Murat Koç yazdı; Ak Parti Ehven’i Şer mi?
Ak parti ve Erdoğan’ın kulağını çekeceğiz diye islam ve mukaddesat düşmanları ile iş birliği yapmış olmayı netice verecek şeyden ve onlara yarayacak olan bir işi yapmaktan TİTREMEK lazım..?
Malum ki bir çok müslüman hatta belki en az bir kaç milyon insan ak partiye tamamen ehven-i şer kaidesi ile oy veriyorlar. Ama ak parti çok iyi olduğu için değil.. Aslında ak partinin de şer olduğunu hatta zalim bir parti olduğunu da bir çoğu kabul ediyorlar ama tam da bu kaideye binaen oy veriyorlar işte. Fakat bir çok insanda bunca zulme rağmen ak partinin nasıl olup da hala ehven-i şer olarak kalabildiğini de bir türlü anlayamıyor.. Bu yazımızda buna cevap vermek istiyoruz.. Peki bu ehven-i şer meselesi nedir, detayları nelerdir..?
Ehven-i Şer; Kötünün iyisi demektir. Ehven-i Şer kesinlikle İYİ demek değil, kötünün iyisi demektir.. Daha ŞİDDETLİ bir şerre karşı İYİ olan yada ona karşı daha HAFİF olan ŞER demektir. Ama ŞER’dir..! Ehven-i Şer; genelde İYİ’nin yada MUTLAK HAYRIN olmadığı durumlarda baş vurulan bir stratejidir..! Kaynağı ise şu mealde ki yada manada ki bir hadistir; Resulullah buyuruyor ki; Mü’min başına iki felaket gelirse HAFİFİNİ seçsin..!
Bu durum Osmanlının son dönemlerde ki anayasası kabul edilen Mecellede de geçmektedir.. Bununla ilgili maddeler şöyledir;
Madde 26; UMUMA zarar veren şeyi def için HUSUSİ zarar tercih edilir..!
Madde 27; Şiddetli zarar daha hafifi ile izale edilir..
Madde 28; İki fesat, çatışınca, yada iki kötülükle karşı karşıya kalınınca daha hafif olan, ehven olan seçilir..!
Bunu bir örnekle açıklayalım; Mesela iki yada daha fazla sayıda ki zalim kişi, bir yere başkan yada yönetici olmak için aday olsa, başka aday da bulunmasa yada iyi ve hayırlı bir aday bulunmasa, bunların arasından daha az zalim olan kişi şeçilir.. Çünkü bir devletin yada başkaca mühim bir mevkinin lidersiz, başsız kalması elbette ki mümkün değildir.. Madem o makama ve mevkiye layık, arzuladığımız mutlak İYİ ve HAYIRLI bir kişi yoktur o halde o mevki ve makama en az zarar verecek olan kişi seçilmelidir..! Ama o seçim mutlaka yapılmalıdır çünkü kişi o seçimi yapmadı ya seçime gitmedi diye O MAKAM ve MEVKİ BOŞ KALACAK DEĞİLDİR..! Böyle bir durumda daha büyük ve daha dehşetli bir şer, bir zalim oraya gelecek ve orayı işgal edecektir.. Yaptıkları ile de ortaya daha büyük bir şer çıkaracaktır..! O seçime gitmeyen kişi de buna meydan ve imkan verdiği, zemin hazırladığı için o dehşetli zalimin o makamda oturmasından da, şer olan o icraaetlerinden sonra ortaya çıkacak olan büyük tahribattan da direk SORUMLUDUR, MES’ÜLDÜR..! Neden..? Çünkü sebep olmuş ve buna zemin hazırlamıştır, önünü açmıştır.. Çünkü kendisine imkan ve irade verildiği halde bunu kullanmamıştır. Bir gücü, iradesi, seçim hakkı yani SÖZ HAKKI varken BİLİNÇLİ BİR İRADE İLE o gücünü, o imkanını, o seçimini ve SÖZ HAKKINI kullanmamış