MASKE TAKMAYAN YOLCU İÇİN UÇAĞI 40 DK. GEÇ KALDIRAN PEGASUS, YEMEK SATARKEN MASKEYİ SERBEST BIRAKTI.
Daha önce uçak hostesliği de yapan Yeşim ÇİFTÇİ, uçakta maske takması için Pegasus hava yolları çalışanlarınca uçaktan indirilmek istendi, kendisine insanlık dışı baskılar yapıldı, buna karşın uçaktan indirilemedi, kendi anlatımı ile yaşadığı olaylar şunlar;
11.04.2022’de Pegasus Havayollar PC2672 sefer sayılı uçakla saat 20.00 İstanbul -Ankara uçusunu yapmak üzere Sabiha Gökçen Havaalanına geldim.
Havaalanı kontrol noktalarından maskesiz geçtim..
İçeride de bir uyarı almadım.
Ancak Pegasus Ankara tarifeli uçağa bindiğimde (havalandırmalar çalıştığı halde) yanımdaki iki koltuk da boş olmasına rağmen pegasus kabin görevlisi steward tarafından maskemi takmam konusunda uyarı aldım.
Ben de takmayacağımı söylediğim zaman sebebini sordu .
“Maskenin Anayasa ve yasalarda yeri olmadığını, böyle bir uygulamayı dayatamayacaklarını ve piyasa maskelerinin koruyucu özelliği olmadığını, havalandırmanın da yeterli olduğunu…” ifade ettim.
Biraz sonra kabin amiri bayan yanıma gelerek; “Maskemi takmam gerektiğini, genelge ve kuralların bu olduğunu” söyledi.
Ben de; “Genelgeler kanun değildir, İçişleri Bakanlığı yargıya gönderdiği yazısında maske takmanın (tavsiye) niteliğinde olduğunu ifade etmiştir,
üstelik bu tavsiye devlet memurları kamu personeline yöneliktir, bu genelgeye dayanarak halkı, yolcuları maske takmaya zorlayamazsınız, bu bir tercihtir..” dedim.
Kabin amiri; “Hıfzısıhha Kanununda yeri var…” deyince, “Hıfzısıhha Kanununda maske takmak ile ilgili bir şey olmadığını…” ifade ettim, “Kafamızdan kanun uydurmayalım…” dedim..
Bu aşamadan sonra Kabin amiri sert bir şekilde, bana bağırarak; ” Maske takmaz isem seyahat edemeyeceğimi…” söyledi.
Ben de; “Anayasanın 23. Maddesine göre seyahat özgürlüğüme müdahele edemeyeceklerini, TCK. 113/b maddesine göre Kamu kurumlarının izni ile yapılan bu hizmetten yararlanmamın engellenmesi halinde suç işleyeceklerini…” ifade ettim.
Direncimi gören Kabin Amiri durumu kaptana bildirmiş.
Kaptan benimle uçmak istemediğini söylemiş,
Bu noktadan sonra Avukatım Cüneyt Bülent Şekeri aradım, kendisi bundan sonra gelişen olay ve konuşmalara da şahit oldu…
Yanıma gelen kabin görevlisi; “Kaptanımız uçaktan inmenizi istiyor…” dedi. Bende;
“Sivil Havacılık kurallarına göre kaptan bir yolcu ile uçmak istemeyebilir, ancak yolcunun uçuşu, başka bir yolcuyu ve kabin ekibini tehlikeye sokacak bir eylem, sözlü ya da fiziksel saldırıda bulunması lazım, ben böyle bir şiddet uygulamadım,
uçuş ekibinin sorumluluk almasını gerektirecek bir sağlık problemim de yok, üstelik hiç kimseyi tehdit etmedim, kaptanınız beni uçaktan indiremez” dedim.
Uçakta birçok boş yer ve arka tarafta 5-6 sıra komple boş olmasına rağmen maske kuralını dayatan pegasus sosyal mesafe kuralını görmezden geliyordu.
