında, gençliğimde televizyon başında kuruyemiş ve mey ve yiyerek gece yarısı dokuz, sekiz….bir, sıfır diye saymayalı yıllar oldu. Radyoyu televizyon, televizyonu da internet öldürdü. Radyodan ve televizyondan yılbaşı eğlence programları izlemek, dinlemek ne güzeldi.
“Hadi şimdi geriye doğru hep birlikte sayalım; dokuz, sekiz, yedi… üç, iki, bir, sıfır.Müjdeler olsun! Bu akşam yapılacak çekilişte büyük ikramiye şimdiden bana çıktı.Yaşamda en büyük ikramiye; sağlıklı olmak ve hayatta olmakmış.”(31 Aralık 2023)YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN!
ahmet.kocak16@hotmail.com