PwC Küresel Dijital Satınalma Araştırması: Satınalma süreçleri hızla dijitalleşiyor
- Stratejik öncelikler sıralamasında maliyet kontrolü, satınalma birimleri ilk sırada yer alıyor. Dijital dönüşüm ikinci, sürdürülebilirlik (CSR) ve kaynak bulma ise üçüncü sırada geliyor.
- Tedarikten ödemeye (S2P) çözümleri vazgeçilmez hale gelirken satınalma birimlerinin dijitalleşmesi hız kazanıyor. Hedeflerde ise yavaşlama eğilimi göze çarpıyor.
- Gelecek üç yıl için şirketlerin dijital yol haritalarında en fazla öne çıkan başlıklar, veri analitiği ve ‘tedarikten sözleşmeye’ (S2C) çözümleri oldu.
- Türkiye’nin satınalmada dijitalleşme düzeyi, dünya ortalamasının üzerinde
PwC, satınalma alanında dijital teknolojilerin kullanım yaygınlığını ve etkinliğini ortaya koyan Küresel Dijital Satınalma Araştırması’nın sonuçlarını duyurdu. Bu sene küresel ölçekte ikinci kez düzenlenen ve Türkiye dahil yaklaşık 60 ülkede 1000’den fazla şirketin katıldığı araştırma satınalma alanındaki dijital dönüşümün küresel boyutlarına mercek tutuyor. Satınalma birimlerinin önceliklerine odaklanan ve detaylı sektörel analizler içeren rapora göre, dijital dönüşüm satınalma profesyonelleri için temel bir öncelik olmayı sürdürüyor. Rapor, satınalma birimlerinin dijital dönüşümden özellikle raporlama, düzenlemeleri takip etme ve operasyonel verimlilik kazanımları açısından somut sonuçlar beklediğine işaret ediyor.
PwC Türkiye Şirket Ortağı ve Tedarik Zinciri Lideri İsmail Karakış, konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Son dönemdeki ekonomik, jeopolitik ve çevresel krizlerin yarattığı zorluklar ve belirsizlikler göz önüne alındığında, satınalmanın her zamankinden daha stratejik bir hale geldiğini görmekteyiz. Tedarik zincirlerinde esnekliğin sağlanmasında ve inovasyona ulaşılmasında satınalma işlevinin sorunsuz bir şekilde çalışması kritik rol oynuyor. Bu geçiş ve dönüşüm sürecinde satınalmanın dijitalleşmesi son derece önemli katkılar sunuyor. Küreselleşmiş ve hızlı tempoya sahip bir ekonomide, satınalmanın dijitalleştirilmesi, şirketlerin rekabetçi kalabilmesi ve sürekli değişen pazar koşullarına uyum sağlayabilmesi açısından büyük önem taşıyor. Günümüzde satınalma birimlerinin dijital yol haritalarının, karbon emisyonlarının izlenmesi, tedarik zinciri izlenebilirliği ve veri şeffaflığı gibi sürdürülebilirlik alanında yer alan çalışmaları da içerdiğini görüyoruz. Bu aynı zamanda şirketlerin bu alandaki kararlılıklarının da göstergesi niteliğinde. Dijital Satınalma araştırmamız, iç ve dış performans iyileştirme arayış ve çabalarının tüm sektörlerdeki şirketlerin satınalma işlevinin dijitalleşmesini hızlandırdığını ortaya koyuyor. Satınalma birimlerindeki çalışanların dahiliyeti ile sürdürülebilirlik, sözleşme yaşam döngüsü (CLM) ve tedarikçi ilişkileri yönetimi (SRM) gibi alanlarda yeni işlevler ve yetkinliklerin geliştirilmesi önemini artırıyor.”
