Haberde Bursa

Ahmet Koçak yazdı; RÜZGAR AİLESİ-1

22.07.2023

Köşe yazarımız Ahmet koçak makalesinde; “Yıl 1970. İlkokulu bitirdiğim yılın yaz tatilinde köyümüze geldim. Babam başka bir köyde memurdu o nedenle köyde hiç arkadaşım yoktu ve çok usanıyordum. İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünde okuyan Asım amca sabah geç uyandı. Odadan eve geldi. Kahvaltısını yaptı ve astarı yaldır yaldır yanan kahverengi takım elbisesini giydi. Sarıkaya’ya doğru yola çıktı. Ben de ardından yürümeye başladım. Mezarları geçince beni fark etti;

“Gelme yeğenim seninle ilgilenemem. Bir arkadaşımla buluşacağım.”  diye beni başından savmak istedi. Ben ısrarla peşinden gitmeye devam edince;

“Hadi gel madem” dedi.

Sarıkaya’nın girişindeki bir eve doğru ünledi:

“Haliiil!”

Rüzgar Ailesi 1950’li yıllarda Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç etmiş, Yozgat ili, Sarıkaya ilçesi Burunkışla Köyü’ne yerleşmişler. Köyde geçim darlığı yaşayınca ilçeye göçmüşler. Halil Bey de İstanbul Üniversitesi’nde okuyormuş.  Arifiye Öğretmen Okulu’nu yatılı okumuş. İlkokul öğretmeni olmak istemediğinden yükseköğrenime devam ediyormuş. O da amcam gibi lise öğretmeni olacakmış.

Halil Rüzgâr’ın ağabeyi Ahmet ve babası Ali amcalar çok iyi ustalardı. Dedeme, ilk kiremit çatılı konağı ve oturdukları evi onlar yapmışlardı.

İçeriden sarı saçlı, mavi gözlü, uzun boylu bir genç çıktı:

“Günaydın Asım. Hoş geldin! Bu çocuk da kim?”

“Rasim abimin oğlu Ahmet”  diye beni tanıttıktan sonra;

“Hadi Ahmet avludan içeri gir. Halil’in yeğeni ile oyna.  Köye dönerken seni alırım.” dedi ve çarşıya doğru gittiler. Hâlbuki ben onlarla çarşıya gitmek istiyordum…

Benimle aynı yaşta, adının Mehmet olduğunu öğrendiğim çocukla hiç konuşmadan bahçelerinde dakikalarca bekledik. Sonra annesi Hasaniye teyze bahçedeki ağaçtan kiraz topladı ve önümüze koydu; bizi, bize alıştırdı ve oynamaya başladık. Aradan elli yıl geçti hâlâ oynamaya devam ediyoruz…

O devrin okumuşları kendi akıllarıyla düşünür, ürettikleri düşünceleri kendi tümceleriyle dile getirirlerdi. Bunlardan biri de Asım amca idi.

İlçede elektrik yoktu. Köy yaşamıyla hiçbir farkı yoktu. Kadınlar çeşmeden su taşır bulaşık ve çamaşırları elleriyle yıkarlardı. Eski hamamlar yıkılınca banyo gereksinimi için çeşmeye daha fazla gidildiği yıllar…

Dedem, Adalet Partisi’ne oy verirdi. Beş vakit namazını kılar; sabah ezanından, yatsı ezanına kadar sürekli çalışırdı. Asım amca ve diğer amcalarımın okumalarını istemez, geniş arazisinde çalışmalarını isterdi. Bu nedenle sık sık tartışırlardı.

Şimdi Baran Caddesi’nde bir kahveye gidelim o yıllarda neler konuşuyorlar kulak misafiri olalım;

“Asim, babası Hasan Ağaya ne dimiş biliyoo?”

“Ne dimiş?”

“Asim dimişkine babasına: “Torpah riformu yapacıık” dimiş. Babası,“torpah riformu niymiş? “diye soruncuk Asim de dimişkine, “yani, baba, senin aanayacaan ihtidara gelincik senin tarlaları alıp fahıra fuharaya dağıtacııık” dimiş.”

“Babası ne dimiş? O öyle diyincik?”

“Çok okelenmiş tabi; ”yoh öyleymiş! Ben zabahdan aaşama gader çalışıyım, gazanıyım; aaşamaadar yan gelip yatanlara benim gazandıımı götür, vir. Düynada virmem!” dimiş.”

“Eferim Asim’e! Ben Asim’i bek severim. Ünivirsite ohuyomuş.  Maşallah! Ne gozel olur öyle iderseler!”

“İyi de sade Hasan Ağanınkini değil ki?”

“Ya kiminkini?”

“Senin de çok tarlan var. “Herkeşin fazla tarlasını, çayırını, bağını, hayvanlarını alacıık fahıra, fuharaya daatacıık” dimiş.”

“Ben virmem ki”

“Niye kine?  Hokumat isterse virir. Gooden ne yaadı da yir gabil itmedi.”

“Baa ne? Kimin oğlu diyosa onunkini daatsınlar. Benim uşaklar öyle bi şiy dimedi. Hem, benim oğlanlar malına melalına sahap çıhar, zinhar heç bişiyciklerini kismelere virmezler.”

Tabi iktidara hiç gelemediler. Toprak Reformu gerçekleşemedi. Kıt arazisinde zorluklarla büyüttüğü çocukları evlenip, tarladan gelen gelir yetmeyince çocuklar büyük kentlerin yolunu tuttular. Köyler boşaldı, kentler doldu taştı. Üreten az, tüketen çok olunca yiyecekler ateş pahası oldu.  Dedem vefat edince o tarlalar bize kaldı. İyi ki iktidara gelememişler… (Devam edecek)

ahmet.kocak16@hotmail.com

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>