Ahmet Koçak yazdı; SİYASETÇİLER VE VATANDAŞLAR
Köşe yazarımız Ahmet Koçak makalesinde
Siyasetçiler;
Geçmişte hararetli geçen bir belediye seçimi yapılacaktı. Belediye başkan adayları televizyonlara çıkıp kendilerini halka beğendirmek için yarış halindeydiler. Televizyonculara da gün doğuyor; böyle günlerde kasalarına bol reklam parası giriyordu.
Adayın biri ile ayaküstü konuşan kadın gazeteci:
“Efendim siz belediye başkan adayısınız. Basından öğrendiğimize göre evinize kaçak katlar çıkmışsınız. Halk arasında bir söz vardır ‘imam sırıtırsa cemaat kırıtır’ diye. Bu konuda görüşlerinizi alabilir miyim?” (O sözün orijinali farklıydı. Kim yapmışsa kibarlaştırmış) Ben de merak içindeyim nasıl yanıtlayacak diye. Aday:
“Ne demek imam sırıtır, cemaat kırıtır? Ben imamlara, cemaate laf söyletmem! Bu sözünüz dolayısıyla hemen imamlardan özür dileyin.”
“Ama efendim?”
“Aması maması yok! İmamlara, cami cemaatine hakaret edemezsiniz, ettirmem!”
“Estağfurullah efendim benim asla böyle bir niyetim yoktu.”
Vatandaşlar;
“Akşam gazeteci kadının terbiyesizliğini gördün mü? İmamlara, cemaate hakaret etti utanmaz kadın.”
“Bunlar iyice azdılar. Sevmiyorsunuz anladık da hakaret etmeyin bari be birader.”
“Helal olsun adaya! Kadının ağzının payını verdi.”
“Bırak yahu senin de o kadın gibi dine imama saygın yok. Sana ondan öyle geliyor.”
“Bir kaçını sallandıracaksın bak bir daha manevi değerlere hakaret edebiliyorlar mı?”
Siyasetçiler;
Belediye başkanı ve muhalefet milletvekili televizyonda açık oturuma çıktılar. Milletvekili:
“İhaleye çıkmadan yandaş şirketten aldığınız doğalgaz sayaçlarını vatandaşa beş katı fiyata sattınız.”
“Nereden çıkarıyorsunuz?
“İşte belgeleri; on dolarlık sayacı elli dolara verdiniz. İhale yoluyla alsaydınız on dolara mal edecektiniz. Vatandaşı soydunuz. İşte sizin faturalarınız, işte piyasadan aldığım fiyat. Yazık değil mi? Vatandaşı soymaya utanmadınız mı?”
“Hayır, öyle bir şey yok. Sunduğun belgeler sahte.” (başkan sık sık terliyor, terini silmeye mendil yetişmiyor.)
“Sayın sunucu bu belgelere bakın lütfen. Siz söyleyin belgeler gerçek mi sahte mi?”
Sunucu yardımcılarını şirket yetkilileriyle görüştürüp geri dönüyor:
“Şirket yetkilisi o belgeyi kendilerinin verdiğini, isterlerse o fiyattan kendilerinden alabileceklerini söylemiş.” Belediye başkanı kızarıp bozarıyor. Terlerini silerken:
“Sen de taraf tutuyorsun.” diyor sunucuya ve devam ediyor: “ Öyle bir şey yok.” diyerek inkâra devam ediyor…
Vatandaşlar;
“Milletvekili nasıl da kızarıp bozarıyordu gördünüz mü?”
“Evet, yalan dolanla başkanı zor durumda bırakacağını sanıyor. Başkan da kendisini iyi savundu vallahi.”
“Bu memlekete iyi adam yaramıyor. Baktılar başarılı oluyor hemen iftira atıyorlar.”
“Helal olsun başkana vekili nasıl da terletti.”
“Bu programı izleyip da başkan terledi diyenler vatan hainidir.”
Siyasetçiler;
Bir vekil muhalefet liderine; “Yahu bir karış boyuyla bizim boylu poslu liderle baş edeceğini sanıyor.” dedi. Hemen muhalefetten yanıt geldi:
“Bu ne saçma sözdür? Siyaset boyla posla yapılacak bir şey değil; akılla yapılacak bir eylemdir.”
Vatandaşlar;
“Bir karış boyu var türlü türlü huyu var.”
“Boyla posla uğraşmak basitliktir. Bu nasıl muhalefet ya arkadaş?”
“Muhalefet iyice zıvanadan çıktı. Bir tek boy posla uğraşmadıkları kalmıştı.” Boy pos lafını ilk eden vekil:
“Yahu bu muhalefetin başka işi kalmamış gibi boy pos konusuyla uğraşıyor. Bunlardan bir cacık olmaz. Ayıp yahu!”
Bizim memlekette yaşayan insanlar bir alemdir…
ahmet.kocak16@hotmail.com