‘Bunlar mı iyi günler, daha neler getireceksiniz ülkenin başına?’
Bir dizi temasta bulunmak üzere Bursa’ya gelen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin il başkanlığının açılışını gerçekleştirdi. Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren Babacan’ın ” AK Parti Genel Başkanı şapkasıyla Sayın Erdoğan grup toplantısında bir parti liderini alenen tehdit etti. Ne demişti? ‘bunlar daha iyi günler.’ Sayın Erdoğan, bunların nesi iyi gün? Daha neler getireceksiniz bu ülkenin başına? sözleri dikkat çekti.DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan’ın partisinin il başkanlığı açışındaki konuşması şöyle:
“PARTİ DEĞİL, HİZMET NOKTASI AÇIYORUZ”
“Bugün osmanlı devletinin ilk başkenti, İpek yolu gibi tarihi birçok ticaret yolunun güzergahı olan yeşil bursamıza hizmet edecek, yeni il başkanlığımızın açılışını gerçekleştiriyoruz. Biz bugün Bursa’da bir parti binası değil, bir hizmet noktası açıyoruz. Bugün burada bir demokrasi merkezi açıyoruz. Bugün burada, atılımın ve çözümün adresini açıyoruz. Bursamıza ve ülkemize hayırlı olsun.
“HİÇBİR VESAYET ODAĞINA GÜÇ ATFETMEYECEĞİZ”
Biz çok temel bir ilkeyle yola koyulduk. Demokrasi için, milletimizin sesini egemen kılmak için yola koyulduk. Üstümüze düşen sorumluluğun farkındayız. Demokrasimize karşı yönelen her türlü kalkışmanın karşısında dimdik duracağız. Milletin iradesini her şeyden ve herkesten üstün tutacağız. Koşullar ne olursa olsun, hukuk devletinden ve hukukun üstünlüğünden asla vaz geçmeyeceğiz Hiçbir vesayet odağına, siyasetin üstünde bir güç atfetmeyeceğiz.
“SAYIN ERDOĞAN, DAHA NELER GETİRECEKSİNİZ BU ÜLKENİN BAŞINA?”
Bugünkü iktidar oluşturduğu hukuksuzluğu, güvensizliği artık inkar etmiyor. Daha iki gün önce AK Parti Genel Başkanı şapkasıyla Sayın Erdoğan grup toplantısında bir parti liderini alenen tehdit etti. Rize’de yaşanan provokatif olaylar için “ders verdiler” dedi. Daha da ileri gitti. “bunlar iyi günler” dedi. Dahası, buradan soruyorum kendisine: Ne demişti? “bunlar daha iyi günler”
Sayın Erdoğan, bunların nesi iyi gün? Daha neler getireceksiniz bu ülkenin başına? Biz bugünün tablosunu açıklayalım, gün sonunu bi verelim de iyi mi değil mi halkımız karar versin:
“KRİZLERİN ORTAĞI BAHÇELİ, ÇETE LİDERİNİ KORUYUP KOLLUYOR”
Çete liderleri özel afla serbest bırakılıyor. O çete liderleri tüm muhalefet liderlerini, gazetecileri, aydınları alenen tehdit ediyor. Krizlerin ortağı bahçeli çete liderini koruyup kolluyor. “dava arkadaşım” diyor. Mafyalar, illegal örgütlenmeler âdeta bölge bölge ülkedeki suç alanlarını paylaşıyor. Yurtdışına giden suç örgütü lideri, hani geçmişte erdoğan’ın posterleriyle Rize’de mitingler yapan varya o; siyasetçilerin, bürokratların ve gazetecilerin içinde olduğu vahim iddialarda bulunuyor. Bütün bunlar yaşanırken, bir yandan da halkımız yiyecek ekmek bulamıyor.
Çiftçimiz kuraklıkla ve hayat pahalılığıyla tek başına mücadele ediyor. İktidar destek olmuyor. Esnafımız siftah yapamıyor. Kirasını ödeyemiyor, evde tenceresini kaynatamıyor. Artık aşısı olan bir hastalık yüzünden, kötü yönetim aşıyı zamanlıca tedarik edemediği için vatandaşlarımız ölüyor. Anneler babalar çocuklarının geleceğinden endişe ediyor. Gençler ülkeden kaçıp kurtulmak istiyor. Gece yarısı kararnameleriyle her an her şey yapılabildiği için yatırımcı korkuyor, ülkemize yatırım yapmıyor.
“SAYIN ERDOĞAN, ARTIK BİR SOLUKLARININ YETER!”
Bu ülkedeki herkesin cumhurbaşkanı olması gereken Sayın Erdoğan, muhalefet liderlerini, açıkça tehdit ediyor. Kadınlar can güvenliğinden endişe ediyor. Yargı talimat almadan hareket edemiyor. Türk lirası tarihinin en değersiz günlerini yaşıyor. Ev gençleri var ev gençleri. İşsizler, iş bulamıyorlar. Ülkemizin dört bir yanından yoksulluk intiharları haberleri geliyor.
Sayın Erdoğan, bu mu sizin “iyi günler” dediğiniz? Daha ne getireceksiniz başımıza? Artık bir soluklanın yeter. Ülkemiz hukuk devleti olma vasfını yitirdi. Her konuda, her alanda başınıza buyruk davrandığınız için bu güzel ülke günbegün kaybediyor. Cumhurbaşkanlığı görevini neredeyse tamamen bir kenara bırakıp, devlet gücünü kullanarak ‘ben siyasi rakiplerimi nasıl yıldırırım, nasıl korkuturum’ derdine düştünüz. Yazıktır bu ülkeye!
