Haberde Bursa

Ahmet Koçak yazdı; SERPME KAHVALTI-2

28.12.2024

Köşe yazarımız Ahmet Koçak makalesinde;

Basın açıklaması devam ediyor;

“…1. Ulaşım ve Proje Eksikliği:

Seçimlerin üzerinden 9 ay geçmesine rağmen ulaşım konusunda neden tek bir proje hayata geçirilmedi? Geçmişten gelen projelere neden devam edilmedi? Çalıdan Demirtaş’a metro hattını sanırım bir sonraki seçim vaatleriniz için hazırlıyorsunuz…”

Salon girişinde bir şangırtıdır koptu. Bütün başlar o yana döndü. Kahvaltıdan artan kâseleri büyükçe bir tepsiye dolduran garson çocuk, tepsiyi fazla eğince üzerindekiler olduğu gibi yere saçıldı. Genç mahcup mahcup yerdekileri süpürürken bir basın mensubu:

“Bak şu kırılmamış kâseleri ayır.” diye uyardı. Benim tutumlu vatandaşım…  Biraz sonra minicik bir yavru köpek yerde kalan yiyecek bulaşıklarını diliyle yalayarak mideye indirirken bütün başlar yeniden basın açıklamasına döndü;

“…2. Toplu Taşıma Hareket Planı:

Kentimizdeki toplu taşıma sorunları ortadayken, neden bir hareket planı hazırlanmadı? Ulaşıma 350 milyon destek sağlıyormuşsunuz bunlar hangi kalemler merak ettik? FSM-ODUNLUK tek vasıta ile gidilemiyor siz tramvay diyorsunuz Uzun hatları acemlerde toplamak mı ulaşım düzenlemeniz heykele kadar giden otobüsler acemlerde son durak yapmaya başladı. Bursaray dökülüyor başkan bir tane yürüyen merdivenin asansörün çalıştığı durak yok seferler ise yetersiz. DOLMUŞLARIN İsminin Özel Halk Otobüsü ismi alması çözüm olmadı sen ne yapmayı düşünüyorsun? Taksilere başka bir isim bulmayı mı? …”

Yanımda oturan genç gazeteci:

“İnsan basın açıklamasını bu kadar uzak ve bulunması zor bir yerde mi yapar?  Bir saate zor buldum. Bir saatte de dolmuş otobüs bekleyip, gideceğim. Boşuna zaman kaybı değil mi?”

“Ben arkadaşımın özel otomobiliyle geldim.”

“Herkes sizin gibi şanslı değil. Kent merkezinde, ulaşımı kolay bir yerde yapalım diyenleri hiç mi olmamış. Microsoft’un patronu çok çalışkan ve zeki insanların yanında birkaç tane de tembel insanı işe alırmış. En fazla buluşu da onlar yaparmış. Üşendiklerinden, bir an önce rahat yaşamlarına dönmek için kimsenin aklına gelmeyecek çözümler üretirlermiş. Bu dört partide hiç mi tembel adam yokmuş?” demesiyle uzun bir süre bunu düşündüğümden açıklamanın ondan sonraki bölümlerini kaçırdım. Açıklamanın sonuna doğru dikkatimi tekrar verdim;

“…Bursa’nın Sorunlarına Acil Çözüm Bekliyoruz.

Bursa halkı olarak bu soruların yanıtlarını bekliyoruz. Şehrimizin kaynaklarının doğru yönetilmesini, halkın beklentilerine cevap veren projelerin hayata geçirilmesini ve şeffaflık ilkesi doğrultusunda hesap verebilir bir yönetim anlayışını görmek istiyoruz.

Unutmayın, Bursa hepimizin Umarım Halkımızdan aldığımız geri dönüşler ile tüm belediye Başkanlarımıza teşekkür eden bir Bursa’ya ulaşırız. Yeşil Bursa’yı tekrar yeşil yapmak için emek ettiklerine şahit oluruz. BURSA kıymetlimiz kıymetimiz tüm basın mensubu arkadaşlarımıza katılımları için teşekkür ediyoruz.”

Dışarı çıktığımızda yağmur atıştırmaya başlamıştı. Zeki Beyle dönüş yolculuğumuz daha keyifli söyleşiyle geçti. Bunda tok karınlarımızın rolü yadsınamazdı. Karnı tok, sırtı pek gibisi var mıydı? Beni aldığı yere bırakıp yoluna devam etti.

Yağmur şiddetini iyice artırmış caddeyi beş santim derinlikte akan bir dereye çevirmişti. Ayağımdaki botlarla suyu yara yara karşıya geçtim. Karşıda benim yaşlarımda bir adam elinde poşetlerle bekliyor, karşıya geçemiyordu. Yanına yaklaşınca;

“Neden geçmeyip yağmurda bekliyorsun?” diye sordum.

“Ayağımdaki ayakkabılar bez spor ayakkabı. Geçsem ıslanacak.” Şemsiyemi adamın üzerine tutarak;

“İyi de böyle beklersen tümden ıslanacaksın. Kışlık bir ayakkabı alamadın mı?”

“Alamadım.Emekliyim. Esnaflık yaptım. Aylığım yatınca ilk işim bir bot almak olacak.”

“Kaç numara giyiyorsun?”

“Kırk iki”

Aynı numara giyiyormuşuz. Benim evde bir botum var. Onu belediye giysi dolabına koymayı düşünüyordum. Sana getirsem giyer misin?”

“Çok hürmete geçer. Nerelisin?”

“Yozgatlıyım.”

“Sen?

“ Konyalıyım.” Ev yakındı. Botları bir poşete koyup getirdim. Bana tutunarak ayağına giydi. Spor ayakkabılarını poşete koyup eline uzattım. Teşekkür etti. Artık ona dere mi dayanırdı. Suları yara yara karşıya geçti.

ahmet.kocak16@hotmail.com.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>