Haberde Bursa

Ahmet Koçak yazdı; BURSA, SANATÇISI ZEKİ MÜREN’İ ANDI

25.09.2024
22

Köşe yazarımız Ahmet Koçak makalesinde; ”

Zeki Müren, ülkemizde yetişen, sanat müziğinde çıtayı en yükseğe koyanlardan biriydi. Çıtayı en yükseğe koyanlardan diğer değerli insanlarımız:
Şiirde Nazım Hikmet, halk müziğinde Âşık Veysel, yazında Nobel ödülü alan Orhan Pamuk, tıp alanında Nobel ödülü alan Aziz Sancar, sinemada Nuri Bilge Ceylan, batı müziğinde Euro vizyon birincisi Sertap Erener, Dünya Güzellik yarışmasında birinci olan Azra Akın, Matematikte Oktay Sinan, kemanda Suna Kan, Oyunculukta Haluk Bilginer, piyanoda Fazıl Say gibi say say bitmez değerlere sahibiz.
Bu değerlerden biri olan Zeki Müren’in (6 Aralık 1931 – 24 Eylül 1996), Türk şarkıcı, besteci, söz yazarı, oyuncu ve şair olarak 180 eserde “Besteci” veya “Besteci Söz Yazarı” olarak ismi geçmektedir.
”İsmim Mesut, göbek adım Bahtiyar Yıllarca hep böyle bildiniz siz Mesut Bahtiyar’dan şarkılar dinlediniz” diye kendisini tanıtırken
“… Sevgi dolu bir dünyam var/Dört yanımda tüm insanlar/Dünya malı neye yarar?/
Dostluklarla yaşıyorum…” şarkısıyla da dünyaya bakışını anlatmak istemiştir.
“Sanat Güneşi” olarak anılan değerli sanatçı sahnede şıklığıyla, takılarıyla, elbiseleriyle ve zarif hareketleriyle dikkat çektiği için “paşa” unvanı ile de anılırdı.

Bursa’nın Hisar semtinde, Ortapazar Caddesi’ndeki ahşap evde Kaya ve Hayriye Müren çiftinin tek çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi Üsküp’ten Bursa’ya göç etmişti. Babası kereste tüccarıydı. Ufak tefek ve çelimsiz bir çocuktu.

İlkokulu evlerine yakın Osmangazi İlkokulunda (sonradan Tophane İlkokulu) okudu. Henüz ilkokuldayken yeteneği öğretmenleri tarafından keşfedildi ve müzikli okul müsamerelerinde başrolleri oynamaya başladı. Hayatındaki ilk rolü, bu müsamerelerden birindeki çoban rolüdür.

Yine Bursa’da, Tahtakale’deki ortaokulda tamamladı. Ortaokulu bitirdikten sonra İstanbul Boğaziçi Lisesi’ne yazıldı. Bu okulu birincilikle bitirdi. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinden (şimdiki Mimar Sinan Üniversitesi) mezun oldu. Zamanın ünlü müzik insanlarından dersler aldı.

1950 yılında henüz üniversite öğrencisiyken TRT İstanbul Radyosunun açtığı ve 186 adayın katıldığı solist sınavını birincilikle kazandı.
Maksim Gazinosu sahnelerinde aralıksız 11 yıl Behiye Aksoy ile dönüşümlü olarak sahne aldı. 1976’da Londra’daki Royal Albert Hall’da konser vererek bu mekânda sahne alan ilk Türk sanatçı oldu.

