AK Parti’den ‘erken seçim’ açıklaması
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Her muhalefet partisi erken seçim ister. Demokraside bu da önemli bir şeydir ancak Türkiye’de erken seçimin rasyonel şartları ve siyasi şartları yoktur.” dedi.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, TBMM Genel Kurulunda, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerinde AK Parti Grubu adına yaptığı konuşmada, günümüzde insanlık tarihinin en önemli geçiş noktalarından birinin yaşandığını, 2020’nin, gelecek nesiller tarafından dünyanın en büyük değişimlere gebe olduğu bir dönemin başlangıcı olarak hatırlanacağını söyledi.
Salgın nedeniyle ortaya çıkan bu değişiklik süreci içerisinde, toplumsal hayatın her alanında çok köklü değişikliklere şahit olunduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Eğitimden sağlık hizmetlerine, çalışma şartlarından üretim ve tedarik yöntemlerine kadar birçok şey değişecek. Bundan da daha köklü olarak küresel ölçekte yeni bir finansal ve küresel siyasal mimarinin tohumlarının bu yıldan itibaren atılmaya başlayacağını açıklıkla söyleyebiliriz. Dolayısıyla bizim gibi büyük ve iddiası olan ülkelerin meclislerine düşen, önümüzdeki yıllara ilişkin genel milli hedefler üzerinde odaklanmak ve bunları tartışmaktır.” dedi.
Kurtulmuş, Türkiye’nin bütçesini konuşurken sadece bazı parasal büyüklüklerini değil Türkiye’nin önündeki hedeflerinin de konuşulması gerektiğini belirterek “Siyasi fikirlerimiz, bakış açılarımız farklı olabilir ama hepimizin ortak hedefinin yeniden güçlü, büyük Türkiye’yi kurmak olduğunun altını çizmek istiyorum.” ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Kuruldaki bazı konuşmalarını hatırlatan Kurtulmuş, “Bunlardan bir tanesi, hakikaten rencide eden bir şey, ‘kurşun asker’ tanımlamasıdır. Ben, hiçbir CHP’li arkadaşımı kurşun asker olarak itham etmem. AK Parti grubundaki hiçbir arkadaşımız da kurşun asker değildir; akıl sahibi, insaf sahibi, vicdan sahibi, izan sahibi vatansever insanlardır.” diye konuştu.
AK Parti’nin devletin yapısıyla ilgili hiçbir sorununun olmadığını da belirten Kurtulmuş, AK Parti’nin, Türkiye Cumhuriyeti devletini yöneten siyasi kadronun merkezinde olduğunu vurguladı.
“Bedeli ödenmiş en hakiki demokrasidir”
Kurtulmuş, Kılıçdaroğlu’nun, “Demokrasiyi ilk seçimde getireceğiz.” cümlesini de aktararak, şunları söyledi:
“Demokrasi, Osmanlı’nın son döneminde, o günün şartları içeresinde gelmiştir ama 1950 seçimlerinden sonra demokrasi bu ülkeye gelmiş ve bedeli ödenmiş en hakiki demokrasidir. 1950 seçimlerinde halkın helal oylarıyla seçilen başbakanın idam sehpalarına götürülmesine rağmen şehit başbakanın arkasından ağlayan bu millet, demokrasiye sonuna kadar sahip çıkmıştır. 12 Eylül’de binlerce vatan evladı, bir sağdan bir soldan diyerek ortadan kaldırılırken 12 Eylül yönetimine rağmen bu millet, demokrasisine sahip çıkmıştır. 28 Şubat’ta seçilmiş hükümet alicengiz oyunlarıyla indirilip tanklarla, paletlerle demokrasiye ayar verilirken bu millet demokrasiye her yerde de bu Mecliste de sahip çıkmıştır. Ayrıca bu millet demokrasiye bu çatı altında 15 Temmuz gecesi her birinizin katkısıyla sahip çıkmış, Kızılay meydanında, genelkurmay meydanında sahip çıkmış, kanlarıyla bedelini ödemiş, dünyanın en kutsal demokrasisidir. Demokrasi bu millete gelmiş, demokrasiyi millet içselleştirmiştir.”
“Kılıçdaroğlu, 2023 seçimlerine aday olabileceği sinyalini verdi”
Kılıçdaroğlu’nun, “Türk ticaret gemisi durdurulduğu zaman gerçeği AB makamlarının açıklamasından sonra öğrendik.” ifadesini de eleştiren Kurtulmuş, “Biz gerçeği AB’nin, ABD’nin makamlarının açıklamasından değil, Türkiye Cumhuriyeti devletinin makamlarının açıklamasından öğreniyoruz.” dedi.