ve meydanı da, o makamı da daha büyük ve daha dehşetli bir şerre kendi elleri ile terk etmiştir.. Şu durumda elbette ki ‘BEN MASUMUM’ diyemez ve özrü de bahane-mazeret olamaz.. Çünkü herkes YAPABİLECEKKEN, YAPMADIKLARI ŞEYLER İLE DE SORUMLUDUR..! Madem o kişi elinde imkan, güç, seçim yani SÖZ HAKKI varken bunu kullanmamayı tercih edip ortaya daha büyük bir şerrin çıkmasına sebep olmuştur elbette YAPMADIĞI, güya tarafsız kaldığını zannettiği BU SEÇİMİNDEN dahi sorumlu ve mes’üldür..! Çünkü iş bilmezliği, strateji bilmezliği yahut öfkesi ve nefsiyle hareket etmesi çok pahalıya patlamış, neticeye etki etmiş, buna sebep olmuş ve ortaya daha büyük bir şer, tahribat çıkmıştır.. Ve bu tahribat artık bütün halkı, ülkeyi ve geleceğimizi, yarınlarımızı etkileyecek düzeyde bir şerdir.. Çünkü Yöneticilik ve İdarecilik makamı yanlış kişilere TESLİM EDİLMİŞTİR.. Ve sebep olan yapan gibidir..! Kişi bilerek, isteyerek, bilinçli bir irade ile ama belki şeytanın sağdan yanaşması ile aldatarak, yahut ÖFKESİNE yenilerek kişi güya TARAFSIZ kalacağını zannedip yada ehven-i şer kaide ve stratejisinin dışına çıkıp böylece daha şiddetli bi şerre TARAFTAR OLMUŞ ve zemin hazırlamıştır..!
Madde 29; İki şerrin en hafifi tercih edilir..!
Madde 30; Def-i mefâsid, celb-i menâfiden evlâdır.. Yani bir kötülüğü def etmek, önlemek, onun yayılmasını engellemek, bir iyiliği yapmaktan ÖNCE gelir..! İYİ’e ulaşmak için ÖNCE kötüyü def edip ortadan kaldırmak manası vardır burada..
Ehven-i Şerrin ANA mantığını işte bu müthiş düsturlar oluşturmaktadır. Fakat bu da bir yere kadar geçerlidir çünkü tüm bu düstür ve strateji ile birlikte TEK BİR MERKEZE baskı yapmak, bütün gücü TEK BİR MERKEZDE toplamak, onu baskın çıkartmak ve gücü, kuvveti bölmemek de ehven-i şer içinde ki önemli strajilerden birisidir.. Velevki adaylardan bir tanesi gerçekten de İYİ birisi de olsa ama o kişiye verilecek oylar eğer gücü bölüyor ve O İYİ olan kişinin de seçilmesine engel teşkil ettiği gibi bunun yerine o en zalimi yada en zalimlerden birini idare makamının başına getiriyorsa şu halde artık onu seçmek yani O İYİ olanı seçmek ve ona rey atmak ehven-i şer olmaz.. Çünkü İYİ olan o kişinin küçük bir etki alanı, taraftar grubu ve oy oranı vardır, bu bellidir ve seçilebilecek durumda değildir. Şu durumda bu kişiye verilecek oylar ise kendini seçtirmediği gibi boşa gidecek ve en zalim olana yarayacak demektir.. İşte böyle bir durumda EN ZALİM OLANIN TAM KARŞISINDA OLAN, ONUN KARŞITI OLAN, ONU TAHTINDAN EDECEK, İKİNCİ ADAYI SEÇMEK GEREKMEKTEDİR Kİ o en zalim olana ve onun tahribatına aman verilmesin.. Peki nereye kadar..? Allah’ın vaadi gelinceye kadar..! Allah’ın o toplum hakkında ki hükmü gelinceye kadar..!
Bu ehven-i şer konusunda İKİ çok mühim mesele vardır; Eğer kişi bu 2 şeyi ıskalarsa kesinlikle SAVRULUR..! HAKK namına hareket ettiğini sanırken Batıla hizmet ederde haberi bile olmaz..!
