Ahmet Koçak yazdı; CHP YILDIRIM’DA NELER OLUYOR?
Köşe yazarımız Ahmet Koçak makalesinde;
CHP Bursa/Yıldırım İlçe Başkanlığı yönetim kurulundan toplu istifalar olunca yönetim düştü. Yıllar önce ilçe başkanlığı yapmış olan Necmettin Su başkanlığa, beş üye de yönetim kuruluna atandı. Necmettin Bey’i ziyaretimde ilçeyi Şubat ayında kongreye götürmek amacında olduğunu, ilçe başkanlığına aday olmayacağını, söyledi.
İlçe başkanlığı için iki erkek, bir de kadın üyenin adı geçince; eski yöneticiler, aktif üyeler ile sadece kongrelerde, milletvekili, yerel yönetim seçimlerinde, delege seçimlerinde aktifleşen üyeler gruplar halinde toplanmaya başladılar. Benim tanık olamadığım, olamayacağım daha çok grup aralarında toplanıyorlardır diye tahmin ediyorum. Rastlantısal olarak iki grubun toplantısına katıldım. Gruplarda konuşulanlardan bir demet sunayım;
-Yeni başkan ve yönetim kurulu üyeleri birleştirici, hoşgörülü, sorun çözücü, küskünleri partiye getirebilecek bir çapta olmalıdır.
– Tam da beni tarif ediyorsunuz.(gülüşmeler)
-Lütfen toplantımızı sulandırmayınız. Burada ciddi bir toplantı yapıyoruz.
-İlla çatık kaşlı mı olmalıyız. Şaka yapmanın neresi kötü?
-Her şakanın altında bir gerçek yatar.
-Partimizde tahsili, bilgisi, deneyimi yeterli çok üyemiz vardır. Çok efendi olduklarından pek öne çıkamıyorlar. Onlar çekingen davranınca paraşütle partiye atlayan, partide kendisine yer edinmek isteyen başka görüşlerden açıkgöz insanlar gelip başköşeye kuruluyor. Seçilmede başarılı da oluyorlar. Başkanlık dönemlerinde partide skandallar bitmiyor, küskünlerin sayısı artıyor, sürekli oy kaybetmemize neden oluyorlar.
-Biliyorsunuz siyasette hitabet çok önemlidir. İmam Hatip okullarında hitabet dersi vardır. Cami görevleri sürekli kalabalıklara hitap ettikleri için hitabetleri iyidir. AKP bu insanların gölgesinde yirmi yılı aşkın süredir iktidardır. Bizim de parti okullarında gençleri güzel hitabet konusunda eğitmemiz, kalabalıklara kolaylıkla hitap eden insanlar olarak yetiştirmemiz şarttır. Yoksa başarılı olamayız.
– İlk genel başkanı Mustafa Kemal ATATÜRK olan CHP, tarihimizde ve günümüzde çok önemli bir yere sahiptir. Çağdaşlığın, laikliğin, insan haklarının, bilimsel eğitimin tek güvencesidir. Yetmiş yıldır tek başına iktidar olamamış partinin üyeleri son yerel seçimde Türkiye’nin birinci partisi olunca hareketlendi. Üye olanların sayısı arttığı gibi kış uykusuna yatmış, yılların yenilgisinden dolayı bezgin olan üyeler de aktif olmaya başladı. Bu fırsatı iyi değerlendirmeli iktidara yürümeliyiz.
-Nasıl yürüyeceğiz? İktidara kırmızı kart göstererek mi? Anayasayı takmayanlar kırmızı kartı mı takacak? Hükümetin adamları gayet güzel işler yapıyor, gündemi belirliyorlar. CHP ancak o gündemin peşinden gitmek zorunda kalıyor. Koskoca CHP bu tür işler için iyi danışmanlar bulamıyor mu?
-Ben kırmızı kart ve ‘geçim yoksa secim var’ sloganını çok sevdim. Ülkemizde özellikle erkek seçmenler üzerinde kırmızı kartın çok etkisi olacaktır diye düşünüyorum. Kadın seçmenler üzerinde de ‘geçim yoksa seçim var’ çok etkili olacaktır. Tencerenin kaynamadığını, geçimin olmadığını gören kadın seçmenler de bu slogandan etkilenirler diye düşünüyorum.
-Ben bu arkadaşa katılıyorum. CHP yöneticileri ve üyeleri kültürlü insanlardan oluşuyor ama sayıları iktidarı belirleyecek kadar çok değil. Seçmenlerin çoğunluğu cahil insanlardan oluşuyor. Bu tür basit gibi gözüken slogan ve semboller o cahil kesim üzerinde etkili olacaktır. Sağ iktidarlar cahil halkın anlayacağı dilden, bir de dinden, ırktan bahsedince oylarını kolayca alıyorlar. Laik olan bir ülkede dini propaganda ile iktidar olunabiliyor. Bu anayasaya aykırı bir durumdur. Bu tür partiler bence kapatılmalıdır.
-Şu parti kapatma sözünü etmeyin Allah aşına. Kapattıkça daha güçlenerek iktidara geliyorlar. Seçim le yenmek daha iyidir ve kalıcı olur.
– Arkadaşlar konuyu dağıttınız. Buraya Yıldırım ilçesinin hali ne olacak diye toplandık iki saat geçti sadede gelen olmadı. Sizden yönetime girmek isteyen, ilçe başkanı olmak isteyen var mıdır?
-Benim görüşüme göre; kültürlü, yıllardır muhalefette olan, muhalefet etmeyi iyi bilen bir teşkilatta başkanlık yapmak çok zordur. Ben başkan olmayı isterim ama örgüt ne der bilemem. Örneğin ben aday olsam sizlerden yönetim kuruluna girmek isteyen olur mu?
-Kusura bakma da senden başkan olmaz. Hiç yönetimde bulunmadın. Deneyimin yoktur Bak burada önceden yönetimde bulunan çok arkadaşımız var. Ben insanların yüzüne söylerim.(Ben dururken sen de kim oluyorsun?)
-Bak demedim mi; şaka etmiştim hemen muhalefet etmeye başladılar bile.
-Arkadaşlar ünlü bir söz vardır, sağ devleti, sol birbirini yer, diye ne kadar doğru sözdür değil mi? Toplantımız az daha devam etse birbirimize gireceğiz.
-Biz sağcı partide siyaset yapanlara benzemeyiz, kimseye biat etmeyiz. Bizi yönetmek kolay değildir. Öyle demir yumruklu genel başkan ve başkanlara gereksinimimiz yoktur. Beyefendi olsun yeter.
-Anlaşılan bu toplantıda bir karar alamayacağız. Hepimizin işi gücü var. Dağılalım. Çay paralarını Alman usulü ödeyelim. Neticede kimimiz emekçi, kimimiz emekli.
-Başka bir sonuçsuz toplantıda görüşmek üzere iyi akşamlar…
ahmet.kocak16@hotmail.com