Ahmet Koçak yazdı; KEMALİZM ZEHİR MİDİR?

Köşe yazarımız Ahmet Koçak makalesinde;

Şeriatçı bir partinin milletvekili Atatürk’ün kurduğu TBMM salonunda:

“Kürt meselesinin sebebi Kemalizm’dir. Çözümü de İslam’dadır. Siz bize çözümün zehri olan Kemalizmi öneriyorsunuz, bize bu zehri yutturmaya çalışıyorsunuz. Kemalizm zehirdir. Biz bu zehri yutmayacağız.” dedi. Bu konuşmadan Atatürk İslam’ı kaldırmış gibi bir anlam da çıkıyor. Öyle bir şey yok. Vatandaşlar İslam’ı dilediği gibi yaşayabilir ancak başkalarını kendisi gibi yaşamaya zorlayamaz.  İnsanlar inanmakta inanmamakta, ibadet etmekte etmemekte özgürdürler. Bunun neresi zehirdir?

Vekili öyle de aslı nasıl? Sosyal medyada İngilizce öğretmeni bir kadın:

“Bana diyorlar ki, sen İngilizce öğretmenisin dersini anlat çık. Çocuklara gelenek, görenek, din iman hiçbir şey anlatma. O senin vazifen değil, diyorlar. Kimin vazifesi? Kimin? Çocuğa bilimi öğret onu donanımlı bir hale getir. Silahı doldur elimize ver. Biz de onu kendi emellerimize, hedeflerimize göre rahatça kullanalım. Biz de böyle kenara çekilip izleyelim öyle mi? Ne kadar güzel dünya değil mi? Çünkü biz burada eşekbaşıyız. Sadece bilimle donanmış bir genç onların işine gelecek. Sonra o genç vatan haini bir asker, LGBT destekçisi sapık zihniyetli bir senarist olmuş gençleri zehirlemiş.Uyuşturucu üreten bir mühendis olmuş, anarşist yetiştiren bir öğretmen olmuş, yeni doğan çetesi bir doktor olmuş. Ne kadar güzel değil mi? Bilim var insanlık yok. Bizlerin geleneksel değerleri bir siyasi partiyi hatırlatıyorsa, çağrıştırıyorsa bu benim değerlerimi siyasi yapmaz. Bizi böyle böyle susturmaya çalışıyorsunuz. Susmayacağız. Anlatacağız. Gençliği zehirlemelerine müsaade etmeyeceğiz. Panzehir olarak hepimiz görevimizin başındayız.” diyerek bilim öğretmeyi zehir, kendi öğretisini panzehir olarak adlandırıyor, yeni nesli zehirlemeye devam ediyor. Bunlar istiyorlar ki; Norveç gibi gelişmiş bir ülke olmak yerine Afganistan gibi ortaçağ karanlığında debelenen bir ülke olalım. Asla izin verilmemelidir. Akıl ve bilim her zaman yol göstericimiz olmalıdır.

Biri, Atatürk TBMM’ni açıp cumhuriyeti kurmasaydı vekil olamaz, bir ağanın marabası olarak ömrünü geçirirdi. Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin kendisine verdiği hakkı kullanarak ‘Kemalizm zehirdir’ diyebilmiştir. Diğeri ise Atatürk devrimleri sayesinde öğretmen olmuş, onun akıl ve bilime verdiği önemi zehir olarak adlandırıyor. Atatürk cumhuriyeti olmasaydı öğretmen olamazdı. Bunun bile farkında değil. Sıradan bir vatandaş, azınlıkta olan birileri olsalar zehirli sözlerini fikir özgürlüğü olarak görülüp geçilebilirdi ancak;  biri yasama yetkisine sahip, diğeri nesil yetiştiren bir öğretmendir. O nedenle görüşleri tedirginlik yaratmıştır.

Zehir olarak gördüğü Atatürk’ün şu sözleri olmalı:

“Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, muvaffakiyet için en hakiki yol gösterici ilimdir, fendir, ilim ve fennin haricinde yol gösterici aramak gaflettir, cehalettir, delalettir.”

“Laik eğitim, eğitimin milliliğinin ve bilime dayalı olmasının da baş desteğidir.”

“Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin.”

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir…”

Milletvekilinin Kemalizm ile ilgili sözleri üzerine bir yazı kaleme alan Eğitimci Yazar Zeki BAŞTÜRK yazısını;

“Senin zehir dediğin Kemalizm, bir ulusun yoktan var oluşudur. Yanmış, yıkılmış, geri kalmış bir ulusun yeniden dirilişi, ayağa kalkışıdır.

Senin zehir dediğin Kemalizm, Tam Bağımsızlıktır. Tam Bağımsız ve gerçekten Demokratik bir Türkiye’dir. Özgürlüktür.

Senin zehir dediğin Kemalizm, bilimdir, sanattır. Bilimin yol göstericiliğinde ilerlemek, kalkınmak, çağdaş olmaktır. Çağdaş uluslar düzeyine çıkmaktır. Laikliktir. Din ve vicdan özgürlüğüdür. Anlayacağın dilde söylersek “adam olmak’tır.

BİLESİN…!”  yazarak bitirmiş.

O güzel yazının altına yorum yapan Eğitimci Şair Yazar Kemal İMER şöyle yazmış:

“Hay sen çok yaşayasın Zekiciğim.. usuna, yüreğine, emeğine sağlık!..

Düşman ülkelerde bile saygınlıkla anılan, dünyanın en büyük değeri Mustafa Kemal ATATÜRK’e kim dil uzattıysa bakıyorum, genel olarak, şu çerçevede yer alıyorlar:

-Onu iyi tanımıyorlar..

-Aydınlığından, korkuyorlar..

-Bu denli çok sevilmesine ve ölümsüzlüğüne katlanamıyorlar..

-Yurdumuz ve ulusumuzla ilgili kötü tasarıları var..

-Birilerinin ya da kimi ülkelerin çıkarlarına hizmet ediyorlar..

-İnsanca yaşamayı başaramıyorlar, başkalarının özgürce yaşamasına dayanamıyorlar..

-Yetersiz ve sağlıksızlar…

“MİLYONLARCA ATATÜRK” şiirimin son bölümüyle bitiriyorum:

“Ey dünya,

Dostsan gül bizimle

Defne dallarıyla sarmaş dolaş;

Ama düşmansan

Bizden ürk,

Bir tanesi yetmişti size,

Şimdi Türk Gençliği,

MİLYONLARCA ATATÜRK!..”

Görüldüğü gibi Cumhuriyet öğretmenleri kayıtsız kalmamış, gerekli yanıtı vermişlerdir.

Kemalizm dincileri, yobazları, gericileri zehirleyen çağdaş fikirlerdir.

ahmet.kocak16@hotmail.com