Ahmet Koçak yazdı; BURSARAY PENCERESİNDEN…
Köşe yazarımız Ahmet Koçak makalesinde;
BursaRay’a doğudan (Kestel istasyonu) bindim. 31 km yol gittikten sonra Üniversite durağında ineceğim. Pencere kenarından başladı yolculuğum. Yol uzun olunca aklımdan geçenler de uzun olacak; aklımdan geçenler:
“Bursa’ya geleli otuz yıla yaklaştı. Geldiğim yıl Erdem Saker büyükşehir belediye başkanıydı. O raylı sistemi yaşama geçirmeyi düşünmüş ama zamanı dolduğu için başaramamıştı.
DSP o yıl (1999) Bursa Büyükşehri Erdoğan Bilenser’le, Yıldırım’ı Ramazan Altunöz’le, Osmangazi’yi Hilmi Şensoy’la, Nilüfer’i Mustafa Bozbey’le kazanmıştı. O dönemde Büyükşehir sınırlarında bu üç ilçe vardı. Bursa’da dev atılımın yapılacağı beş altın yıl başlamıştı.
Depremle sarsılan, üflesen yıkılacak hükümette Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz vardı.
1999’da görevi devralan Erdoğan Bilenser inşaatı yeni başlamış BursaRay’ın ilk etabını bitirmeye odaklandı ve Şehreküstü’ye kadar da getirdi. Üç yılda 18 km’lik ilk hattını tamamlayıp OSB ve Küçük Sanayi’den Şehreküstü’ne getirdi. Acemlerden ayrılan hattın biri Küçük Sanayi, diğeri Organize Sanayi yönüne doğru gidiyordu.
O dönemini çok iyi anımsıyorum; Merinos’tan başlatıp Şehreküstü’ne, oradan da Meydancık’a kadar yer altından yapılan hattın Fevzi Çakmak ve Haşim İşcan caddelerinde karmaşaya ve sızlanmalara neden olduğunu biliyorum. Sekiz km yer altından geçirilen hat çok önemliydi. Raylı sistem kentin merkezinden geçmişti. O dönemden sonra tren hatları hep yer üstünden yapıldı.
Yıldırım’da Ramazan Altınöz Ahmet Taner Kışlalı Meydanını, Barış Manço Kültür Merkezini, Yunus Emre Kültür Merkezini, Yıldırım Tıp Merkezini yaşama kazandırıyordu. (Yakın zamana kadar hastane olarak hizmet veren, hastanelerden randevu alamayan yoksul halkın imdadına yetişen tıp merkezi sağlık bakanlığına devredilerek cenaze hizmetleri ve sağlık ocağı olarak hizmet vermektedir.)
Çoğunluğu boş arazi olan Nilüfer’de belediye başkanı seçilen inşaat mühendisi Mustafa Bozbey elinde T cetveli ile kenti planlamış, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en planlı kentini oluşturmaya başlamıştı. Bugün Nilüfer geniş bulvarları, cadde genişliğinde sokaklarıyla kentin en yaşanabilir ilçesi durumundadır.
2002 yılına gelindiğinde; çok yaşlanmış olan Karaoğlan koalisyon hükümeti Devlet Bahçeli’nin bir üflemesiyle yıkıldı. İlk seçimde AKP tek başına iktidar oldu.
Hükümet değişimiyle son iki yıllarını topal ördek misali geçiren efsane başkanlardan Erdoğan Bilenser aday olmadı. Koltuğunu AKP’li Hikmet Şahin’e devretti. İşinin başına döndü. Ramazan Altınöz AKP’li Özgen Keskin’e, Hilmi Şensoy AKP’li Recep Altepe’ye devrettiler. Koltuğunu sonraki seçimlerde koruyan ve yirmi yıl CHP’den Nilüfer Belediye başkanı seçilen Mustafa Bozbey oldu.
Bursa büyükşehir ve ilçelerinde yirmi yıl AKP’li belediye başkanları görev yaptı. Son seçimde Büyükşehir, Osmangazi ve Nilüfer ilçelerini CHP kazandı. (Onları da kıskaca alarak, ödeneklerini kaynağından keserek, kim bilir belki de kayyım atayarak çalıştırmayacakları yaşadığımız örneklerle görülmektedir.)
Yaşadığım Yıldırım’da hala AKP’li belediye var. Yıldırım’ın yirmi yılını düşündüğümde çöp toplama, emlak vergisi alma dışında elle tutulur bir yatırımları olmadığını söyleyebilirim.
Özgen Keskin döneminde büyük reklamlarla başlayan Cazibe Merkezi yaşama geçirilmiş, yarım bırakılmıştır. Yukarı kısımlar harap halde; sokak köpeklerinin ve alkol alan insanların mekânına dönüşmüş durumdadır. Cazibe Merkezi’ne dünyada ilk olduğu söylenen fıskiyeli havuz yapıldı. Şimdi otopark. Sadece balıklı gölü, lokantası ve luna parkı aktif durumdadır.
Venedik gibi olsun diye Siteler Mahallesine Esenlik Kanalı açıldı. Yapıldı bir masraf, geçen yıl yıkıldı başka bir masraf… Belediye yakınlarına en yüksek bayrak direği dikildi. 350 metrekarelik bayrak asıldı, sonraki yıllarda bayrak direği yarı yarıya kısaltıldı.
O dönemde yapılan Fidyekızık Mahallesi girişindeki minik kestane heykelini, elli metrekarelik Değirmenlikızık Parkı’nı da unutmamalı.
Kaplıkaya Mah. Kaplıkaya Caddesi üzerinde Yıldırım Belediyesi’ne ait bir kreş vardı. Güzel bir bahçesi, bahçesinde plastik oyuncakları vardı. Birkaç öğretmen ve hizmetlisiyle insanlara iş aş; mahallede çalışan annelere kolaylık sağlıyordu. Önce oyuncakları kaldırdılar. İki yıl önce kreşi kapattılar. Yerine YADEM adında; Çocuk, ergen, yetişkin ve çiftlere yönelik çalışmalar yaparak aile içi iletişimi kuvvetlendirmek için hizmet verilen, Bireysel Danışmanlık ve Aile Danışmanlığı seanslarıyla da kişilerin psikolojik sorunlarının üstesinden gelmelerine destek olacak çalışmalar yürütmeyi amaçlayan bir yer açtılar. Birkaç kadın erkek girip çıktı. Çoğunlukla boştu. Onu da kapattılar. Şimdi atıl durumda bekliyor.”
BursaRay treninden;
“Sonraki İstasyon Üniversite nekst steyşın Yunuversty.” anonsuyla düşüncelerimden ayrıldım. Yürüyen merdivenlerle yukarı çıktım. Karşımda gözüken Üniversite Hastanesi’ne doğru yürüdüm.
ahmet.kocak16@hotmail.com