Müsilaj problemi hiçbir zaman tekil olarak değerlendirilmemeli
Bursa Su Kolektifi yaklaşık olarak iki aydır Marmara Denizi’ne kıyısı olan bir çok noktada müsilaj ya da diğer adıyla deniz salyası kirliliğinin yaşanması nedeniyle dört farklı noktada basın açıklaması gerçekleştirdi.
Yaklaşık iki aydır Marmara Denizi’ne kıyısı olan bir çok noktada müsilaj kirliliğinin süreç içerisinde yetkililer tarafından doğa olayı olarak söylenmesinin hatta deniz kirliliğinden kaynaklanmadığının ifade edilmesini üzülerek okuduklarını belirten Bursa Su Kolektifi, bu açıklamaların bilimden uzak olduğunu ve “doğa olayı” teriminin arkasına sığınılarak sorunun odağının saptırılıp, sorumluluk almaktan kaçınıldığını söyledi.
Marmara Denizi’nin yıllardır kirletilerek, yağmalandığını vurgulayan Bursa Su Kolektifi, gerekli arıtmalar yapılmadan deşarj edilen evsel ve endüstriyel atık sularının, derin deniz deşarjlarının, denize dökülen nehirlerdeki kirliliklerin, gemilerden kaynaklanan balast ve sintine sularının, dip taramalarının, kıyı kumullarının yok edilmesinin, plansız sanayileşme ve kontrolsüz kentleşmenin, nüfus baskısının, özetle kapitalizmin ekolojik çöküş etmenlerinin bu sorunun sebeplerinden olduğunu söyledi.
Kirlilikten kaynaklı balık ölümleri görülmekte
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 2019 Yılı Çevre Durum Raporu’nda Bursa’nın kıyı su kütlelerinin ekolojik kalite değerlendirmesinin hiçbir zaman iyi kategorisinde bulunmadığını aktaran Bursa Su Kolektifi, “Bakanlık tarafından da tescillenen bu kirliliğin deniz ekosistemindeki tahribi ve vermiş olduğu zararlar tüm gerçekliği ile karşımızdadır. Deniz dibindeki canlılar can çekişmekte, kirlilikten kaynaklı balık ölümleri görülmekte ve daha tahmin bile edemeyeceğimiz birçok doğal denge bozulmaktadır.” dedi.
Bizler Bursa Su Kolektifi sözlerini şu şekilde sonlardı:
“Yaşamı savunmaktan; denizlerimizin, göllerimizin ve nehirlerimizin sesi olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Müsilaj problemi hiçbir zaman tekil olarak değerlendirilmemelidir. Kapitalist sistemin yağmaladığı, kirlettiği, meta olarak alıp, sattığı doğal kaynaklarımıza sahip çıkmak ve bu talana karşı mücadele etmek hepimizin görevidir. Tüm yurttaşları suyun sesi olmaya davet ediyoruz.”