Bitmek bilmeyen aşı tartışması: İnsanlık suçu
Covid-19 aşılaması dünya genelinde 2.5 milyar doz, Türkiye genelinde 40 milyon dozu geçti ama doktorlar arasındaki aşı tartışması bitmedi. Dr. Ümit Aktaş, “Aşı karşıtı değilim ama aşı olmadım, olmayacağım” diye bir tweet attı. Hem meslektaşlarından hem de binlerce insandan tepki gördü. Ancak, Prof. Dr. Bengi Başer ile Doç. Dr. Berna Kömürcüoğlu, aşı karşıtı hekimlerin ‘popülerlik’ uğruna halk sağlığı ile oynadığını söyledi. İşte uzmanların açıklamaları…
İNSANLIK SUÇU İŞLİYORLAR
Kalp hastalıkları uzmanı-Prof. Dr. Bengi Başer: “Dünya genelinde ‘acil kullanım onayı’ ile uygulanan tüm aşıların faz-3 çalışmaları tamamlandı, sonuçları da dünyanın en saygın dergilerinde yayınlandı. Dünya Sağlık Örgütü zaten faz-3 çalışması bitmeyen hiçbir aşıya onay vermez, kullanıma sunmaz. Şu an Türkiye’de yapılan Sinovac, BioNTech ve gelecek olan Sputnik-V aşısı da DSÖ tarafından onaylanmış aşılardır.”
POPÜLİST YAKLAŞIM
“Dünyanın her yerinde, maalesef ki aykırı düşüncelerle beslenmeye çalışan bir grup hekim var. mRNA aşılarının yeni olduğunu iddia ediyorlar. Hayır, bu doğru değil. Bu aşılar dün ortaya çıkmadı, 30 yıllık çalışmaların ürünü. Şu an kullanılmakta olan zona, HPV aşıları ile kansere çare olarak çıkacak aşılar mRNA aşılarıdır. Bilim insanları Sars, Mers salgını sırasında bu aşılar için çalışmaya zaten başlamıştı. Bugün kullanılan bu aşılar o bilgi birikiminin üzerine inşa edilmiştir.”
KISIRLIK YAPMIYOR
“Tutturmuşlar kısırlık yapıyor diye! Yapmıyor. Elimizde COVID aşısının, doğurganlık üzerinde herhangi olumsuz bir etkisinin olmadığını gösteren çalışmalar var. ‘Kalp kası tutulumu yapıyor’ diyorlar. 16-39 yaş arası milyonda 16 kişide böyle bir ‘risk’ var. COVID geçirseniz bu risk yüzde 3-16 arasında. Yani COVID’in verdiği hasar çok daha fazla. ‘Aşının uzun vadede neler yapacağını bilmiyoruz’ diyen bu insanlar COVID’in uzan vadede neler yapacağını biliyorlar mı? Hafif geçirenlerde bile beynin gri tabakasında bozulmalar saptandı, organ tutulumları gördük. Onca insanımızı kaybettik. Tüm bunlar ortadayken, ‘Aşının yan etkisi var, zararlıdır’ demek cahilliktir. İnsanlık suçudur. Bugün, hiçbir tedavi için ‘Yararı var zararı yok’ diyemezsiniz. Ameliyat risklidir. İlaçlar risklidir. Elbet aşılarda da risk vardır. Önemli olan kâr-zarar faydasıdır. Hele de hekimler… İnsanları yüreklendirmeleri gerekirken bu tarz söylemler içerisine girmeleri suçtur, devletin bu hekimler üzerinde bir yaptırımı olmalıdır.”