Onlardan Birincisi şudur; Aslında MESELE kişinin kime oy verdiği yada vermediğinden daha çok yaptığı BU İŞİN NETİCESİNİN KİMİN İŞİNE YARADIĞİ, KİMİN HANESİNE YAZILDIĞIDIR..! İşte önemli olan şey ve KRİTİK soru da budur.. Çünkü amaç NETİCE’dir, neticeye ulaşmaktır. Eğer kişi verdiği bir oy ile, ki artık her nereyi tercih etmiş ise, yada güya TARAFSIZ kalacağını zannedip VERMEDİĞİ oy ve gitmediği o seçim ile, eğer NETİCE OLARAK daha şiddetli bir zalimin iktidara gelmesine, islama, imana, kur’ana mukaddesata, düşman, müslümanlara saldıranların ve onlar ile uğraşanların, değerlerine hakaret edip tahkir edenlerin yönetim ve idare makamına gelmesine SEBEP olmuş ve bu neticeye yol açmış, onları sevindirmiş ise işte kişi artık bundan direkt sorumludur demektir..! Bir Hayra Sebep Olan Yapan Gibidir de, bir şerre ve zulme, yahut daha şedit bir zulme yada batıla sebep olan yapan gibi değil midir..? Zulme Rıza ZULÜM, Küfre Rıza ise KÜFÜRDÜR.!
Özetle bu 1. Madde ile alakalı doğru soru; KİŞİNİN ĶİME OY VERECEĞİ yada VERMEYECEĞİ DEĞİL bu yaptığı işin, seçimin yada yapmadığı ve güya tarafsız kaldığını zannettiği o seçimin aslında KİMİN İŞİNE YARADIĞİ, KİMİN HESABINA YAZILIP NEYİ NETİCE VERDİĞİDİR..? Kritik ve yakıcı olan soru işte budur…
İkinci Mühim Mesele İse Şudur; Ehven-i Şer derken eğer AZAMİ ŞER bilinmez, görülmez ve ıskalanırsa ehven-i şer de bilinmez, görülmez, ıskalanır ve yanlış safta, tarafta kalınır..! AZAMİ ŞER ise; Din, İman, Kur’an, Mukaddesat düşmanları, islamiyete, müslümanlara, Onların değerlerine hakaret edenler, tahkir edenler, aşağılayanlar, zulmedenlerdir.. Milletin imanı çalanlar, mukaddesat filan dinlemeyenler, sallamayanlardır.. Peki başka..? Devlet, Millet, Ümmet düşmanları, Vatanı bölmeye çalışanlar, özerklik isteyenlerdir.. Peki başka..? Fetöcüler, kainat şerefsizi fetullah gülenin 1 dolarlık askerleri ve fetöcü kahpelerle hala iş tutanlardır, onları sevenler, onlara güzellemeler yapanlar, tavır koyamayanlardır.. Peki başka..? Bu ülkeyi ve devleti yabancı bir takım devletlere peşkeş çekenlerdir, ülkenin anahtarını batılı devletlere teslim etmeye hazır ve hevesli olanlandır.. Peki başka..? Yapılan yatırımları, bir takım teknoloji ve savunma sanayi kazanımlarını durduracağını söyleyenlerdir.. Özetle; Eğer kişi AZAMİ ŞERRİ göremez ve bilemez ise ehven-i şerri de herhalde ki asla anlayamayacaktır..!
Bu seçim sisteminde OY VERMEYE GİTMEMEK kesinlikle bir çözüm değildir.. Çünkü oy vermeye gitmeyince SİSTEM ÇÖKMÜYOR Kİ..! Sistem tıkanmıyor ki.. Sistem, oy vermeye gelenlerle devam ediyor.. Seçimin sonucunu ise oy vermeye GİTMEYENLER DEĞİL gidenle belirliyor..
Oy vermeye gitmeyenler tabiri caizse YOK hükmündedir. Kendilerini YOK saydıkları için seçimin sonucuna ve dolayısı ile ülkenin geleceğine de katkıları YOK hükmündedir..! Böyle kişiler vatandaşlık bilinci ile hareket etmeyip görevlerini de yapmamış olacakları gibi sadece kendilerini kandırmış olurlar.. Çünkü hiç bir şeyi değiştiremezler, zira onlar kendilerini YOK saymıştır.. Sistem ise VAR olanlarla devam edecektir ve sonucu VAR OLANLAR, seçime gidenler belirleyecektir..!
