Pandemi sonrasında peyzaj alanında neler değişecek?

Pandemi evlerde kalmamızı sağlarken, konut yapımızı, çevremizdeki yeşil alanların yeterliliğini, evlerimizin yaşamaya ne kadar elverişli olup olmadığını sorgular olduk. İnsanlığın büyük bir bölümü vaktini evde geçirmeye başlayınca doğanın kendini nasıl hızla yenilediğini fark ettik, imkanı olanlar ise evde kendi meyve sebzesini yetiştirdi. Hayatımız yeni normal kavramlarla değişirken peyzaj konusunda tüm merak ettiklerimizi ve bundan sonra bizi nasıl şehir planlamalarının beklediğini TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şube Başkanı Necla Yörüklü ile konuştuk.

“BİNALAR BİRBİRİNDEN UZAKLAŞACAK, DAHA ÇOK YEŞİL ALAN OLACAK, BİNALARDA NEFES ALINACAK BALKONLAR İNŞA EDİLECEK”

Artık her planda, olası bir afetin ya da salgının düşünülerek hareket edileceğini ifade eden Yörüklü, “Hiçbir şeyi eskisi gibi düşünen insanlar olmayacağız dolayısıyla biz de kendi mesleklerimiz açısından düşünen bilim insanları olarak, gelecek planlamalarda konutların, ticaret alanlarının, yaşam alanlarının, kamusal alanların, sosyal donatı alanlarının gelecek bir salgın ya da afet durumlarına göre yeniden tasarlanması için şimdiden toplantılar ve görüşmeler yapmaya başladık. Burada en çok konuşulan konu şu oldu; Özellikle yapılarda birbirine yakınlık sorunun çözülmesi, insanlar binaların arasında mesafe olmasını istiyor, yapıların arasında daha fazla yeşil alanlar, açık alanlar isteniyor. İnsanların daha rahat toplanabileceği ve özellikle de mimari tasarımlarda binalarda nefes alınacak balkon çıkmalarının olması konusunda bizlere isteklerini iletiyorlar. Dünyada bu sistemlerde düşüncelerle şehir yapılaşması konusunda istekler oluşmaya başladı” şeklinde konuştu.

BİTKİLER İNSANLARA CANLI YAŞAMININ DEVAM ETMESİ YÖNÜNDE UMUT OLDU

Necla Yörüklü bu dönemde bitkinin insanlara umut aşıladığını şu sözlerle ifade etti: “Pandeminin ilk dönemleri her şey durdu, hayat durdu. Ardından biz sektörümüzden bazı haberler almaya başladık, dediler ki her sabah geçerken insanlar birer çiçek alıyorlar, biz sağlık çalışanlarına uğradıklarında fidanlıklarımızdan çiçek hediye etmek suretiyle bir kampanya başlattık. Şunu anladık, demek ki canlı yaşamının devam ettiğini hissettiren duyguyu, bu umudu veren şey bitki. Dolayısıyla bizim sektörümüz  bu anlamda bir çıkış noktası oldu.”

VATANDAŞ PANDEMİ SÜRECİNDE YENEBİLİR BİTKİLERE, MEYVE SEBZE FİDELERİNE YÖNELDİ

Bahçesi, balkonu bitki yetiştirmeye müsait olan vatandaşların meyve sebze fidelerine yöneldiğini vurgulayan Necla Yörüklü, “En çok talep, sebze fideleri alma yönünde. Şu anda mesela balkonlarınızda menekşelerin döneminden geçişler, yazlık bitkilere geçişler zamanı, insanlar normalde yazlık bitkilere geçiş yapacaklardı ancak o bitkilerin birdenbire domates fidesi, biber fidesi, maydanoz tohumları gibi fideler almaya başladı, yenilebilir peyzaj ürünleri üretimi ve talebi oluştu, arz da var talep de var. Herkes bunu ufak da olsa üretmek istiyor, almak istemiyor, haklılar çünkü bir marul 7-8 lira. Dolayısıyla sürdürülebilir üretimin, tarımın, ekolojik yaklaşımın evde de yapılabilir olduğu anlaşıldı. Bizlerde belediye aracılığıyla yapılan dağıtımları bu yönden son derece olumlu buluyoruz” dedi.

“İNSANOĞLU DOĞAYA KARŞI SINIRLARINI AŞAN HAMLELER YAPTI”

İnsanların pandemi öncesi, ekonomik kaygılarla geliştirdiği projelerin, doğaya karşı sınırları fazlasıyla aştığını ifade eden Necla Yörüklü, “İnsanoğlu doğaya karşı sınırlarını aşan hamleler yaptı, o kadar sınırlar aşıldı ki, bu süreçte insanlar evlerine çekilince doğa kendini tamir etme fırsatını buldu ve şunu gözlemlemiş olduk, çok hızlı bir onarım yapılıyor. Ozon deliğindeki onarımdan tutun, İstanbul’dan Uludağ’ın çok net görülmesi ya da Himalayalar’da Hindistan’da çekilen bir takım fotoğraflarda kirlilikten hiç görünmeyen muhteşem dağların görüntüsü gibi birçok yenilenmeyle karılaştık. Doğa kendini onarmaya başladı fakat bizim yaptığımız ekonomik kaygılı projelerin doğayı yıprattığını çok net gördük. Doğanın kendini çok hızlı onardığını da gördük tabii bunu görüp tekrar bu hale düşelim demiyoruz. Durmamız gerektiğini, sınırlarımızı aşmamamız gerektiğini görelim. Doğayı korumakla ilgili yasalar yok ise var etmeli var ise daha sıkı denetlenmelerini sağlamalıyız” dedi.

PANDEMİ SONRASI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ PROSEDÜRLERİ DİKKATLE YENİDEN ELE ALINACAK

“Aynı zamanda iklim değişikliği prosedürleri ile ilgili de pandemi sonrasında çok ciddi önlemlerin alınması gerektiğini düşünüyoruz” diyen Yörüklü, “Çünkü iklim değişikliği prosedürleri tüm dünyada ve Türkiye’de belirlenmiş ve aktarılmıştı. Ekolojik temelli yapılacak planlama çalışmaları, karbon salınımını azaltacak önlemler ve dünyanın iklim değişikliğine karşı alması gerekecek önlem ve çalışmaları bir kez daha gündeme getirdi bu pandemi. Dolayısıyla artık bir bina yapılırken dikilecek bir ağaçtan tutun, bu binanın sularının nereye gideceği, nasıl değerlendireceği, toprağın altına girecek sudan yukarı buharlaşacak bize yağmur olacak, yağmur suyuna kadar bu döngünün tekrar ciddiyetle ele alınacağı bir gelecek döneme girdiğimizi söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.