Önümüzdeki süreçte kaçınılmaz olarak daha büyük zamlar gelecek
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, daha büyük zamların geleceğine dikkat çekerek, “Vatandaş açısından şu anda baharımızı yaşıyoruz. Kış gibi görünse de baharımızı yaşıyoruz. Önümüzdeki süreçte kaçınılmaz olarak daha büyük zamlar gelecek. Çünkü üretici ve tüketici fiyatları arasında büyük fark var. Üretici enflasyonu çok yüksek o henüz tam fiyatlara yansımadı” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Kocaeli Sanayici İşadamları Derneği’nin düzenlediği akşam yemeğinde iş insanları ile bir araya geldi.
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, “Demokraside temel bir sorunumuz var. ‘Benim vergim nereye harcandı?’ sorusunu genellikle sormayız. Bu sorunun sorulmadığı ülkelerde demokrasi gelişmez. Demokrasinin birinci kuralı vatandaşın ‘Ey hükümet ben sana vergi veriyorum sen bunu nereye harcadın’ diye sormasıdır. Demokrasinin çıkış kaynağı bu cümlede yatar. Ama bu bizim ülkemizde maalesef sorulmuyor” dedi.
“ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE DAHA BÜYÜK ZAMLAR GELECEK”
Ülkenin ekonomik gidişatı hakkında da açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu daha büyük zamların kapıda olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
* Türkiye’nin izlemesi gereken strateji nedir bunu anlatmak istiyorum. Sorunlar var mı? Var. Sorunlar büyüyor mu? Evet büyüyor. Önümüzde daha büyük sorunlarla karşılaşacak mıyız? Evet daha büyük sorunlarla karşılaşacağız.
* Daha çok zam gelecek mi? Evet gelecek. Vatandaş daha büyük sıkıntılarla karşılaşacak mı? Evet vatandaş açısından şu anda baharımızı yaşıyoruz. Kış gibi görünse de baharımızı yaşıyoruz.
* Önümüzdeki süreçte kaçınılmaz olarak daha büyük zamlar gelecek. Çünkü üretici ve tüketici fiyatları arasında büyük fark var. Üretici enflasyonu çok yüksek o henüz tam fiyatlara yansımadı. İktisat kuralı da bilir ki bunlar bir süre sonra maliyetlere sonra da fiyatlara yansıyacak.
KILIÇDAROĞLU, STRATEJİSİNİ AÇIKLADI
Kılıçdaroğlu, “İzlememiz gereken dört ayaklı bir strateji var” diyerek şöyle devam etti:
* Birincisi can ve mal güvenliği. Bunlar yoksa demokrasi gelişmemişse savcılar bağımsız değilse medya bağımsız değilse insanlar can ve mal güvenliklerinden endişe ediyorsa o ülke büyümez. Yapılması gereken demokratik standartlarımızı AB düzeyine çıkarmaktır. Üreten Türkiye demek sadece fabrika demek değildir. Hayatın her alanında üretmeliyiz. Sanatta, sanayide, hizmette nitelikli ürünler üretmeliyiz. Katma değerli ürün üretemiyorsanız dünyada söz sahibi olamazsınız. Dünya hızla gelişiyor. Bizim bu hıza ayak uydurmamız lazım.
“GENÇ KUŞAKLAR YABANCI ÜLKELERDE GELECEKLERİNİ ARIYORSA OTURUP DÜŞÜNMELİYİZ”
*İkinci stratejimiz ise bilgi üretmek. Bir ülkenin üniversiteleri bilgi üretmezse o ülke katma değer üretemez. Üniversiteler bilgiyi düşünce özgürlüğü ortamında üretir. Bizim üniversitelerimiz gerçekten bilgi üreten konumda mı? Bunu da bütün sanayicilerin sorgulaması lazım. İş dünyasının sorgulaması lazım. Bu gün genç kuşaklar geleceklerini Türkiye’de değil yabancı ülkelerde arıyorsa hepimizin oturup düşünmesi lazım. Varlıklı da olabiliriz, bilgi de üretebiliriz ama hakça bölüşüm sosyal devlet dediğimiz bir kavram var.
“GÜÇLÜ BİR SOSYAL DEVLETE İHTİYACIMIZ VAR”
*Stratejinin üçüncü ayağı ise hakça bölüşmektir. Güçlü bir sosyal devlet inşa edemezseniz ülkede huzuru sağlayamazsınız. Herkesin karnının doyabildiği bir sosyal devlet inşa etmek zorundasınız. Herkesten vergi alıyorsunuz, önceliklerinizi iyi belirliyorsunuz. Devlet Planlama Teşkilatının kapatıldığından kaçımızın haberi var? Niye kapatıldı Devlet Planlama Teşkilatı? En yetenekli beyinlerin gittiği, en nitelikli insanların çalıştığı ve geleceğimizi planlayan bu beyinler nerelere gitti? Tamamı yok edildi. Demek ki bizim güçlü bir sosyal devlete ihtiyacımız var.
“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN ANAHTARI DA DEVLETTE LİYAKATTİR”
*Dördüncüsü sürdürülebilirlik. Değişen dünyaya ayak uydurmak zorundayız. Sürdürülebilirliğin anahtarı da devlette liyakattir. Nitelikli insanların devlette çalışmasıdır. Devletin sürekli kendisini değişen dünyaya uygun olarak liyakatli insanlar aracılığıyla yenilemesidir.Bu olduğu takdirde Türkiye süratle büyür.
“CHP’Yİ ELEŞTİRECEKSİNİZ”
*Bu toplantının sizin için ne kadar değeri var bilmiyorum. Benim için çok değerli. Çünkü bir birimizi daha iyi tanımak zorundayız. Ülkenin iyi gitmediğini, iyi yönetilmediğini siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. Bu dar boğazdan Türkiye çıkar mı? Elbette çıkar. Nasıl çıkacak? Soracaksınız, ben cevabını vereceğim.
* CHP’yi eleştireceksiniz, eleştirin. Hazır genel başkanı buldunuz burada istediğinizi sorabilirsiniz. Neyi düşünüyorsanız bize rahatlıkla sorabilirsiniz. Birbirimizi iyi tanımak zorundayız. Devleti yönetmeye talipseniz saydam ve dürüst olmak zorundasınız.