Verilmeyen oy sebebi ile, gidilmeyen ve güya tarafsız kalınacağı zannedilerek kullanılmayan oy ile, eğer islam, iman, kur’an, ezan, başörtü düşmanları, müslüman düşmanları yönetime ve idareye gelirse, yada teröristlerle yada terörist fetöcülerle iş birliği içinde olanlar yönetime gelirse, veya vatan hainleri yahut ak partinin yaptığı hataları YAPMAYACAĞINI DEĞİL DE bilakis iklim sözleşmesi, istanbul sözleşmesi, aşı gibi bir çok meselede ak partiyi dahi beğenmeyip mevcut bu politikaları daha şedit ve kararlı şekilde uygulayanlar yönetime ve idareye gelir ve başımıza amir olur ise İŞTE ASLINDA O VERİLMEYEN OY, GÜYA TARAFSIZ KALINACAĞI ZANNEDİLEREK VERİLMEYEN OY, ASLINDA O ZALİMLERE, O BETERİN BETERİ OLAN KİŞİLERE VE PARTİLERE VERİLMİŞ OLUR..! Şeytan da bu kişilerin arkasından kıs kıs güler..! “Nasılda sağdan yanaştım, nasıl da kandırdım yine” diye..
Sineğin ısırmasından güya kaçan bu insanlar yılanın zehirlemesine razı olurlarda bundan haberleri bile olmaz.. Niye..? Çünkü onlar kendi kendilerini bilerek, isteyerek kandırmayı seçtiler ve öfkelerine yenildiler…
Ayrıca bu insanlar, o Allah, peygamber, din, iman, islamiyet, kur’an, ezan, mukaddeset düşmanlarını gitmedikleri seçim ve vermedikleri oy ile yönetime ve idareye taşımanın ağır vebalini de yüklenirler.. Çünkü sebep olmuşlar ve zemin hazırlamışlardır..
Peki başka..? Bir çok müslümanın çok ince bir strateji ile hareket edip yaptığı çalışmayı ve bunca zamana değin kazanılan mevzileri de boşa düşürmenin de ağır vebalini yüklenirler..! Neden..? Çünkü mevziyi terk edip, merkez kuvveti bölüp, daha şedit bir düşmanın gelişine zemin hazırladıkları, tahribatlarına imkan verdikleri için…
Kural aslında basittir; Terezinin iki kefesinden birinin hafifliği otomatikman diğerinin sikletine etki eder ve onu baskın çıkartır..
Mesela; Çok hassas bir tartı, bir terazi düşünün. Terazinin iki eşit kefesi var. Ve o iki kefede iki eşit ağırlık olsun.. Nasıl ki o terazi kefelerinden birine koyulacak, İLAVE, edilecek mesela bir tek ceviz bile, hatta bir tek küçük çekirdek bile (Bir Tek Oy..) o terazinin bir gözünü diğerine baskın çıkartır, bir diğer ifade ile; diğer terazi kefesini boşa düşürür, yada bu İLAVEYİ yapmayıp, terazinin iki eşit kefesinden birinden alıp diğerine koyulacak bir tek ceviz, hatta çekirdek bile doğal olarak terazinin diğer kefesini baskın çıkartır.. İşte aynen öylede, böyle hassas bir dönemde, şartlarda ve koşullarda ve böyle bir seçim sisteminde, bir tek oy bile diğer bütün müslümanların emeğini ve çabasını boşa düşüreceği, belki islam düşmanlarını ise yönetime taşıyacağı yahut islam ve türkiye düşmanı ülkeleri sevindireceği ve onların hesabına yazılacağı için VEBALİ AĞIRDIR..!
Bizler öfkemize değil hadise uyup peygamberi (s.av) dinlemeliyiz… Bunun bize bir mes’uliyeti yok… Çünkü ak partinin şer olduğunu kabul ediyoruz çünkü ŞER olan bir şeye HAKK, hakikat demiyoruz ki, öyle bilmiyoruz ki..! Fakat aksi durumda daha büyük ve dehşetli bir şer ortaya çıkıyor. Ortada ise mutlak bir hayır yok ki ona uyalım yahut orada toplanalım… Bizler, mevcudun içinden en stratejik olan hamleyi yapmamız gerekiyor..! Bakınız mevcudun içinde EN İYİSİNİ seçmemiz gerekiyor demedim, dikkat ediniz lütfen ve ANLAMAYA çalışınız.. En stratejik olan hamleyi yapmamız gerekiyor diyorum.. Çünkü merkez oyları bölmek, merkez kuvveti dağıtmak ehven-i şer değildir ve bunda bir mantık yoktur..! Velev ki bir parti hakikaten daha iyi hatta en iyisi de olsa madem o parti küçük bir partidir, herkesin oyunu almaya muktedir değildir, o halde oraya oy vermek stratejik de değildir ve ehven-i şer olmaz… Çünkü merkez oyları böler, merkez kuvveti dağıtır, bu ise düşmanın ve daha büyük bir şerrin hesabına yazılır…. Bu manada Yeniden Refah Partisi de kesinlikle ehven-i şer değildir.. Kendileri belki daha ehven bir parti olabilir, buna bir şey diyemem ama ehven-i şer değildir..
