İbrahim Sanalp yazdı; TOPLUM
Köşe yazarımız İbrahim Sanalp makalesinde;
Toplum bütün, birey parça olur. Toplumu oluşturan şey, bireyler yanında: bireyler arasındaki iletişim ve paylaştıkları değerlerle, davranış kalıpları olur.
Toplumda her şey, dini bilgi ve dünya bilgisi bütünlüğü üzerinde yükselir. Sanat, toplumsal olur. Her sanat, kendisinden önce gelen sanatın üzerine inşa edilir. Sanat, sanat bütünlüğünün parçası olur.
Bütünün kavranışı, parçaların incelenmesinin öncesinde gelir. Her cümleye, hatta her sözcüğe yeni anlam veren, bütün kavramıdır. Cümle bütün, “kelime, hece, harf” parça olur. Bütün, parçaları olandır. Bütünün parçaları eşit olur.
Nesne ile özne, gerçekle hayal, geçmişle gelecek arasındaki sınırlar yavaş yavaş yok olmuştur. Şairler, bize hakikati söyler. Edebiyat, insanın gerçekliği zenginleştirdiği, yaratıcı bir eylemdir. Bir toplum, kurmaca eserlerin yazılmasıyla gelişir. Şiir, hikâye, roman, tiyatro: birer kurmaca eser türüdür.
İnsanlığın gelişimine göre, birinci yazı şekli, toprağa doğru iner. Çince gibi… İkincisi Samilerin dili, bilinç dışına ya da geçmişe doğru gider. Sağdan sola yazılır. Üçüncüsü Güneş tapınağında sözcükler, soldan sağa doğru yazılır. Bilincin uyanışına yönelir. Yunan ve Latin alfabesi gibi…
Şehir yaşantısı, bir değişim yapısını, haykırarak talep eder. Otobiyografi türünün özelliği, değişim ve gelişim kuralıdır. Her kuşak, dünyayı kendine özgü bir bakış açısıyla görür. Önceki kuşakların deneyimlerini, sınırlı olarak kavrar.
Kültürün taşıyıcısı dildir. Dil, kültürün yapı taşıdır. Dünyadaki her şey, bir değişim içindedir. Dil ve kültür, sürekli değişim yaşar.
Kültür, insanın ürettiği her şeydir. Kültür, ilkelden moderne doğru yükselen bir eğri çizer. Her toplum bu eğri üzerinde yerini alır. Bir tane dünya kültürü vardır. Toplumların kültürü, dünya kültürünü oluşturur.
İnsanların mekânla olan iletişimleri vardır. Kültürün görünür ifadeleri, en güçlü biçimde: yerleşme şekilleriyle ortaya çıkar. Göçebe toplumun mekânla iletişimi, tüketim üzerine kuruludur. Yerleşik toplumun mekânla iletişimi, üretim üzerine kuruludur.
Demokrasinin gereği, toplumda ortak değerleri, en üst seviyeye çıkarmak ve hâkim kılmaktır. Eşitlik, özgürlük, adalet, liyakat, saygı, dürüstlük gibi değerler: ortak değer olur. Kişisel değerler, sevgi, cesaret, dostluk, yardımlaşma gibi değerler olur.
Kadın ve erkek, bir bütün olur. Bütünün adına insan denir. Kadın ve erkek, farklılıkların eşitliğini oluşturur. Toplum, kadınlardan ve erkeklerden oluşur. Kadın ve erkek, bütünün parçası olarak eşittir.