Tedarikten ödemeye (S2P) çözümleri, satınalma için yeni normal haline geliyor
Süreç optimizasyonu ve maliyet azaltma gibi geleneksel hedeflere ek olarak, şeffaflık ve uyumluluk ihtiyacı, satınalma birimlerini dijital dönüşüme yönlendirmeye devam ediyor. Tedarikten ödemeye (S2P) çözümleri satınalma birimleri için yeni normal haline gelirken, ankete katılanların %94’ü benzer platformları kullandığını belirtiyor. Şirketler, dijital bir çözümü uygulamak için temel başarı faktörlerini değerlendirirken öncelikle iş ihtiyaçlarına (ihtiyaçların ve süreçlerin tanımı) odaklanıyor ve daha teknik detayları ikinci planda değerlendiriyor. Dijital bir çözümü uygulamanın temel başarı faktörleri arasında, şirketler teknik yönlerden ziyade daha çok iş ihtiyaçlarına odaklanıyor.
Sürdürülebilirlikte temel öncelik, Kapsam-3 emisyonları azaltmak
Araştırma bulgularına göre, şirketlerin satınalma liderlerinin (CPO) yol haritalarını veri yönetimi, tedarikten sözleşmeye (S2C) sürecinin dijitalleşmesi ve risk yönetiminin yanı sıra yenilikçi CSR kullanım senaryoları ve sözleşme yaşam döngüsü yönetimine odaklıyor. Sürdürülebilirlik (Kurumsal Sosyal Sorumluluk – CSR) alanında, çevresel konuları yönetmek, özellikle de kapsam 3 emisyonlarının azaltılması, önümüzdeki üç yıl boyunca satınalma birimleri için en temel öncelik durumunda.
Türkiye’nin satınalmada dijitalleşme düzeyi, dünya ortalamasının üzerinde
Türk şirketlerinin satınalma fonksiyonlarında ekonomik verimlilik ve karlılık konularına büyük önem verdiğini gösteren araştırma bulgularına göre, tedarikten ödemeye (S2P) çözümü kullanan şirketlerin oranı Türkiye’de %93. Bu oran dünyada %82 düzeyinde. Bununla birlikte, Türkiye’deki satınalma fonksiyonları, küresel dijitalleşme ortalamalarını aşsa da temel başarı faktörlerinde yetersiz kalındığı göze çarpıyor. Rapor, Buna bağlı olarak küresel uygulamalarla uyum sağlama ve dijitalleşmenin faydalarını en üst düzeye çıkarma yolunda eksiklikleri tespit etmeye ve gidermeye yönelik çabalara duyulan ihtiyacın da altını çiziyor.
Türkiye’de geçen sene ile benzer şekilde, tedarikten sözleşmeye (S2C) dijitalleşme, talepten ödemeye (P2P) dijitalleşme ve veri analitiği, satınalma fonksiyonlarının yol haritasında temel öncelikler olmaya devam ediyor. Sürdürülebilirlik girişimleri ise küresel ortalamanın gerisinde kalıyor. Türk şirketlerinin satınalma birimleri, yol haritalarında tedarikten ödemeye (S2P) ve veri analitiğine öncelik vermeye devam ediyor.
Türkiye’de yatırım taahhütlerine küçük ve orta ölçekli şirketler öncülük ederken, büyük şirketler ise dünya ortalamasını hedefliyor. Küçük ve orta ölçekli işletmeler dünya ortalamasına göre %59 daha yüksek yatırım taahhütleriyle dikkat çekiyor. Büyük ve çok büyük ölçekli şirketler ise dünya ortalamasına yakın seviyelerde yatırım yapmayı hedefliyor.
Türkiye’de şirketlerin satınalma fonksiyonları çevresel hedeflere küresel ortalamaya benzer şekilde özel bir önem veriyor. Sosyal hedeflerde ise önemli ölçüde küresel ortalamanın gerisinde kalıyor. Türkiye, CO2 emisyonlarının izlenmesi gibi ESG girişimlerinin dahil edilme oranında geride kalıyor.
PwC Hakkında
PwC’de amacımız, toplumda güven oluşturmak ve önemli sorunlara çözüm üretmektir. Biz, danışmanlık, denetim ve vergi hizmetleri alanında kaliteli hizmet sunmaya odaklanmış, 151 ülkede 364.000’i aşkın çalışanın oluşturduğu bir topluluğuz. 1981’den bu yana Türkiye’de iş dünyasına hizmet sunan PwC olarak; İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir ve Eskişehir’deki yaklaşık 2.800 kişilik profesyonel kadromuz ile müşterilerimizin aradığı değeri yaratmak için çalışıyoruz.