Şimdi gelelim AK partinin neden hala ehven-i şer olduğuna; Bununla alakalı kesinlikle yüzlerce örnek ve kanıt gösterilebilir. Ama biz sadece bazılarını söyleyip yazmak, bununla iktifa etmek istiyoruz;
Mesela birileri Ak partinin malum aşı politikalarını uygulaması sebebi ile “NASIL ehven-i şer olabilir ki..? Orada mutlaka durulması gerekiyordu..” diyorlar.. Sonuna kadar haklı bir eleştiri.. Çünkü burada ki zulmü, gaflet ve dalaleti ifade etmeye ben kelimeler bulamıyorum. İhanet boyutu var mı belki bunun bile ciddi olarak araştırılması ve sorgulanması gerekir.. Gerçek bizce ve kanaatimizce böyle iken yine de ehven-i şer olduğunu ifade etmek durumundayım, şöyle ki; Evet ak parti bu tarifi bile tarifsiz zulmü, yanlışı, belki ihaneti yaptı, hatta uyarılmasına rağmen haptı ama en azından ak parti başka bazı ülkelerde olduğu gibi bir kanun yada kararname çıkartıp polis ve jandarma zoruyla kapımıza dayanmadı.. Bizlere bir hayat alanı bıraktı.. Ak parti seçimi kazanamasaydı yönetime ve iktidara gelecek olan chp’ın genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir videsunda açıkça dedi ki; ‘Ak parti bize yetki versin, belediyelerimizi görevlendirsin bakın nasıl herkesi aşılıyoruz, biz bu işi daha güzel yaparız” dedi.. Hatta yine chp’den birileri zorla insanların aşılanmaları gerektiğini söylediler.. Aynı zihniyete sahip bir takım başka insanlar ve medya şarlatanları ise KÖPEK GİBİ aşılanmaları gerektiğini söylediler..! Yani düşünebiliyor musunuz bu konuda ak partiyi bile beğenmiyorlar ve daha şiddetli olunması gerektiğini söylediler.. Şimdi insaf ehli olan herkese soruyorum; HANGİSİ daha ehven..? Evet ikisi de şer doğru ama hangisi daha ehven..? Ak parti değil mi..?
Bakın mesela İstanbul Sözlemesi meselesi de öyle… Bu rezilliğe ak parti imza attı ama yıllar sonra bu sözleşmeden geri çekildi (Gerçi 6284 nolu kanun hala ortada duruyor, milletin gazı alındı belki sadece. Çünkü samimi ve hayırlı olan bir parti 6284’dü de kaldırırdı..) zira Avrupa Birliği bu sözleşme ile çok daha fazla tavizler isteyecekti ama sonuçta anlaşmadan geri çekinildi.. Ama başta chp, pkk destekçisi ve sevicisi HDP ve Meral Akşenerli İP hemen karşı çıktılar, eleştirdiler… Mesela Meral Akşener eğer iktidar olunursa buna geri döneceklerini söyledi… Şimdi soruyorum; Evet ak parti o sözleşme ile çok şer bir iş yaptı doğrudur ama nihayetinde tepkilere cevap verildi bundan geri dönüldü. Ama eğer ak parti iktidar olmasaydı, iktidara gelecek olan chp-hdp-ip bloğu daha fenasını yapacaklarını ilan ettiler…Şimdi soruyorum; Acaba hangisi ehven-i şer, hangisi AZAMİ ŞER..?