“BU İKTİDARIN GİTME ZAMANI YAKLAŞIYOR”
Zor zamanlardan geçtiğimizi biliyoruz. Tam da zor zamanlardan geçtiğimiz için buradayız. Ama biz, DEVA partililer olarak nasıl yol yürüyeceğimizi de biliyoruz. Biz bu ülkenin hangi yoldan gitmesi gerektiğini biliyoruz. Sevginin, saygının, eşitliğin ve adaletin esas olduğu bşr yoldan, hakikatin yolundan, bir an bile ayrılmayacağımızı biliyoruz. Hepsinden önemlisi, biz bu ülkenin daha iyi bir yönetimi, demokrasiyi, adaleti ve refahı hak ettiğini çok iyi biliyoruz. Bu ülkede yaşayan tek bir insanın dahi adaletsizliği, yoksulluğu, yoksunluğu hak etmediğine inandığımız için buradayız. Biz bu ülkede yaşayan tek bir insanın dahi yalnız kalmaması ve geride olmaması için buradayız. Biz genciyle, yaşlısıyla, çalışanıyla, kadınıyla, erkeğiyle, emeklisiyle, çiftçisiyle vatandaşlarımızın arasındayız. Ve işte o yüzden çok iyi biliyoruz ki bu iktidarın gitme zamanı yaklaşıyor.
“EMANETİ TESLİM ALMAYA GELİYORUZ”
Türkiye’nin devası burada, hazır. Biz ülkemizin önce sağlam bir hukuk zeminine kavuşmasını ve ardından “deva ekonomisi” ile büyümesini hedefliyoruz. Deva ekonomisi ne demek? Deva ekonomisi; adil rekabete, fırsat eşitliğine, özel sektör öncülüğüne ve verimliliğe dayalı bir ekonomik sistem demek. Deva ekonomisi; kaliteli bir büyüme demek. Deva ekonomisi; tutarlı, öngörülebilir, ortak akla dayanan, şeffaf ve hesap verebilir politikalar demek. Deva ekonomisi; her bir vatandaşımızın insan onuruna yaraşır iş, gelir ve refah içinde olması demek. Biz, bu ülkenin insanlarının yatağa aç gitmediği, yarınlarından endişe etmediği bir refah seviyesi hedefliyoruz. Esnafın kepenk kapatmadığı, faturalarını ödeyebildiği, emeklilerin saygın bir gelir elde ettiği bir ülke hedefliyoruz. İşte biz, umudunu asla yitirmeyenlerin partisi olarak diyoruz ki;
Bu milletin daha fazla fakirleşmesine müsaade etmeyeceğiz.
Aileleri kara kara düşünmekten kurtaracağız.
Piyasalarda bu kadar çok likidite varken, ülkemizin açlığa mahkum edilmesine göz yummayacağız.
Halkının geçim sıkıntısını bilen, işinin ehli kadrolarla sorunları çözeceğiz.
Kimsenin şüphesi olmasın; önce güveni tesis edeceğiz, ardından topyekûn zenginleşeceğiz.
Deva iktidarında, bu verimli topraklarda, işsizlik değil, yoksulluk değil, açlık değil,
Bereket akacak.
Bolluk akacak.
Refah akacak.
Deva partisi kadrolarıyla hazır, emaneti teslim almaya geliyoruz.
“VATANDAŞA DESTEK 15 MİLYAR, GEÇMEDİĞİMİZ KÖPRÜ, HAVAALANI VE HASTANELERE ÖDENEN 31 MİLYAR LİRA”
Hani şu şaibelerin ortasındaki kişi çıktığı televizyon programında “ali babacan ekonomiyi, vatandaşın aşını düşünüyor” dedi ya. Onların düşünemediği, halkın derdini umursamadığı çok belli. O yüzden ben buradan bir kere daha acilen vatandaşlarımıza destek olacak hızlı reçeteyi hatırlatacağım. Çünkü değerli arkadaşlarım, onların tüm pandemi döneminde vatandaşa bütçeden yaptıkları destek 15 milyar lira. Ama hani o geçmediğimiz köprülere, gitmediğimiz havalimanlarına, hastanelere ödenecen garanti ödemesi var ya; o 31 milyar lira. İki katı. Kendilerine ve etraflarındaki üç-beş kişiye zenginlik ve şatafatı layık görenler, vatandaşımıza açlığı reva gördü. Buradan bir kere daha aylardır söylediklerimizi tekrarlıyorum: Vatandaşa karşılıksız destek verin. Ama geçinebilecekleri kadar ve düzenli destek verin. Şu sgk prim ödemelerini, vergi borçlarını, elektrik-su-doğalgaz ödemelerini faizsiz erteleyin. Kredi borçlarını pandemi bitene kadar faizsiz erteleyin. Kira desteğini arttırın. Stopajdan tamamen vazgeçin. Biz dersimizi çalıştık ve reçeteyi yaklaşık 1,5 sene öncesinden beri önlerine tekrar tekrar koyduk. Biz tüm önerilerimizi gerçekliğe uygun olarak, günü gününe yapıyoruz. Uygulanması mümkün olanı öneriyoruz.
Biz her an halkımızın içinde, halkımızla beraber sorunların çözümü olacağız. Bu milletin aklıyla, onuruyla, gururuyla alay eden zihniyeti, gittiğimiz her yerde milletimize anlatacağız. Aziz milletimize kulak vereceğiz. Toplumun gerçek gündeminden asla sapmayacağız. Biz deva partisi olarak bu ülkenin tek umudu olduğumuz bilinciyle çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz.”