Benim “Arka sıralar boş, beni oraya geçirin…” şeklindeki teklifimi de kabul etmediler, bunun yerine bana bağırıp çağırmayı ve uçakta kaos oluşturmayı seçtiler. Uçaktaki yolcuların huzurunu bozdular.
Ancak biraz sonra (havada satış) ile yaptığı ikram servisinde maske takılmamasını görmezden geldiler, böyle bir çelişki ve mantıksızlığı bir parça insan onuruna sahip birisinin kabul etmesi mümkün değildir,
Uçaktan inmem konusundaki tüm ısrar, baskı ve zorbalık karşısında, kendilerinden şikayetçi olacağımı söyleyerek polis talep ettim.
Bu arada yolcu hizmetleri bana; “Yolculara virüs bulaştırabileceğimi, bunca insanı riske attığımı…” söyledi.
Bende; “Son derece sağlıklı olduğumu, hiçbir hastalığımın olmadığını, hasta olmayan bir insanın hastalık bulaştıramıyacağını” söyledim..
Uçuş kurallarında ve sivil havacılık kanunlarında yolcunun beyanı esastır, bende ne öksürük, ne ateş nede bir hastalık belirtisi yoktu, karantina altında da değildim.
Önde bulunan kabin amiri ve yer yolcu hizmetlerine; “Birazdan havada maske çıkartılarak ikram yapacaksınız… yerken içerken bulaşmayan virüsün sırf birsey yemediğim için bulaşacağını varsaymak akıl tutulmasıdır…” dedim.
Daha sonra polis talebimi yenileyerek;
“Uçaktan inersem tüm uçuş ekibi ve kaptanlar ile uçaktan inerek, hep beraber karakola gidip, ifade vermek şartıyla inebileceğimi, ayrıca bu durumu Sivil Havacılık Kurumuna da bildireceğimi…” ifade ettim.
Sonra kemerimi bağladım
ve uçak görevlilerine; “Zorla kimse beni parasını verdiğim bu koltuktan indiremez, bedenime dokunamaz, bunu yapmaya kalkan suç işler, sonuna kadar haklarımı ararım…” dedim.
Yaklaşık 30-40 dakika arası sırf bu yüzden yerde bekleyen uçak, nihayetinde kabin amirinin yanıma gelip; “Kaptan uçmanıza müsaade ediyor…” demesi ile son buldu, kaptanın (parasını verdiğim ve en temel hakkım olan) seyyahat özgürlümü lütfetmesi ile kapılar kapandı, nihayet uçuşa geçildi.
Kâr amaçlı yapılan paralı servis satışında içecek ve yiyecek alanlar 3 kuruşa oksijen özgürlüklerini satın alırken, aynı anda ikram satın almayanları; “Maskenizi takın…” diye sert bir ses tonu ile azarlayan hostesin akıl dışı dayatması; bu olup bitenlerin virüs ve salgınla ilgisi olmadığını, maske baskısının birilerinin çıkarına hizmet ettiğinin açıkça ispatıdır.
Hastalık bahane edilerek yapılan mantıksız ve hukuksuz maske baskısı vesilesi ile insan hakları rafa kaldırılmakta, insanlarımız mantıksız emirlere itaat etmek zorunda bırakılmaktadır, insanın haysiyetinin ayaklar altına altına alan (Sözüm ona üst akıl tarafından) diretilen bu yeni dünya düzenini kabul etmemiz mümkün değildir, insan onur ve haysiyetini sonuna kadar müdafa edeceğiz, bu kötü gidişe dur diyecek kurum YARGI KURUMUDUR, ne yazıkki yargı vazifesini yapmaz ise toplumda kaos ve çatışmaların engellenemez bir şekilde artacağından endişeliyim, insanlar herşeyin farkında ve artık sabırları kalmadı, birileri Türk Halkının hilm ve sabır göstermesini, aptallık olarak yorumlamamalı..” dedi.