Haberde Bursa

1937’NİN ACILARI UNUTULMADI

03.05.2022

4 Mayıs 1937’de Dersim’de yaşanan trajedi unutulmadı. Gemlik Dersimliler Kültür ve Dayanışma Derneği, 4 Mayıs 1937 olaylarının 85. Yıldönümü nedeniyle yazılı basın açıklamasında bulundu. 1937’de yaşamını yitirenler bir kez daha saygı ile anılırken, dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı yapılmadan ulusal, sınıfsal, cinsel ve her türlü baskı ile ayrımın yapılmadığı, haksızlıkların ve sömürünün olmadığı günlerin temennisinde bulunuldu.

Gemlik Dersimliler Kültür ve Dayanışma Derneğinin yazılı basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi: “ Bugün 85 yıl önce yani 1937 dersimin tertelenin yıl dönümü. bu vesile ile hayatını kaybedenlerin mekanı cennet olsun diyoruz. Geride kalan bütün yakınlarımızın acılarını paylaşırken, Gemlik dersimliler derneği olarak, yaşananların aynı zamanda mağdurları olarak 4 Mayıs 1937 de mecliste alınan karaların bizlerin acı gözyaşı, sürgünlerin, katliamların, kalabalıklar halinde kurşuna dizilmeler, mağaralarda gaz ile öldürülmelerinin, tüm bu insanlı dramının çocukları, torunlarıyız. Bu sorunlar elbette sadece dersimde yaşanmadı. Pek çok milliyet, ulus, azınlıklar vs yaşandı. Tüm yaşanmışlıkların biz yani dersimlilere düşen payı sorgulamak ve cevaplarını bulmak istiyoruz. zülmün rengi sorulmaz, alanı sorulmaz, ulusal kimliği sorulmaz, haksızlık ifadesi evrensel bir özgürlüktür.

Dolaysıyla “zülüm, haksızlık” gibi mağduriyetlerin yaşandığı alan neresi olursa olsun insani değerleri taşıyan her kim olursa olsun tepkilerini dile getirmeli. Dolaysıyla önyargılardan uzak haksızlıklar karşısında tutum almalıyız. Yazımızın girişindeki, atıfta bulunduğumuz toplum kesimlerinden sorumluluklar sahibi olduğunu hatırlamak babında bir sitemdir. Elbette bu acılar sadece dersimde olmadı. Gerek dünyanın çeşitli bölgelerinde gerekse de Türkiye’nin farlı farklı alanlarında yaşandı. Burada esas sorun, çözümü veya cevabı ne ise onu ortaya koymaktır. Günümüzün teknolojik gelişmelere baktığımızda, insanlığın gelişim sürecinde baktığımızda, yüzyıllara varan öncesi sorunlarla boğuşmamız lazım. Gerçi bizler şunun farkındayız, az gelişmiş ülkelerde, geri kalmış ülkelerde, yarı sömürge, yarı feodal ülkelerde bu tip sorunlar genelde toplumun gündeminde hep tutulur.

Aslında bizim tutumumuz veya çağrımız din, dil, ırk ayrımı yapmadan, ulusal sınıfsal, cinsel ve her türlü baskı ve ayrımın yaşanmayacağı, koşulların mücadelesini bütün toplum kesimleri olarak yürütmek gerekir. Haksızlıkların olmadığı, sömürünün olmadığı, insanlığın eşitçe dünya üzerinde yaşamını sürdürdüğü yarınlar dileğiyle dostça kalın.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>