Haberde Bursa

Ahmet Koçak yazdı; KAHVEDEKİ SALİM -1

26.08.2023

Köşe yazarımız Ahmet Koçak makalesinde;

Kahveler, toplumsal yaşamımızda önemli bir yer tutar. Köyden kente gelen, işlerini yaparken yorulup soluklanmak isteyen, oyun oynayarak hoşça vakit geçirmek isteyen, sosyalleşmek isteyen… İnsanlar kahvelerin daimi müşterileridir. Adını; “Coffee” koyan yerler pahalıdır, oraya fazla rağbet etmez dar gelirli yurttaşlar. Elit tabakanın uğrak yeri olan bu yerlere ayak takımı gelmesin diye özellikle pahalıdır fiyatlar.

Kahveye gitme alışkanlığım yoktur. Oyunları da gençliğimde bol bol oynayıp, bitirdim. O defteri kapattım. Çarşı dediğim Atatürk Caddesi civarıdır. İşlerimi yaptım, yoruldum. Hava da soğuk olunca sıcak bir mekân ve sıcak bir çay çekti canım. Ara sokaklardan ilerlerken duvarında kilimler ve üzerinde sazlar asılı bir kahveye girdim. U şeklinde düzenlenmiş kahvede bir köşeye başımla selam verip kıvrılıp oturdum. Kendime bir çay ısmarladım.

Konuşuyorlardı da ben gelince mi sustular yoksa konuşmuyorlar mıydı bilemeden ben de sessizliğe ortak oldum bir süre. Önceki sakinler beni bir süre incelediler. Sonunda zararsız biri olduğuma kanaat getirmiş olmalılarki sohbetlerine kaldıkları yerden devam ettiler.  Kendi evlerinde gibi, tanıdıkları arasında olmanın rahatlığı ile sansürsüz konuşmaya başladılar.

-Ya Maksut, geçen yıl kırk liraya aldığım kıyma bu yıl yüz on lira olmuş.

-Doğru söylersin. Bu durumda enflasyon kaç?

-Yüzde yüzden fazla. Birinci dereceden emekli devlet memuruyum elime geçen aylık asgari ücretten az.

O sırada bol pantolonlu başında orlon bereli biri girdi içeri. Geldi yanıma oturdu. Garson ona da bir çay getirdi. İç muhasebelerini bitirdikten sonra biri:

-BESAŞ ekmek alamıyorum bu sıralar. Ne zaman gitsem bitiyor.

– Ben de yetişemiyorum. Eskiden ne zaman gitsem ekmek olurdu.

-Vatandaş ucuz ekmek arıyor malum ekonomi bozuk; hoş o da ucuz değil ya neyse.

Maksut:

-Ya bırakın böyle şeyleri. Daha güzel konular açın. Ruhum sıkılıyor. Kahveye geldim ki biraz eğleneyim. Dediklerinizi televizyonlar, gazeteler, sosyal medya bolca söylüyor zaten.”

Yakınımdaki yabancı fısıldayarak: “Bunlar vatan haini. Asgeri ücret neyine yetmiyor? Ekmek bulduklarına şükretmiyorlar. Hükümeti düşürmek istiyorlar,” diye homurdandı. Beni kendisine sırdaş olarak seçmiş adama:

– Adın ne? diye sordum.

Salim, deyip sert sert bakarak konuşanları dinlemeye devam etti.

-Maksut efendi hani bir söz vardır; “oynasam gülsem de kırığım aklımdan çıkmıyor” diye o hesap akaryakıt zamları, paramızın alım gücünün düşmesi bizi perişan etti. Akaryakıta, elektriğe, doğal gaza gelen zamlar da cabası. Hayat pahalılığı hiç aklımızdan çıkmıyor. Vallahi hanımı komşuya gönderdim ben de buraya geldim ki fatura az gelsin.

Salim sadece tarafımdan duyulan homurtusunu iletti:

Vallaha hain bunlar! Maaşınızı veriyor daha ne istiyorsunuz? Şükürsüzler!

Konuşmalarına bir öykücük, bir fıkra ile başlamayı seven biri:

-Hoca bakmış yem azalmış, bahara eşeğini ulaştırmayacak. O da her gün arpasını biraz azaltarak eşeğini açlığa alıştırmaya, bahara sağ salim kavuşturmaya karar verir. Kararını uygular. Bir sabah bakar ki eşeği nalları dikmiş. “Tam açlığa alışacaktı, öldü,” demiş.

-Eee, ne demek istedin bu fıkrayla?”

-Enflasyonun yüzde yüzü geçtiği, geçimin iyice zorlaştığı bu günlerde emekliye verilen maaş artışı yüzde yirmi beşte kaldı. Hükümet bizi Nasrettin Hoca gibi açlığa alıştırıyor olmasın? Eğer öyleyse; biz de nalları dik.. pardon hakkın rahmetine kavuştuğumuzda hükümet der mi acaba: “Tüh! Vatandaşı tam açlığa alıştırmaya başlamıştık ki…” demek istedim.

Kendisini zor tutan, bana yaptığı sızlanmaların bir yararını göremeyen Salim beresini alnından yukarı kaldırarak kel kafasını gösterip kapattı:

Almanya’da Amerika’da enflasyon var. Biz onlardan iyi durumdayız. Onlar marketlerde yiyecek bulamıyorlarmış. Biz onlardan iyiyiz Allah’a şükür. Bizi kıskanıyorlar.  Tüm bunların sebebi CHP’dir. Harf inkılabı yapıp bir gecede dilimizi değiştirdiler bizi cahil bıraktılar.  Neden değiştirildi o zaman?  Sözünü topluma duyururken benim duyacağım şekilde hisseme düşeni ihmal etmedi; “Zillet bunlar! İllet! İllet!” dedi.

ahmet.kocak16@hotmail.com

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>