Türkiye’yi içine düştüğü girdaptan biz kurtaracağız.
CHP lideri Kılıçdaroğlu,“CHP iktidarında, ilk bir haftada meşhur İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar yürürlüğe koyacağız. Yarın seçim olacakmış gibi hepimiz çalışıyoruz, çalışmak zorundayız. Türkiye’yi içine düştüğü girdaptan biz kurtaracağız. Başka kurtarıcı yok” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının 10. yıl dönümü dolayısıyla, CHP Kadın Kolları İl Başkanları ile video konferans toplantısında bir araya geldi
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının satır başları şöyle:
“MÜCADELENİZ TÜRKİYE’NİN ÇAĞDAŞLAŞMASI AÇISINDAN ÇOK DEĞERLİ”
* Mücadelemiz kolektif bir mücadele aynı zamanda Türkiye mücadelesi, kadın erkek eşitliği mücadelesi, kadının siyasette daha fazla görünür olma mücadelesi, kadınların bürokratik yaşamda da belli yerlere gelme mücadelesi.
* Dolayısıyla verdiğiniz her mücadele Türkiye’nin çağdaşlaşması açısından çok değerli bir mücadele olduğunu bilmenizi isterim.
“YOKSULLUK KADER DEĞİLDİR”
* Belediyelerimiz sosyal yardımlarını kesecekler’ diye propaganda yapıyorlardı, tam aksine sosyal yardımların kalitesi arttı, hem görünürlüğü de kayboldu yani sağ elin verdiğini sol el görmedi, belediye başkanları insan onurunu, bu çok önemli bir kavram koruyarak sosyal yardım yapıyorlar.
* Kişinin yoksulluğunu afişe etmiyorlar, onurunu koruyorlar çünkü yoksulluk kader değildir, eğer bir kişiye sosyal devlet katkı vermemişse kabahat sosyal devlettedir, vatandaş da değildir…
YOKSUL HANEDE KADINLARIN HESABINA DÜZENLİ PARA YATIRACAĞIZ
* Yarın seçim olacakmış gibi hepimiz çalışıyoruz, ben dahil olmak üzere. Çalışmak zorundayız. Türkiye’yi içine düştüğü girdaptan biz kurtaracağız. Başka kurtarıcı yok. Ekonomik açıdan, sosyal açıdan vatandaşların karşılaştığı bütün sorunları çözme konusunda çok kararlı bir tutum sergileyeceğiz.
* CHP iktidarında Aile Destekleri Sigortası gelecek. Hiçbir çocuk bu coğrafyada yatağa aç girmeyecek. ‘Bir çocuk yatağa aç giriyorsa ben o gece uyumayacağım’ diyeceksiniz. Böyle kararlı, inançla bunu ifade edeceksiniz. Bunları elbette yaparız, niye yapmayalım?
* Son derece basit kurallar bunlar… Bir yasa çıkaracaksınız, Aile Destekleri Sigortası diye, nasıl işsiz kalan işsizlik sigortasından para alıyorsa, Aile Destekleri Sigortası’da da yoksul hanede kadının banka hesabına para yatacak, her ay, düzenli.
* Kadın bankadan parasını çekecek, çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak. Böylece onun yoksulluğu afişe edilmeyecek. Onun yoksulluğunu sadece sosyal devlet bilmiş olacak. Biz yoksullukla mücadeleyi aynı zamanda inanç, hukuk, adalet temelli hayata geçirmiş oluyoruz.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ YÜRÜRLÜĞE KOYACAĞIZ
* Manisa’dan MHP’liler bana selam göndermişler, benden de selam gönderirseniz çok mutlu olurum. Söyleyin, Kılıçdaroğlu dedi ki, ‘dostlarımızla beraber kurduğumuz CHP iktidarında ilk bir haftada yapacağımız 8 temel konu var. Bunlardan 8’incisi ilk bir haftada meşhur İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar yürürlüğe koyacağız…
* Başka ne yapacağız ilk bir haftada? Esnafın kredilerinin faizlerini sıfırlayacağız. Çiftçinin Tarım Kredi Kooperatifleri’nden ve bankalardan aldıkları kredilerinin faizlerini sıfırlayacağız.
* Süleyman Şah Türbesi’nin, bunu ülkücü kardeşlerim çok iyi bilirler ve anlarlar, tekrar kaçırıldığı yere götüreceğiz, terk edilen vatan toprağına bayrağımızı dikeceğiz.
* KYK’dan üniversitede okurken kredi alan ama işi olmadığı için çalışamayan, çalışamadığı için devletin icrası ile karşı karşıya olan faiz yüklenen, babalarının mallarına haciz konulan uygulamadan gençleri kurtaracağız.
* Onların faizlerini sıfırlayacağız, çocuk iş bulduğu takdirde kredisini ödeyecek. Önce iş bulacaksın ki parasını ödesin.
İstanbul Sözleşmesi’ni anlatırken salt İstanbul Sözleşmesi olarak düşünmeyin. Kadına yönelik şiddeti engelleyen bir sözleşme olarak beyinlere kazınması lazım. Bu şekliyle anlatılması gerekiyor. Vatandaş ‘bize göçmenler kadar değer vermiyorlar’ diyor. Doğru. ’40 yıldır vergi veriyorum, 40 gün bakamadı’ diyor.
* Doğru. Bütün bunların hepsi bir şekilde bizim hafızamıza kazındı. Milletvekili arkadaşlarımı görevlendirdim, gittiler, geldiler, salı toplantılarında ifade ettim.
* En son yaptığım bir konuşma var. En azından bayram öncesinde bu şekercilerin, pastacıların açık olması lazım. Berberlerin, kuaförlerin en azından iki gün açık olması lazım.
* İnsanlar en azından insanlar gidip çocuklarını oyuncak, ayakkabı, şeker alabilir. Bunu bile çok görüyorlar. Bu süreçte en büyük sıkıntıyı yaşayan esnaflar. Sanayicide bir sorun yok. Fabrika çalışıyor, üretim yapılıyor, ihracat tamam ama esnafta olağanüstü bir geriye gidiş var. Esnaf gerçekten perişan. Dolayasıyla en büyük tepki de esnaftan geliyor.