GENÇLER ÜNİVERSİTE DİPLOMASIYLA MARKETLERDE GELECEK ARIYOR; HAYALLER RAFLARDA KALDI
Türkiye’de ekonomik kriz ve işsizlik üniversite mezunu gençleri hayallerinden uzak işlerde çalışmak zorunda bırakıyor ya da ailesinden aldığı harçlıkla geçinmek zorunda kalıyor. “Gençlerin Beklenti ve Yönelimleri Araştırması 2024” de bu durumu gözler önüne seriyor. Araştırmaya göre, 18-34 yaş aralığındaki gençlerin %64,1’i ailesinden aldığı maddi destekle geçimini sağlıyor. Ekonomik bağımsızlık, gelecek kaygısı ve iş-hayat uyumu gibi konular gençler için giderek daha büyük bir sorun haline geliyor. İş dünyasında kendilerine yer bulmakta zorlanan üniversite mezunu gençler, kurumsal zincir marketlerde çalışmak zorunda kalarak geçimlerini sağlamaya çalışıyor.
Bu zincir marketlerde istihdam edilen binlerce genç, eğitim hayatlarını tamamlamış olmalarına rağmen kendi alanlarında iş bulmakta zorlanıyor. Yüksek işsizlik oranları ve düşük maaşlar, üniversite mezunu gençleri marketlerde kasiyerlik gibi işlere yönlendiriyor.
Öğretmenlik, mühendislik, edebiyat gibi farklı bölümlerden mezun olan bu gençler, zincir marketlerde kasa başında veya raf düzenleyici olarak çalışarak geçimlerini sağlamaya çalışıyor. Ancak bu geçici çözüm, onların kariyer hedeflerinden uzaklaşmalarına ve niteliklerine uygun iş bulma şanslarının azalmasına neden oluyor.
Üniversite mezunu gençlerden biri olan ŞOK’ta kasiyerlik yapan Hatice, “Dört yıl boyunca hayalini kurduğum mesleği yapabileceğimi düşünüyordum. Ancak mezun olduğumda işsizlikle karşılaştım. Şu an markette çalışıyorum ve ailem ile beraber yaşadığım halde geçimimi zor sağlıyorum. Asgari ücretin biraz üstünde bir maaş alarak, haftada 6 gün vardiyalı, bir günde full yani sabah 9 akşam 9 çalışmak zorundayız. Sosyal hayat yok, saatler düzensiz, her işi yapıyorsunuz. Tatil günleri belli değil, plan yapmak zor. ‘Bunca yıl markette çalışmak için mi üniversite okudun’ tepkileri ise zihinsel olarak yıpratıyor.” diyor.
Bu durum, Türkiye’nin genç ve eğitimli nüfusunun giderek daha fazla ekonomik sıkıntılara sürüklendiğini gösteriyor. Uzmanlar, bu tür niteliksiz işlerde ağır ve uzun süreli çalışmanın gençlerin geleceğini tehlikeye attığını ve bir “kayıp nesil” oluşabileceğine dikkat çekiyor.
Bu tablo sadece bireylerin değil, ülkenin geleceğini de tehdit ediyor. Eğitimli gençlerin hayalleri market raflarına sıkışırken, toplumun en büyük kaynağı olan beyin gücü heba ediliyor. Araştırmalara göre bugün 5 gençten 4 ‘ü fırsat bulursa yurtdışına gitmek istediğini söylüyor.
Son Söz
Sadece geçim mücadelesi için diplomaları ile birlikte hayallerini de rafa kaldıran gençlerin değil, hepimizin umutları kayboluyor. Türkiye’nin gerçek beka sorunu budur; eğer bir çözüm bulunamazsa, bir neslin umutları tükenirse, yalnızca gençler değil, tüm toplum kaybeder.