Zeki Müren 600’ü aşkın plak ve kaset doldurdu. Plağa okuduğu ilk şarkı Şükrü Tunar’ın “Bir Muhabbet Kuşu” güfteli şarkısıdır. Bu plak sayesinde Müren tüm Anadolu’da tanındı.
300 dolayında şarkı besteledi.
İnternette çok izlenen aslında yaşanmış bir öykünün Neşet Ertaş belgeseli için çekilen videoda;
“İstiklal marşını kim yazdı? eğer bilirseniz size ceza yazmayacağım” diyen trafik polisine:
“Muharrem emmimin ohuryazarlığı yoğudu. O yazmamıştır. Hacı Taşan emmimin tarzı dağal. Çekiç Ali disem; o da yazmamıştır. İstiklal Marşı’nı yazsa yazsa Neşet Ertaş emmim yazmıştır.” yanıtı üzerine Trafik polisi:
“Bildiniz. Size ceza yazmayacağım. Hadi gidin yolunuza.” der. Şairi Mehmet Akif ERSOY olan Kırşehirli ustaların dediği gibi İstiklal Marşı’mızın şairi Neşet Ertaş’ın(?) da ölüm yıldönümü bugünler aynı zamanda. Onu da anmasam olmazdı.
Zeki Müren Neşet Ertaş’ı arar buldurur bir gazinoda karşılaşırlar. Neşet Ertaş anlatıyor:
“Adını şimdi hatırlayamayacağım gazinoya geldik. Beni niye çağardılar diye bekledim. Baktım hiç ses çıkmıyor. Ses çıkmayınca anladım ki saz çaldırmak istiyorlar. Ben aldım sazı yarım saat filan çaldım. Zeki Müren dinledi. Baktım hiçbir şey söylemiyor. Biraz aradan sona tekrar sazı aldım elime; iki saat mi çalmıssım, üç saat mi çalmıssım bilemiyorm gayri… Bir ara buldu Zeki Müren “aman aman yandım amamn” deyi başladı ya Allah sizi inandırsın benim üç saat dört saat çaldığım havaları bir teraziye gon da bi yanı kahar ya yoharıya… Aman amanı bitirdi Zahideye girdi. Zahideye girince bağa da bir fırsat doodu orda. Birinci kublesini ohudu. İkinci kublesini de ben yakaladım canım! Rahnetli dinledi;
“Olamaz böyle şey!” diyerek kafasını duvara nasıl vurduğunu ben annadamam.. “diye devam eder. Zeki Müren ile dostluğunu anlatır. Bozkırın tezenesini de saygıyla anmış olayım bu anılarıyla.
Zeki Müren kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı nedeniyle hayatının özellikle son 6 yılında sahne hayatından uzak Bodrum’daki evinde inzivaya çekildi.
24 Eylül 1996 günü, TRT İzmir Televizyonunda kendisi için düzenlenen tören sırasında seyircilerinin izlediği program sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu.

Mezarı, doğum yeri olan Bursa’da Emirsultan Mezarlığı’ndadır. Tüm servetini Mehmetçik vakfı ve Türk Eğitim vakfına bağışladı.
Ölümünün ardından sanatçının Bodrum’da son yıllarını yaşadığı evi Kültür Bakanlığı’yla yapılan protokol ile Zeki Müren Sanat Müzesi’ne dönüştürüldü ve 8 Haziran 2000 tarihinde ziyarete açıldı.
Sanatçısını unutmayan Bursa Büyükşehir Belediyesi, TEV, Mehmetçik vakfı yetkilileri ve Zeki Müren Güzel Sanat Lisesi öğretmen ve öğrencileri mezarı başında sanatçıyı andılar.
Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından TEV ve Mehmetçik Vakfı işbirliğiyle Bursa Kent Müzesi’nde açılan ‘Elbet Bir Gün Buluşacağız’ temalı Zeki Müren sergisi, sevenleri tarafından ziyaret edildi.
Osmangazi Belediyesi Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde konser gerçekleştirdi. Gecede sahne alan Zeki Müren’in yeğeni Özlem Güner, şarkı aralarında Zeki Müren ile olan anılarını paylaştı.
Bursa Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi’nde şiir ve müzik dinletisiyle değerli sanatçı anıldı.
Laik ve demokratik cumhuriyetimizin sağladığı ortamda yetişen, değer gören Zeki Müren’i ve diğer değerlerimizi saygıyla anıyorum.

ahmet.kocak16@hotmail.com

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>