Haberde Bursa

Ahmet Koçak yazdı; BURSA’NIN AYDINLARI TOPLANDI-2

11.01.2025

Köşe yazarımız Ahmet Koçak makalesinde;

Facebook profilinde; BURSA Çağdaş ÖNCÜ Koleji’nde Okul Müdürü. Bursa Anadolu Lisesi’nde çalıştı. Cumhuriyet Anadolu Lisesi’nde çalıştı. Atatürk Üniversitesi’nde Tarih okudu, yazıyor.

Muşlu olan Çetin Beyle konuşurken Bursa Anadolu Lisesi’nde çalıştığını söyledi. Oğlum da oradan mezundu. Adını anımsadığım öğretmenleri söylediğimde onlarla aynı dönemde çalışmış. Oğlumu da anımsadı.

Yozgatlı olduğumu öğrenince Yerköy’de kardan dolayı otobüsleri mahsur kalınca gecenin ikisinde Yerköylü bir manifaturacı tüm yolcuları evinde konuk etmiş. O anısını yazarak ödül almış ve öyküsü bir kitapta yayımlanmış.

“Tokat’ta askerdim. Bir kış günü bizi terhis ettiler” deyince ben de aynı yıl Tokat’ta kısa dönem askerlik yaptığımı söyledim.  İkinci ortak noktamızın olması bizi daha da yakınlaştırdı. O askerliğini Mart ayında bitirmiş, benimki başlamış. Anısından bir bölümde şöyle yazmış;

“İnsanlık değerini yitirmemiş yeni dostlar edindik. Bu insanlar bu hizmeti yaparken otobüsteki hiçbir yolcunun kimliğiyle, inancıyla sos yo-ekonomik yapısı ile ilgilenmemişti. Ne kadar güzel bir şeye imza atmışlardı. Herkese nasip olmayacak bir şeydi.” yazmış. Anı yazısının tamamını Facebook sayfasından okudum. Sayfasında paylaştığı Bursa Anadolu Lisesi’nden avukat bir öğrencisinin Öğretmenler Günü kutlama yazısını da okunabilir gördüğüm için buraya yazayım:

Sevgili Çetin Hocam,

Ben eski, epey bir başınızı ağrıtan öğrencilerinizden …..  ….. Esasında doktoramı tamamlar tamamlamaz size yazmayı planlamıştım bu öğretmenler gününe kısmetmiş. Her insanın hayatında kırılma noktaları oluyor, benim de önemli kırılma noktalarımdan biri, neredeyse tüm öğretmenlerim beni umutsuz vaka olarak görürken, bana sahip çıkmanızdı. Duygularımı ve şükranlarımı dile getirmek isterim.

Bursa Anadolu Lisesi’nden bildiğiniz gibi zar zor ve sizin desteğinizle atılmadan mezun oldum. Liseden sonra işler biraz olumlu yönde değişti, zar zor, ailemin desteğiyle vakıf da olsa hukuk fakültesine girebildim. İlk sene biter bitmez başarı bursu aldım. Üniversite bitince sadece güler yüzlü olmam gibi bir tesadüf ile dönemin Barolar Birliği başkanının ofisinde stajyer avukat olarak kabul edildim. Hatta o günlerde hakim adayı olmuş ve hakimlik stajı yapan Bursa Anadolu Lisesi’nden biriyle adliyede karşılaşınca beni yargılanıyor sanmıştı. Avukat stajyeri olmamdan daha gerçekçi bir senaryoydu onun için.

Hollanda’da yüksek lisans, Uluslararası Adalet Divanı’nda staj derken Ticaret hukukunda doktora bile yapabildim. Şimdi ise yaklaşık 20 avukatın çalıştığı bir avukatlık ofisinin kurucu ortağı olarak mesleğime devam ediyorum. Sizin ihtiyacınız olacağını sanmıyorum ama her zaman yardım etmeye hazır çok iyi bir avukat öğrencinizin olduğunu da bu vesileyle belirtmek isterim.

Siz farkında olmasanız da bana vermiş olduğunuz desteği unutmuş değilim. Bana insan kazanmanın önemini, eğitmen ile öğretmen farkını ve genel olarak hayata olumlu bakmayı siz öğrettiniz. İş hayatımda en ufak bir olumlu gelişmede, temelinin tarafınızdan atıldığını hatırlayarak minnet duydum.

Bana en az sizin kadar anlayışla yaklaşan eşinizle birlikte her daim dualarımda yer ettiğinizi belirterek, tekrar teşekkür ederim. Nice sağlıklı, mutlu öğretmenler günlerine.

                                   Aldığı uzaklaştırma cezasını hafta sonu ile birleştirmeye kalkan öğrenciniz.

                                                                                                   Av. Dr.   …..     ….”

Bu kutlama yazısını oğluma gönderdim. Verdiği yanıt:

“Vay be ilginç bir hikâyeymiş. Bunu bilmiyordum. O arkadaşı çok iyi tanırım. Aynı sınıfta da bulunduk. Bir daha görüşemedik.”  yazmış.

Hayfi Arslan:

“Çocukken okumayı çok istiyordum. Babam: “ Okuyanlar hep komünist oluyor. Okuyup da komünist mi olacaksın?” diye beni okutmak istemedi. Israrlarıma dayanamayıp –dinini diyanetini öğrensin bari diye– beni imam hatip okuluna yazdırdı. Liseden sonra üniversiteye devam ettim. Babam haklı çıkmış,  hakikaten solcu olmuştum.”  diye kendisini her platformda tanıtan Hayfi Bey Muş doğumlu emekli matematik öğretmeni ve CHP’de siyaset yapan bir kanaat önderidir.

Zülküf Sönmez; Bitlisliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği başkanı. Yozgatlı olduğumu öğrenince dernekçilikten tanıdığı Bursa Yozgatlılar Derneği başkanı Ahmet Aslan’dan bahsediyor;

“Çok çalışkan bir dernek başkanınız var. Tüm varsıl insanları aldı bize de yoksullar kaldı. Biz de ne yapalım yoksul insanlara elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Sizi derneğimize bekliyorum hocam. Buyurun gelin kalan sohbetimizi orada yapalım.” dedi sağ olsun.

Kahvelerimiz bittikten sonra bizi dışarıya davet eden Şahin Bey:

“Arkadaşlar buyurun bir anı fotoğrafı çekinelim. Bu buluşmamamız olmadı; bir öykü bir kitap çıkmayacak. Yakın zamanda bir daha toplanalım.” dedi. Fotoğraf çekinip dağıldık.

Maya Angelou’nun; “İçinde anlatılmamış bir hikâye taşımaktan daha büyük bir eziyet yoktur.” dediği gibi; anlatılanlar içimde kalıp bana eziyet etmesin diye yazdım.

ahmet.kocak16@hotmail.com

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>