Ahmet Koçak Yazdı; İNTERNET DOLANDIRICISI-1
Köşe yazarımız Ahmet Koçak makalesinde;
Arkadaşlarım aradıklarında fatura ödeme kuyruğunda olduğumu söyleyince:
“Yahu bırak! İnternetten ödeme varken sıra beklenir mi? Hangi devirde yaşıyorsun? Okumuş yazmış adamsın teknolojiye ayak uydur be birader” der dururlardı. Bir yıl önce İnternet bankacılığına geçtim. Hakikaten büyük rahatlıkmış; aidatları, faturaları, vergileri bir tıkla ödüyorsun. Teknoloji gibisi var mı?
Ocak’ta emekli aylığım yattı. Elim değip ödemeleri yapamadım. Akşam telefonuma 850’li bir numaradan:
“e-devlet girişi için doğrulama kodunuz 4287’dir. Lütfen giriş yapmak için tıklayınız.” Bu da nedir? E devlete bir aydır girmedim. Girmiş de şifremi unutmuşum gibi bir durum var. Neyse sonra bakarım”deyip yattım.
Telefonumdan müzik dinleyerek uyurum. Bu alışkanlığı, başucumda radyo dinleyerek uyuduğum köy öğretmenliği günlerinde edinmiştim. Dinlerken uyumuşum. Saat on ikide uyandım ki telefon hala açık. Hemen kapatıp tatlı uykuya devam edeceğim. Basıyorum basıyorum kapanmıyor. E devlet mesajı geldi aklıma. Alarm durumuna geçtim. Hemen yorganı atıp oturdum. Sıcak yataktan kalktığım, tatlı uykuya devam edemediğim için canım sıkıldı. Telefonun kapatma düğmesine olanca gücümle bastım kapanmadı. “Eyvahlar olsun! Birileri e-devletime girmiş, cep telefonumu da bloke ederek her şeyimi ele geçirmiş; maaşımı çekiyordur, evimi satıyordur. Sabaha kadar işimi bitirecekler. Kim bilir adıma şirketler bile açmışlardır şimdiye kadar. Gecenin yarısı bankaya da gidemem. Nerelere gidem, ne edem?” düşüncesiyle talaşa kapıldım. Salona geçtim. Hemen bilgisayardan e-devlete girip şifremi değiştirdim. Telefonu kapatamayınca “sim kartı çıkarayım da adamlara biraz zorluk yaratayım” diye simi çıkardım. “Hah şimdi yandınız hırsızlar! Ben öyle sandığınız gibi kolay lokma değilim.” diye söylendim.
Telefon, gözü açık giden ölüler gibi yatıyor. Işığı gördükçe canım sıkılıyor. “Bataryasını çıkarırsam o hırsızlar gününü görür, diyerek telefonun vidalarını söktüm. İlk defa açtığım için baya bir zorlandım. Batarya bir türlü çıkmıyor. Yapıştırmışlar mı ne? Ufak tornavida ile zorladım eğiliyor bükülüyor bir türlü çıkmıyor. Bataryayı çok zorladım acaba bozdum mu? Ya, normale dönünce çalışmazsa? Şu korsanların yüzünden telefondan da olacağım. Kim bilir kaç liradır yeni bir telefon?” Kuruntular bitmiyor.
Hiç huzurum kalmadı; ne televizyon izlemeyi ne internete girmeyi canım istemiyor. Saat üç oldu. Telefon hareketlendi. Ekrandaki son takıldığındaki görüntü gitti. Pil resmi çıktı ve kapandı. Telefon kapanınca o alçakların işinin bittiğini düşünerek mutlu oldum. Bu gece tattığım ilk mutluluktu.
Saat dörde doğru şarja taktım şarj oluyor. Bu da ikinci mutluluğum oldu. Şarjı biraz dolunca açtım. Hiçbir şey olmamış gibi açıldı. Hep yokuş olmaz ya biraz da iniş olsun değil mi?
Hemen internet bankacılığına girip param yerinde mi, yerinde yeller mi esiyor diye bakmak istedim. Şifreyi girdim. Gözüm telefonda. SMS şifresi gelmiyor. Acaba yanlış mı girdim diye tekrar girdim yine yok. Bir hata olmuştur diye tekrar girdim yine tık yok. Eyvah! Adamlar her şeyi kontrol ediyor; beni kendi hesabıma sokmuyorlar. Şu sabah ne zaman olacak?
Bir saat sonra sim kartı çıkardığım aklıma geldi. Arıyorum arıyorum sim kart yok. O telaşla çıkarıp nereye düşürmüşsem? Sonunda yerlere elimi sürterek elime takılması için dua ettim. İkinci sürtüşümde elime bir şey takıldı. Baktım o. Bende bir sevinç bir sevinç!
Hemen telefona takıp çalıştırdım, çalışıyor. İnternet bankacılığına girdim. Bu sefer de şifre hatası diye bir şey çıkıyor. Üç kez yanlış şifre girince kapanmış mı ne? Defalarca girdim bir türlü aylığıma ne olduğunu göremedim.
Sabah sekizde yakındaki marketteki bankamatikten bakmak için gittim. Marketin önünde kepçe bir yerleri yıkıp kamyona dolduruyordu. Bankamatiklere doğru kepçeden sakınarak gitmek istedim biri:
“Dur hemşerim gidemezsin” demesin mi?
“Bankamatiğe bir bakıp çıkacağım.”
“Hayır. Olmaz!” deyince bu adamın da şebekeden olduğundan kuşkulanarak:
“Sen de mi o şebekedensin?” diye sordum. Adam şaşırdı:
“Ne şebekesi? Ben kamyon şoförüyüm.”
“Şu, internette insanların şifrelerini ele geçirip paralarını çalan şebekeden” dedim. Zaten canı burnunda olan adam:
“Hemşerim çok mu bilim kurgu film izliyorsun?” dedi.
ahmet.kocak16@hotmail.com