Konuyu çok uzatmadan ben seri olarak bazı şeyleri daha yazmak isterim hemen;
Kılıçdaroğlu, Yeni Zelanda’da namaz kılarken terör kurbanı olan Müslümanlarla ilgili yorumunda terörün kaynağı olarak İslam dünyasını hedef göstermişti.. Yani chp’yi ve zihniyetini temsil eden Kılıçdaroğluna göre TERÖRÜN KAYNAĞI İSLAM DÜNYASI imiş.. Çıkıp da bir tek chp’li itiraz etmedi, “sen diyorsun..” demedi.. Şimdi biz bunları mı iktidara taşımalıyız..? Soruyorum; Hangisi ehven, hangisi AZAMİ ŞER..?
Mesela yine chp’yi temsil eden kılıçdaroğlu katıldığı bir televizyon programında, defalarca yaptığı gibi bir kez daha başörtülü kadınları ve başörtüsünü hor görmüştü. Başörtüsü için “1 m2’lik bez parçası” ifadesini kullanmıştı.. Bu mukaddesata saldırı değil midir.? Bu tesettür meselesi ayet değil mi..? Nur suresi 31 ve Ahzap 59. Ayetlerde Rabbimiz tesettürden bahsetmiyor mu..? Kısaca Ayetleri yalanladı ve tahkir etti.. Şimdi bu zihniyetimi iktidara taşıyacağız..? Ama ak parti gelmezse otomatikman onlar iktidar olacak, konjöktür bu.. Bu seçim sistemini bizler kurmadık ki, içinde bulduk kendimizi.. Ne yapalım, meydanı onlara mı bırakalım şimdi..? Matematik basit, o gelmezse o gelecek..! Çünkü oy oranları belli ve ittifaklar belli.. Sizlerin tesettürlü analarınız, bacılarınız, eşleriniz var mı kardeşler..? Eğer varsa bu durumun mukaddesata bir saldırı oluşu dışında ve onun yanında sizlerin eşlerine, analarına, bacılarına ve inançlarına, özgür iradelerine de bir saldırı değil mi..? Bunu affedebilir misiniz..?
Sonra yine bu adam bir takım kendi gibi ekibiyle birlikte bizim namaz kıldığımız seccadeye ayakkabıları ile basıp ayaklar altına almadı mı..? Böylece aslında bizim namazımızı ve mukaddesatımızı ayaklar altına aldığını ilan etmedi mi..? Şimdi bunları mı yönetime taşıyacağız, başımıza amir, idareci seçeceğiz..?
Sonra bu chp lideri ve zihniyeti “Herkesle helalleşeceğiz..” reklamı yapıp, palavrası sıkıp imam hatiplilerden oy isterken “imam hatipte okursan sapık olursun” diyen şarkıcı bozması Gülşen’e kalkan olmadı mı..?
Yine 2022 Ağutos ayında bu adam ve temsil ettiği chp zihniyeti Katıldığı bir televizyon programında İstanbul Sözleşmesi’nin “LGBT’yi özendirmediğini” söylemedi mi..? “LGBT, Türk aile yapısını bozuyor mu?”
sorusuna “Hayır, ilgisi yok. Niye aile yapısını bozsun?” cevabını vermedi mi..? Tamam ak partiyi istanbul sözleşmesi ile ziyadesiyle eleştirdik ki haklıyız, sonuna kadar haklıyız ama onun yerine gelecek olanlar da bundan vaz geçeceğini söylemiyor ki..! Bilakis geri çekinilmiş bir anlaşmaya tekrar geri döneceğiz diyorlar.. Sorarım şimdi, insafla; Hangisi EHVEN hangisi AZAMİ ŞER..?
Yine bu konu ile alakalı 2022 Eylül ayında “cinsel yönelimin yasayla dezavantajlı olmaktan çıkarılacağını ve LGBT’nin yasal olacağı” vaadinde bulunmadı mı..?
