İbrahim Sanalp yazdı; MUTLU PRENS

Köşe yazarımız İbrahim Sanalp makalesinde;

Havai fişeklerin konuştuğu, bülbüllerin, güllerin dile geldiği, devin çocuklarla oyun oynadığı, sevgi uğruna fedakârlık yapılan bir dünyada, heyecanlı bir maceraya hazır olun. “Mutlu Prens” in türü öykünce olur. Öyküncelerde hayvanlar, bitkiler, nesneler insanlar gibi konuşur. Kıssadan hisse anlatılır.

“Mutlu Prens” heykeli, bir sütunun tepesinde yükselir. Mutlu Prens heykeli, üzerinde altın varaklar, safir gözler, kılıcın kabzasında kırmızı yakut taşıyordu. “Mutlu Prens” in ağlamayacağı düşünülür. Mutlu Prens meleklere benzetilir. Meleklerin rüyalarda görüldüğü söylenir.

Bir kırlangıç şehrin üzerinde uçar. Mutlu Prens heykeline konar. Kırlangıç bir kamışa âşık olmuştu. Kamış hareket etmiyor. Kırlangıç yerinde duramıyor. Ayrılırlar.

Kırlangıç, Mutlu Prens heykelinin ayakları arasına konar. Üzerine bir su damlası düşer. Kırlangıç, yukarı bakar. Mutlu Prens heykelinin ağladığını görür. Mutlu Prens, kılıcının kabzasındaki yakutu, hasta çocuğa götürmesini, kırlangıca söyler. Kırlangıç, yakutu fakir çocuğa götürür. Kırlangıç içinde sıcaklık hisseder. İyi bir davranışta bulunmuştur.

Mutlu Prens, safir gözlerinden birini fakir öğrenciye götürmesini, kırlangıca söyler. Kırlangıç, safir gözlerden birini fakir öğrenciye götürür. Mutlu Prens, bir safir gözünü kibritçi kıza götürmesini, kırlangıca söyler. Kırlangıç, söyleneni yapar.

Mutlu Prens, insanların acılar çektiklerini, kırlangıca söyler. Yoksulluktan daha büyük bir sır olmadığını belirtir. Kırlangıç, şehrin üzerinde uçar. Yollarda fakirleri görür. Gördüklerini “Mutlu Prens” e anlatır. Mutlu Prens, üzerindeki altın varakları söküp fakirlere vermesini, kırlangıçtan ister. Kırlangıç, söyleneni yapar. Fakirlerin yüzlerine pembelik gelir.

Prens ve prenses evlenirler. Havai fişek gösterisi yapılır. Çarkıfelek, çok ışık veren havai fişektir. Roma Kandili, sadece ses veren havai fişektir. Havai fişekler, yıldızlara doğru ışık saçarak yükselirler. Havai fişeklerin ışık saçmaları için, kuru olmaları gerekir. Islak havai fişek işe yaramaz.  Havai fişek gösterisi bir eğlencedir. Öküzün tarla sürmesi, atın araba çekmesi, çoban köpeğinin koyunları koruması iştir.

Çocuklar bahçede oynuyorlar. Ağaçlar yemyeşil… Bahçenin sahibi Dev, çocukları bahçeden kovar. Bahçenin çevresine duvar yapar. Bahçeye kış gelir. Kar, yağmur, dolu yağar. Çocuklar, bahçe duvarını aşıp bahçeye girerler. İlkbahar bahçeye gelir. Ağaçlar yemyeşil yapraklanır. Dev, çocukları görür. Bahçenin yeşil olmasına sevinir. Bahçenin etrafındaki duvarı yıkar. Dev, çocuklarla oyun oynar. Dev, en güzel çiçeklerin, çocuklar olduğunu düşünür.

Bülbül, şarkılarını gül ağacına söyler. Bülbül, gül ağacından kırmızı gül ister. Bülbül, bir gül ağacına konar, güllerinin beyaz olduğunu öğrenir. Başka bir gül ağacına konar, güllerinin sarı olduğunu öğrenir. Başka bir gül ağacına konar, güllerinin kırmızı olduğunu öğrenir. Kırmızı gül veren gül ağacının,  damarlarını: kış dondurmuştur. Kırmızı gülü, gece yarısı, bülbülün kendisinin şarkılarıyla yapması gerekir. Bülbülün yüreğini, gül ağacının bir dikenine dayayıp şarkısını gül ağacına söylemesi gerekir. Diken, bülbülün göğsünü delecek. Bülbülün kanı, gül ağacının damarlarına akacak…

Aşk, değerlidir. Aşka sadık olmak gerekir. Aşk, güçlü olmaktır. Aşkın kanatları, bedeni kırmızı renktir. Aşk, bir idealizmdir. İnsanlar bir idealde birleşirler. İdeal, bir üst kimlik olur.

Ördek yavrularının suda yüzmeyi öğrenmeleri, sabırlı davranış gerektirir. Aşk, iyi, güzel… Dostluk, daha yüce… Vefalı dost çok azdır. Gerçek dostlar, paylaşmayı sever. Karşılıklı yardımlaşırlar. Değerli madenler, eşyalar zor günlerde dost olurlar. Değerli madenleri, eşyaları zor günlerde satıp yiyecek alabiliriz.

Dostlar, karşılık beklemeden yardım ederler. Dostluğun ana fikri, karşılıklı yardımlaşmaktır. Yardımlaşmak, üretici olmaktır. Üretip paylaşmaktır. Üreten, tüketime hak kazanır. Toplum, karşılık beklemeden: karşılıklı yardımlaşmayla güçlü olur.