“HANGİ VİCDANA SIĞIYOR”
TÜSAD Enfeksiyon Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Berna Kömürcüoğlu: “Faz- 3 çalışmaları seçilmiş hasta gruplarında uygulanır ki bu tamamlandı. Dünyada aşılama 3 milyar doza dayandı. Hâlâ ne faz-3’ünden bahsediyoruz? DSÖ ayrı EMA ayrı ülkeler kendileri ayrı yan etkileri takip ediyor. Mesela, Astra-Zenaca için tromboembolik yan etkiler bildirildi, bulunan her yan etki zaten basına yansıyor, tartışılıyor. Allah aşkına herkes kendi uzmanlık alanında konuşsun artık! Sinovac’ın faz-3’ünü biz yaptık. BioNTech zaten yan etkileri en iyi takip edilen aşı. Bu artık aşı karşıtlığı falan değil popülerlik arama çabası. Bir şekilde gündemde kalmaya çalışarak kazanç elde etmeye çalışıyorlar. Kaldı ki bunlar hekim! Yaptıkları meslek etiğine uymuyor. Aşının yan etkisi milyonda 10-20, hastalığın öldürücülüğü ise yüzde 2-4 arasında. Rakamlar ortada. Neyi tartışıyoruz. Aşı olmayan biri diyelim bu hekimleri dinledi ve öldü bunun sorumluluğu kime ait? Bu hangi vicdana sığıyor?”
“POPÜLER OLMAYA İHTİYACIM YOK”
Fitoterapi uzmanı Dr. Ümit Aktaş: “Arka arkaya 2-3 tweet attım. Bir, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer aldığı üzere hasta hakları denilen bir şey var. Kişinin rızası alınmadan herhangi bir tedavi düzenlenemez. İki, Sağlık Bakanlığı’nın sitesinde de yer aldığı gibi ‘Türkiye’de çocukluk aşıları dahil hiçbir aşının uygulanması zorunlu değildir.’ Oysa bugün gelinen noktada aşı zorunlu kılınıyor. Ben, aşı olmadım. Olmayacağım da… Çünkü kaygılarım var. Kimseye ‘aşı olun’ ya da ‘aşı olmayın’ demiyorum. Kendi kararımı bildiriyorum. Bazı tehlikelere, yan etkilere dikkat çekmek doktor olarak benim boynumun borcu. Uygulanan aşıların hiçbirinin faz-3 çalışması tamamlanmadı. Sadece 2 ve 6 aylık ön raporları yayımlandı. Aşıların uzun vadeli etkilerini-yan etkilerini bilmiyoruz. Bununla alakalı bir yayın yok! Geçmişte bu endüstrisinin çıkardığı aşı-ilaçların yan etkileri düşünüldüğünde (ki yüzlerce örnek var) kitlelere uygulanmasını sakıncalı buluyorum.”
“AŞI KARŞITI DEĞİLİM”
“Doktor aşı karşıtı olamaz. Aşı karşıtı değilim. Örneğin, çocuk felci, kızamık, kabakulak gibi aşılar için konuşmuyorum… Grip ve COVID aşıları için konuşuyorum. Aşı olanlar, ‘Aşı olmayarak bizi riske ediyorsunuz’ diyor. Bu son derece saçma! Siz, aşıyı COVID’den korunmak için olmadınız mı? Oldunuz. mRNA aşılarının % 90 üzerinde koruyucu olduğunu iddia etmiyor musunuz? Ediyorsunuz. Aşı sizi koruyorsa biz olmak istemeyenler sizi nasıl tehlikeye sokacağız? Toplumu nasıl tehdit edebiliriz?”
“KISIRLIK ŞÜPHESİ”
“Kısırlık yapmaz’ diye bağırıyorlar. Kısırlık yapma tehlikesi (spike proteini üretimi sırasında sinsitin molekülü ortaya çıkıyor) bilimsel bir şüphedir, aydınlatılmamıştır. Komplo teorisi değildir! Avrupa İlaç Ajansı (EMA) 29 Mayıs’ta aşıya bağlı 12 bin 886 ölüm ve 1 milyon 393 bin 286 yan etki kayıtlara geçmiş. Bunların 800 bin küsuru iyileşmeyen yan etki. 7 kitap yazdım. Hepsi de en fazla satan sağlık kitapları arasında. Sosyal medyada 1 milyon üzerinde takipçim var. TV programlarına davet alıyorum ve iddia edildiği gibi para ödeyerek katılmıyorum. Popüler olmaya ihtiyacım yok. Ben bu millete olan vazifemi yerine getiriyorum. Beni popüler olmayı istemekle itham edenler… Asıl onlar üzerimden prim yapmaya çalışıyorlar.”