Yine bu adam bir çok chp’li milletvekili, yönetici 15 Temmuz Türkiyeyi İşgal Girişimine hiç utanmadan, arlanmadan “Kontrollü Darbe” demedi mi..? Sonra daha da ileri gidip bu zihniyet ve bir çok destekçisi TİYATRO demediler mi..? Ne yani şu an da içeride olan başta AKIN ÖZTÜRK gibi paşalar ve bir çok üst düzey komutan, asker bir TİYATRO için mi geleceklerini yaktılar, kariyerlerini yaktılar, apoletlerini söktürdüler, hapse girip yıllarca hapiste yatmayı göze aldılar..? Bunlar bir TİYATRO içindi öyle mi..? Sonra KHK ile içeri atılan fetöcüleri serbest bırakacaklarını söylemedi mi bu adamlar..?
2013 de Türkiye Cumhuriyeti hükümetini hedef alan yurt dışı destekli bir darbe girişimi olan Gezi olaylarına açıkça arka çıkmadı mı bu chp’liler..? Mesela Genel Başkan Kılıçdaroğlu: “Eylemcilerin tertemiz alınlarından öpüyorum. Onlara şunu söylüyorum. Haklı talepleriniz var..” demedi mi..? Şimdi bu chp’yi mi iktidara taşıyacağız kardeşler.? Bize ne olmuş ki onları iktidara taşıyacağız..? Yaptığımız iş, bir hareket onların hanesine yazılacak..? Ben bundan TİTRİYORUM… Evet ak parti şerdir, kendi seçmenine de defalarca ihanet etmiştir, adam yerine koymamıştır, ÇANTADA KEKLİK görmüştür, KOYUN MUAMELESİ yapmıştır doğru ama Allah aşkına insafla söyleyin, şu durumda hangisi ehven, hangisi AZAMİ ŞER..?
Peki, 2011 olması lazım, CHP genel başkanı olduktan sonra Hakkari’de yaptığı ve bir tane Türk bayrağının bile dalgalanmadığı, dalgalandırmaya cesaret edemedikleri o miting de skandal açıklamalara imza atarak “Avrupa’da kabul edilen yerel yönetimler özerklik şartını aynen kabul edeceğiz” demedi mi bu adamlar..? Allah aşıka bu vatanı bölmek, bölmeye çalışmak, teröristlerle iş tutmak, teröristlerin dediğini yapmak değil midir..? Soruyorum size kardeşler, bizler bu chp mi iktidara getireceğiz..? Yada iş tuttuğu pkk sevici partiyi..? Ama ak parti etrafında toplanmamak mevcut seçim kurallarına göre chp’yi iktidara taşıyor..! Chp ise terörist sevici o malum partiyle iş tutuyor..? Allah aşkına siz söyleyin, hangisi daha ehven..? Ak parti mi, chp mi..? Hatasıyla, günahıyla, zulmüyle ama vatanın bütünlüğü savunan ak parti mi yoksa bu vatanı açıkça böleceğini söyleyen, haykıran, ilan eden chp mi..?
Yine chp lideri, 2016 da, chp li ekibiyle birlikte “Biz hapiste hasta yatan PKK’lıya da gittik, DHKP-C’liye de gittik, Hiç
ayrım yapmadık” demedi mi..?
“Biz YPG’yi terör örgütü olarak görmeyiz. YPG kendi vatanını kurtarmak
için örgütlenmiş bir oluşumdur.” demediler mi..?
Yine Kılıçdaroğlu’nun A takımından olan Genel Başkan Yardımcısı Gamze İlgezdi ve eski Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, terörist cenazesinde boy göstermediler mi..? Terör örgütü PYD’ye katılıp Kobani’de öldürülen teröristin cenazesini karşılayıp Gamze İlgezdi de cenazede gözyaşı dökmedi mi..?
Şimdi bunları mı iktidara yada yönetime taşıyacağız kardeşler..? Ama ak parti etrafında toplanmamak otomatikman chp’yi iktidar yapıyor.. Matematik ortada.. Chp’nin ise kimlerle iş tuttuğu da ortada..
