Ahmet Koçak yazdı; SÜPÜRGECİ ALİ -1
Köşe yazarımız Ahmet Koçak makalesinde; Bizim caddeyi her sabah süpüren bir çöpçü var. Her sabah caddeyi süpürüyor. Durağa doğru giderken yine ona rastladım.
“Günaydın, kolay gelsin.” dedim. Ne dediğimi anlamadan; “aleykümselam abi” diye cevapladı.
“Şu çöpü de al” desen o yine size ‘aleykümselam’ diye yanıt verirdi. Çünkü çok dalgın bir adamdı Ali. İşini öyle çabuk, güzel yapıyordu ki; gören de mesleğine âşık biri sanırdı onu.
Biraz sohbet etmek istedim. Sorular sordum. Meğer kimsenin adam yerine koyup muhatap olmadığı Ali’nin dili şişmiş, indirecek adam arıyormuş. Süpürgenin sapına çenesini dayayarak başladı anlatmaya:
“Çöpçülüğe başlayalı iki yıl oluyor. Bazı şerefsizler iyi temizlemediğimi söyleyip beni belediyeye şikâyet ediyorlarmış. Sen söyle abi sokak temiz değil mi? Her gün beni burada görmüyor musun? Ben görevimi kimse söylemeden yaparım. İşsizdim; Allah razı olsun taşeron beni işe aldı da benim de, çocukların da karnı az da olsa doydu. Taşeronda asgari ücretle, sigortalı çalışıyorum. Allaha şükür sigortam da yatıyor. Patron bir şeyleri bahane edip, paramızı tam vermese de buna da şükür abi. Elini öper beş tane çocuğum var; bunların yemesi, içmesi, okul masrafları derken yetişmiyor aldığım aylık. Ev kira, kiradan kurtulmak için babadan kalanları satıp küçük bir arsa aldım. Üzerine bir ev yapıp kiradan kurtulmak istiyorum. İşimi çabukça yapıp, kağıt, karton, pet şişe falan topluyorum. Onları satıp ek gelir elde ediyorum. Abi ne olur evinden çıkan kâğıtları, kartonları geri dönüşüme verme de bana ver. Şu karşıki ev sahibi teyze bana acıdı da bahçesine koymama müsaade etti. Allah ondan razı olsun. Sen de komşulara söylesen de kâğıt, pet şişe gibi şeyleri bana verseniz sevaba girersiniz.” Baktım adam çok konuşacak, makineli tüfek gibi tüm mermileri birden boşaltıyor. Kısa bir ara verir vermez söze girdim:
“Tamam, Ali. Benim evi biliyorsun. Evde ne kadar kâğıt, hurda demir vs. varsa evin önüne çıkarayım yarın sabah al. Diğer günlerde de birikenleri evin önüne bırakırım. Çekinmeden bahçe kapısını aç, gir al. İzin almana gerek yok. Hadi sana kolay gelsin” deyip ayrıldım.
Ali’yle karşılaşınca bizim köylü Sarıkaya Belediyesi’nde çöpçülük yapan Şevket Emmi geldi aklıma. İlk öğretmenliğe başladığım yıl Gümüşhane’den köye gelmiştim yaz tatilini geçirmek için. Köye doğru yaya giderken önümde ayağını sürüye sürüye yürüyen Şevket Emmiyi gördüm. Adımlarımı hızlandırıp ona yetiştim. Zira yarım saatlik yol yalnız çekilmiyordu. Selam verdim;
” Ooo! Ahmet, yeğenim sen miydin? Hele hoş geldin.”
“ Hoş bulduk Şevket Emmi. Mesai bitti köye dönüyorsun yorgun.”
“ Olsun yorgunum ama Allaha çok şükür çalışıyoruz. Emeklime bir yıl kaldı dolunca emekli olacağım. Ahmet sen öğretmen oldun değil mi?”
“ Evet Şevket Emmi. Bu yıl, ilk yılımdı. Gümüşhane’nin bir köyünde çalıştım, yaz tatili oldu geldim.”
“ Gelmez mi insan yavrum elbet geleceksin. Bura senin baba ocağın. Ahmet, yeğenim sorması ayıp olmasın da kaç lira aylık alıyorsun?”
” Beş bin lira alıyorum.”
Şevket emmi dizlerine vurarak:
“Vah Ahmet’im! Pek az maaşın varmış. Benimle bu yolu kar, kış, yağmur, çamur demeden yıllarca gidip gelip okudun. Ben bir çöpçüyüm, okuryazarlığım da yok. Biliyorum sen çok okudun, masraf ettin öğretmen oldun. Beş bin lira maaşın var. Ben neciyim ki devlet bana on beş bin lira maaş veriyor? Bu Allah’tan reva mı?” dediğini hiç unutmam.
“Olsun Şevket Emmi sen de çok çalışıp yoruluyorsun. Çöpçülük kolay mı?” dedim.
Gaziantep’te Şehit Karayılan İlkokulu’nda müdür yardımcısı olarak görev yaparken; yaz tatilinde müdür ve diğer muavin arkadaş bir aylık izine ayrılıp, okul müdürlüğüne beni bıraktılar. Beş hizmetliden üçü de izindeydi. İki hizmetliyle ben çalışmaya devam ediyorduk. Boş kalınca okulun eksiklerini ve sorunlarını çözmek için çalışıyordum. Okulun çatısı kışın akmış, üst katlardaki sınıfların tavanlarını karartmıştı. Çatıyı aktarttırmak gerekiyordu. Milli Eğitimin ilgili yardımcısıyla görüşüp durumu anlattım. O:
”Ödenek yok. Kendi olanaklarınızla yaptırın” dedi. Okulun biraz birikmiş parası vardı. İnşaat işiyle uğraşan birkaç veli çağırıp görüştüm. Biriyle fiyatta anlaştık. Geldi başladı. Çatıdaki kırık kiremitleri okul bahçesine atıp, aldığım kiremitleri dizdi. Kontrol ettim gayet iyi olmuş gibi gözüküyordu. Yine akıntı olursa gelip yapmasını söyleyip adamın parasını ödedim.
ahmet.kocak16@hotmail.com