Ahmet Koçak yazdı; UÇAN DAİRE GÖRDÜM
Köşe yazarımız Ahmet koçak makalesinde;
Beş yıl önceydi. Köye gitmiştim. Her gidişimde harman yerine bir şilte serer, sırt üstü yatıp yıldızları izlerim. Sokak lambalarının geceyi aydınlatmadığı gecelere benzer gökyüzü. Yine bir gece yarısı yıldızları izlerken güney batı yönünde birden bire düzgün sıralanmış yıldızların doğu yönüne doğru uygun adım hareket ettiklerini görünce çok şaşırdım. Şaşkınlığım paniğe dönüştü. Uydu, göktaşı olsalar ip gibi hizalanıp gitmezler, diye düşündüm. Olsa olsa bunlar bir grup uçan daire olabilirdi. Üç beş dakika onları izledikten sonra evdeki cep telefonumu alıp video çekmek için eve gittim. Ben dönünceye kadar cisimler kaybolmuştu. Uçan daire görmüştüm ve tanıksız büyük olaylara kimse inanmazdı.
Köyde internet çekmediği için sabahı bekledim ve ilçeye gittiğimde internete girdim; gördüklerimin Starlink uyduları olduklarını öğrendim. İyi ki bilmiyormuşum. Bilseydim o tatlı telaşı, paniği yaşayamayacaktım. Bir gün uçan daire göreceğime inanıyorum. Bakalım görebilecek miyim?
Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda on sekiz gün kalıp, on üç deney yaparak döndü. Döndüğü akşam annesinin elleriyle yaptığı ve çok sevdiği güveç yemiş. Yarasın astronotumuza! Basın toplantısında, “Dünya düz değil küre şeklindedir ve uzay boşluğunda kendi etrafında ve Güneş’in etrafında dönüyor. Sarı öküzün boynuzlarında değil; altına (Dünyanın altını güney kutbu, üstünü kuzey kutbu olarak düşünürüm hep) eğilip iyice baktım öküz möküz görmedim. Bazı insanların inandığı gibi Dünya’yı sırtına almış bir kaplumbağa da göremedim.” deseydi ne güzel olurdu. Zira Dünya’nın düz olduğuna, sarı öküzün boynuzları üzerinde durduğuna ve sinekler rahatsız edince başını sallamasıyla deprem olduğuna inanan çok sayıda insan var. Büvelek tutunca ne olur onu hiç tahmin edemiyoruz. Bir de uzay istasyonunun penceresinden bakarken uçan daire görüp görmediğini söylese güzel olurdu. Son iki yılda ben çok uçan daire gördüm. Benim uçan dairelerin çok yükseliyor ve yakında gözden kaybolacak. Kaybolmadan yazayım istedim.
İnsanoğlunun ilk gereksinimi beslenme ise ikincisi barınmadır. Sıcaktan, soğuktan, yağmurdan, kardan başka; güvenlik, konfor gibi gereksinimlerini konutlar sağlıyor. Kimi kendi konutunda yaşarken kimileri de kiralık konutlarda barınıyor. Hiç konutu olmayıp da sokaklarda yaşayanlar da var tabii. Kirada oturanların bir konut alma hayali son yıllarda yaşanan artışlarla hayal oldu.
Okullar dağılırken izlerim. Ne kadar çok çocuk olduğuna şaşırırım. Endişeye kapılır, bu kadar insana iş, aş, konut nasıl sağlanacak, diye düşünürüm. Nüfus artışından kaynaklanan sorunlarımız yetmezmiş gibi bir de milyonlarca sığınmacı gelince bu endişem kat kat artar. Yönetenler, artan nüfusa iş, aş, eğitim, sağlık hizmeti veremiyoruz; çivi çiviyi söker diye düşünerek nüfusu daha da artırdılar. Çocuklarımız ve torunlarımız gelecekte neler yaşayacaklar acaba?
Beş, on yıl önce kredi çekerek konut alınabiliyordu. Son faiz artışları, konut fiyatlarının çok yükselmesi ile orta sınıfın da konut alması olanaksız hale geldi. İnternetten daire fiyatlarına baktım;
Bursa genelinde yirmi yirmi-otuz yıl önce yapılmış daire fiyatları: 2 500 000- 3 500 000 lira, beş on yıllık daire fiyatları 3 500 000- 6 000 000 Lira arasındadır. Müstakil evleri hiç sormayın! Sayın Gezeravcı siz uzayda uçan daire görememişsiniz ama ben Bursa’da binlerce uçan daire gördüm, görüyorum.
Daire fiyatları uçmuş, her biri birer uçan daireye dönüşmüştür. Ne mutlu bize; uçan daire görmek için elli beş milyon dolar verip uzayda uçan daire aramamıza gerek kalmadı. Oturduğumuz yerden milyonlarca uçan daire görüyoruz.
Daireler uçar da kiralar uçmaz mı? En ucuz kira beş bin liradan başlayıp otuz beş bin liraya kadar çıkabiliyor
2021 yılında yeni daireler 250 000- 450 000 liradan satılıyordu. Eski daireler bunun yarısı fiyatınaydı. İki yılda on katına çıkmış. On kat yukarı çıktıkları için bize uçan daireler kadar uzaklar.
Bu büyük soruna çözüm buldum; İyi kötü herkes bir konutta barınıyor. Bir kez yapılmak üzere herkese oturduğu konut verilirse bu büyük sorun ortadan kalkmış olur. Bu önerime konut sahipleri ateş püskürürken kiracılar bayılmış olmalı. Bir insanın iki yüz elli, üç yüz konutu olur mu? Konut zengini vekiller evet der mi? Yıllarca boş tutulan daireler, yazlıklar, boş kalan köy evleri evsiz insanlara tapulanırsa ne güzel olur değil mi? Zaten ülkeye akın akın gelen milyonlarca yabancıya ilaveten hızlı nüfus artışıyla, yirmi yılda bir olan büyük depremler yüzünden ülke konuta asla doyamayacak. En güzeli böyle yapıp, sorunu sorun olmaktan çıkarmak gereklidir.
Bu çözüm sonrasını hayal ettim. Ülkede büyük protestolar yapılır, yer yerinden oynardı. “Ne ezen, ne ezilen; insanca, hakça bir düzen” diyenlere en fazla karşı çıkanların yoksul, ezilen kesim ve çocukları olduğunu gördük, görüyoruz. Protestolarda en önde kiracıların olacağını, canları pahasına ev sahiplerini savunacaklarını hayal etmek zor olmasa gerek. Ahmet Koçak şaşırma, sabrımızı taşırma! Sloganları sokaklarda yankılanırdı. Uçmayan daireli günler dileklerimle…
ahmet.kocak16@hotmail.com
6.650.000 TL
İlan No
İlan Tarihi 15 Şubat 2024
Emlak Tipi Satılık Daire
19.270.000 TL i
- İlan No
- İlan Tarihi06 Şubat 2024
- Emlak TipiSatılık Residence
- m² (Brüt)439
- m² (Net)315
- Oda Sayısı5+1
3.850.000 TL
- İlan No1150510486
- İlan Tarihi25 Ocak 2024
- Emlak TipiSatılık Residence