Ahmet Koçak yazdı; SEÇİM VE GEÇİM-1

Köşe yazarımız Ahmet koçak makalesinde;

Çin seferi 8 Temmuz 1985 yılında yapılmıştı. İktidarda ANAP vardı.  Sefere dönemin bakanları, bürokratları, iş insanları ve gazeteciler katılmıştı. Emin Çölaşan’ın geziye katılan biri ile yaptığı Unutulmayan Söyleşiler kitabından;

“ … -Yani en ucuza o aldığı için seviniyor. Bütün Singapur mağazaları gerçek anlamda talan edildi Emin Bey. Hatta Singapur yetkilileri bizim heyete, “Satın Alma Heyeti” diye isim taktı. O iki gün ucuz mal kapma yarışıyla devam etti. İstisnasız kafiledeki herkes katıldı bu yarışa anlatabildim mi? Ne varsa yağma edildi. Birisi bir yakınına veya kendine bir şey alıp da gösterdi mi, öbürleri de hemen tekrar fırlıyorlardı dükkânlara en üst düzeyden başlayan bir Türk kafilesi düşünün. İki dolarlık adi, rezil şapka ve mendiller bile yağmalandı.

Beyefendi, bir yağma olayında ne alındığı fark eder mi? Akla gelen ve gelmeyen her şey yağma edildi resmen. Türk heyetinin resmi uçağına dört kapılı buzdolabı bile yüklendi. Bunu gözümle gördüm. Müzik setleri, renkli TV’ler, videolar, kameralar, bilgisayarlı oyuncaklar, ipek kumaşlar, inci, mücevher, ipek kimonolar. Üç milyon iki yüz bin liraya ipek kimono alanlar oldu beyim….”

                                                       …

Aynı yıl bir okulda konuşulanlar;

“Yahu arkadaşlar biliyorsunuz tek maaşlıyım. Altı da çocuğum vardır. Yetiştiremiyorum. Geçim sıkıntısı içindeyim. Çocuklara “elmayı kabuğuyla yiyin. Asıl vitamini kabuğunun altındadır.” diyerek kabuğuyla yemeye özendiriyorum vallahi. Çocuklarıma da üzülüyorum, tam gelişme çağındalar yeterli et, süt, meyve, sebze yiyemeden büyüyorlar.”

“Şurada biz bizeyiz hocam -bir sakıncası yoksa- son seçimde oyunuzu hangi partiye verdiniz.”

“Tabii ki liderinin alnı secdeye değen ANAP’a verdim.  Namazlı abdestli biri insan olarak alnı seccade görmeyenlere mi vereydim yani? Öbür dünyada Allah sormaz mı?”

“Oyunuzu istediğiniz partiye veririsiniz kimse karışmaz da sızlanmayacaksınız o zaman. Emin Çölaşan’ın Unutulmayan Söyleşiler kitabını okudunuz mu? O kitapta senin ve çocuklarının hakkının nasıl yendiği yazılıdır.”

“Ben o adamın yazılarını da kitaplarını da okumam…”

                                                                  …

Söyleşiden devam;

“(…)- Fuhuş olayı nasıldı resmi kafilemizde?

 – Harikaydı… Hemen hemen bütün erkeklerimiz otelin özel olarak karartılan bölümlerinde ve diğer yerlerde gönüllerince eğlendiler. Odalarda bazı büyük işadamlarımızın ve diğer heyet mensuplarının katıldığı seks partileri düzenlendi. ( … ) Bunları yazabilir misiniz?.

– Şu verdiğiniz isimleri ve anlattıklarınızı maalesef yazamam. Memleket ayağa kalkar…

– ( … ) İşte milletvekilliği veto edilen bu banka genel müdürü karanlıkta başını kadının eteğinin altına sokmuş, bir türlü çıkarmıyor… Otel odalarında kıyamet kopuyor. .. Ayıp… Adam, ANAP’ın kurucusu ve bir bankanın yönetim kurulu üyesi. .. .. Bu da büyük işadamı.. … Bir otel görevlisi geldi yanlarına ve “Beyler ayıptır. Mübarek ramazan ayındayız. Yoksa siz Türkler Müslüman değil misiniz ?” diye sordu. Meğer adam Müslümanmış. Adı da Ekber Muhammet…”

                                                                   …

Aynı yılda bir çiftçinin feryadı:                                    

“Geçen yıl iyi para etti diye on dönüm tarlaya patates ektim. Mazottu, gübreydi, ilaçtı, emekti, sökme parasıydı derken ürün çıktı. Tüccarlar anlaşmış ucuza aldılar patateslerimizi. Avrupa’da soğuk hava depoları varmış. Öyle yerler olsa bekletebilirdim. Bu kış benim için çok çetin geçecek. Oğlan da üniversiteyi kazandı. Sevinemedik vallahi. Onu nasıl okutacağım bilemiyorum. Okutmayı bırak karınlarını nasıl doyuracağım onu düşünüyorum. Şehre gidip amelelik işi bulursam yapacağım. Çok perişan durumdayız beyim.”

“Bir sakıncası yoksa oyunuzu hangi partiye verdiniz çiftçi kardeşim?”

“ANAP’ a verdik. Müslüman adam diye. Ocağımıza incir ağacı dikti. Pişmanım ama gelecek seçimde kime oy verirsin, diye soracak olursan yine ona veririm.”

“Bir de başka partileri deneseniz? Sizin payınıza düşen parayla saltanat sürüyorlar.”

“Bu dünyamızı kaybettik karşısındakilere oyumuzu verip öbür dünyamızı da mı kaybedelim?

Yine düzeltirse bu adam düzeltir.”

ahmet.kocak16@hotmail.com