Yahu bu adamlar İHA- SİHA projemizi bile durduracaklarını söylemediler mi..? Ki bütün işaretlerde bunu gösteriyor ve ispatlıyor.. Yahu iyi giden bir şeyi, Türkiyeye inanılmaz bir güç, kuvvet katan, Türkiyeyi bu konuda Dünyada 1 nunara yapan bir projeyi NİYE durdurmak ister bir parti..? Eğer hain değiller ise yada dışarıdan kontrol edilmiyorlar ise bunu niye ister bir partinin vekil ve yetkilileri..? Hadi ağzından kaçırdı diyelim, parti olarak ona nasıl dünyayı dar etmezler, kovmazlar, rezil-rüsvay etmezler..? Şimdi, şu durumda ne yani bizler bu chp’yi ve onunla birlikte hareket eden, iş tutan hdp’yi mi yönetime, idareye taşıyacağız..? Bunun hesabını biz Allah’a nasıl veririz..? Akşama kadar namaz kılsa bir adam, başını secdeden kaldırmasa herhalde ki bunun vebalinden kurtulamaz..
Yahu bu adamlar Apo’yu ve Selehattin Demirtaş’ı, hatta Osman Kavalayı bile serbest bırakacaklarını söylemediler mi..? Bunları yönetime taşıyacak bir seçim mi yapacağız şimdi, bu bize, bir müslümana yakışır mı..? Biz güya ak partinin, Erdoğanın kulağı çekeceğiz derken chp’yi ve ittifak ettiklerini yönetime ve idare makamına taşıyacak bir seçimde ve harekette mi bulunacağız şimdi..? Hiç olur mu, mümkün mü..? Yaptığımız bir işin NETİCESİ islam, iman, kur’an, mukaddesat düşmanı chp’nin ve hdp’nin işine yarasın da biz ak partinin ve erdoğan’ın kulağını çektik diye kendimizi kandıralım öyle mi..? Bizim gibi samimi insanların, vatansever insanların seçiminde VATANSEVER bir neticeyi doğurması gerekekmez mi..?
Şimdi siz söyleyin kardeşler, KİM EHVEN, KİM AZAMİ ŞER..?
Bunun gibi yüzlerce ama gerçekten yüzlerce çok çeşitli konulardan şeyler yazıp paylaşmak mümķün ama daha fazla uzatmamak ve “lafın tamamı akıllı adama anlatılmaz” kaidesiye maksat da anlaşılmıştır belki diye bu kadarı ile iktifa ediyorum..
Özetle; Bizler TAKINTILI insanlar değiliz kardeşler, olamayız, olmamalıyız da.. Ak parti’nin ve Erdoğan’ın kulağını çekeceğiz diye dolaylı yoldan aslında düşmanlarımız ile iş birliği yapmayı netice verecek yada düşmanlarımızın işine yarayacak, onların hesabına geçecek, hanesine yazılacak işler yapamayız..! Onlarla aynı safta, tarafta, aynı gaye ve hedefte buluşacak da değiliz.. Öfkemize yenilip, ülkenin, milletin ve devletin anahtarını düşmanlarımıza ve onlarla iş birliği içinde olanlara verecek ve feda edecek de değiliz.. Onlarla aramızda ki uçurum pek derindir.. Allah bu milleti tez zamanda ak partinin şerrinden ve zulmünden de kurtarsın inşaAllah.. Maalesef aldatıldık.. Hem de defalarca.. Hatta ehven-i şer ile hareket ettiğimiz bilindiği için ÇANTADA KEKLİK olarak görüldük, KOYUN MUAMELESİ yapıldı.. Defalarca aldatılıp ihanete uğradık.. Ama bizim payımıza Resule (s.a.v) uymak, devletimize bütün öfkemizi yutarak, ayaklar altına alarak sadakat, özveri ve samimiyet düştü onlara ise türlü zulümler, belki ihanetler, tarifsiz günahlar ve ağır veballer düştü.. Onlar dostlarını ve değerlerini kendilerinden uzak tuttular, sadece kullandılar ve nihayetinde kendilerini iktidarda tutan bir çok dostlarını da kendilerine düşman ettiler.. Ama onların düşmanları da onlara bir türlü dost olmadı, o kesime ve cenaha da bir türlü yaranamadılar..! Onların kahir ekseriyeti belki imtihanlarını kaybettiler.. Ama yine şunu hiç unutmayın kardeşlerim; Bu hayatta BİZLER KENDİ ROLÜMÜZÜ DOĞRU OYNAYACAĞIZ.! Özetle, bütün bir yazının hulasası nedir derseniz şudur derim; AZAMİ BİR ŞERRE DÜŞMEMEK İÇİN EHVEN-İ ŞER İHTİYAR OLUNUR..!