Haberde Bursa

KALBİNİZDE “AŞK” OLSUN!

10.02.2021

Girişimsel Kardiyolog Prof. Dr. Ali Metin Esen, yapılan araştırmalarda kalbi aşkla, sevgiyle dolu olanların stres seviyeleri daha düşük bulunurken, aşkın kan basıncını ve kalp hızını düşürücü etkisinin olduğunu belirtiyor. Evliler, bekarlara göre daha uzun yaşıyorlar. Kalp krizinden dolayı ölümlere karşı korunmaları ise yüzde 14 daha fazla.

14 Şubat Sevgililer Günü’yle birlikte sevmenin, sevilmenin önemini bir kez daha hatırlıyoruz. Duygusal dünyamızı doyuran bu duyguların kalp ve beyin sağlığı üzerinde de olumlu etkileri bulunuyor. Tıp dünyasının yakından takip ettiği American Journal of Epidemiology’de yayınlanan bir araştırma, yaşları 30 ile 69 arasında değişen yaklaşık 5 bin yetişkinin ilişkilerini değerlendirdi. Araştırmaya göre güçlü, mutlu evlilikleri olanların, bekar erkeklerden ve kadınlardan daha uzun yaşadıkları tespit edildi. Duygusal bağları az olan kişilerse diğerlerine kıyasla 2 kat daha fazla ölüm riskiyle karşı karşıya kaldılar. Yüzlerce yıldır şairlerin, yazarların, filozofların aşkı sembolize ettiği kalbin yapılan araştırmalarda aşkla doğrudan ilişkisi olduğu kanıtlandı. “Sempatik sinir sistemimiz veya stres, zorluklara karşı tepkimizi ölçüyor. Savaşma veya kaçma reaksiyonları beyni harekete geçirirken adrenalin, noradrenalin stres hormonlarının kandaki düzeyini artırıyor. Bu hormonların etkisiyle kalp daha hızlı çalışıyor ve kan basıncı yükseliyor. Oysa aşık olmak, stres tepkimizi azaltarak kan basıncı ve kalp hızını düşürücü etki yapıyor. Araştırmalar, güçlü sevgi, evlilik ve sosyal bağların kan basıncını azalttığını, izolasyon ve yabancıların yanında olmanın kan basıncını artırdığını gösteriyor. Aynı şey kalp atış hızı için de geçerli.” diyen Girişimsel Kardiyolog Prof. Dr. Ali Metin Esen, son yıllarda yapılan bir araştırmaya göre evli kişilerin kalp krizi geçirdikten sonra hastanede ölme riskinin yüzde 14 daha düşük bulunduğunu sözlerine ekliyor. Yine aynı çalışmaya göre hastaların hastanede kalış süresi de ortalama 2 gün daha az.

Uzun ilişkisi olanlar daha şanslı

Aşk ve sevgi dolu ilişkilerin stresi azaltması bağışıklık sistemimizi de güçlendirmektedir. Girişimsel Kardiyolog Prof. Dr. Ali Metin Esen, aşık olduğumuzda vücudumuzun verdiği tepkileri, tıbbi olarak şu şekilde açıklıyor: “Endokrin araştırmaları (hormonların incelenmesi) ve modern fonksiyonel beyin MRG’leri sayesinde perde arkasındaki değişiklikleri görmeye başladık. Aşk, oksitosin, vazopressin, dopamin, serotonin, kortizol ve testosteron dahil birçok hormonunuzda değişikliklere neden olmaktadır. Aşık olduğumuzda oksitosin ve vazopressin hormonları, beyindeki dopamin ödül sisteminizle etkileşime girmektedir. Bu, maaş zammı almak veya sınav kazanmak gibi olumlu olaylar olduğunda insanların kendilerini iyi veya mutlu hissetmelerine neden olan sistemle aynıdır. Vazopressin kan basıncını kontrol etmeye yardımcı oluyor. Stres hormonu olan kortizol, aşık olduğumuzda ilk başta yükseliyor, ancak uzun vadeli, istikrarlı bir ilişkide hızla düşüyor ve bu da sağlığa katkı sunuyor.”

“Aşık olamıyorum” diye endişelenmeyin!

Aşık değilseniz ya da aradığınız aşkı bulamıyorsanız üzülmeyin. Ailenizle veya arkadaşlarınızla geçireceğiniz hoşça vakit de kalp sağlığınızı koruyacaktır. “400’den fazla yetişkinin katıldığı bir çalışmada araştırmacılar, insanlar ne kadar birbirleriyle vakit geçirirlerse hastalanma risklerinin o kadar azaldığını buldular.” açıklamalarında bulunan Esen, arkadaş canlısı kişilerin daha az soğuk algınlığıyla dahi karşılaştıklarını belirtiyor. Kısacası ilişki durumunuz ne olursa olsun, olumlu, yakın ilişkilerin genel sağlığınız ve zindeliğiniz için önemli olduğunu unutmayın. Aile üyelerine ve arkadaşlarınıza zaman ayırmak, kişisel sağlığınıza da bir yatırımdır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>