Genel Kuruldaki erken seçim konusundaki değerlendirmelere de yer veren Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Her muhalefet partisi erken seçim ister. Demokraside bu da önemli bir şeydir ancak Türkiye’de erken seçimin rasyonel şartları ve siyasi şartları yoktur. AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı, milli konularda kararlılıkla yoluna devam etmektedir. İnşallah 2023’te yapılacak seçimlerde de Recep Tayyip Erdoğan bu milletin helal oylarıyla yeniden Cumhurbaşkanı seçilecek.
Bugün yalnız ümitli bir şey duydum Sayın Kılıçdaroğlu’ndan, 2023 seçimlerine aday olabileceği sinyalini verdi. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu 2023 seçimlerinde aday olur ya da CHP’den bir arkadaş aday olursa, dostlarıyla birlikte de iktidar olursa ağzımızı açıp bir şey söylersek namerdiz. Biz demokrasiye sonuna kadar saygılıyız, demokrasinin de en iyi şekilde işlemesinden yanayız. Ancak Türkiye demokrasisinde seçilmişlere saygı duymak da demokrasiye inanmak kadar zaruri bir şeydir.”
Kurtulmuş, CHP sıralarından, “Harun gibi gelip Karun gibi gitmeyi duysak ya sizden.” sataşması üzerine de şunları söyledi:
“Ben ‘Harun gibi gelip Karun gibi gitmeyeceğim.’ sözünü 2008 yılındaki Saadet Partisi Genel Kurulunda genel başkan olarak seçildiğim zaman söyledim. Kendime söz verdim ve bugüne kadar da Harun olarak yoluma devam ediyorum. Hala babamın seksen yıllık apartmanında oturuyorum. Yanlış bir şey mi söylemişim? Doğru bir şey söyledim. Bunu hayatımla da sürdürmeye devam ediyorum ölene kadar da sürdüreceğim, çocuklarıma da en büyük mirasım bu olacaktır.”
“Türkiye, 2021’in ortalarından itibaren güçlü bir şekilde kalkınmaya devam edecek”
Kovid-19 salgını nedeniyle çok zor bir dönemden geçildiğine işaret eden Kurtulmuş, dünyada 2020 yılında 4 trilyon dolarlık ciddi bir harcamanın yapıldığını, hükümet destekleriyle bu rakamın 15 trilyon dolara çıktığını dile getirdi. Kurtulmuş, salgının 2021 yılında devam etmesi halinde 5,6 trilyon dolar daha dünya ekonomisinin daralacağının görüldüğünü söyledi.
Gelişmiş ülkelerdeki bütçe açıkları bakımından Türkiye’nin makul bir seviyede bütçesini sürdürdüğünü de belirten Kurtulmuş, Dünya Bankası tahminlerine göre, gelişmekte olan ülke ekonomilerinin toplam GSYH’sinin 60 yıl aranın ardından ilk defa daralma yaşadığını kaydetti.
Kurtulmuş, “Türkiye, 2021’in ortalarından itibaren güçlü bir şekilde kalkınmaya devam edecek, fiyat istikrarını ve finansal istikrarı sağlayarak reel ekonomiyi, reel sektörü canlı tutmaya devam edecektir. Her zaman vurguladığımız gibi tezgahı dağıttırmayacağız.” dedi.
“2021 yıl reformlar yılı olacaktır”
Kovid-19 salgını sürecinde Türkiye’deki yatırım sevdalarından da vazgeçmediklerini dile getiren Kurtulmuş, hastane, elektrik santrali, savunma sanayisi yatırımı, yol ve köprülerin de vatandaşın hizmetine sunulduğunu kaydetti.
Türkiye’deki kamu yatırımlarını sürdürmeye devam edeceklerini belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“Önümüzdeki dönemde her zamandakinden daha çok dayanışmacı, her zamankinden daha çok rasyonel adımlar atmak mecburiyetindeyiz. Bu çerçevede özellikle ekonomide güveni artıracak tedbirlerin alınması, ekonomi yönetimimizin önemli kaldıraçlarından birisi olacaktır. Yatırımcılarımızın, vatandaşlarımızın sıkıntılarının farkındayız. Bunların üstesinden gelebilmek için bu rasyonel politikalarımızı inşallah uygulamaya koyacağız.
Türkiye’de özellikle AK Parti iktidarlarının 18 yıllık geçmişine baktığımız zaman, Türkiye ne zaman bir sıkıntıyla karşı karşıya kalsa büyük reformlar uygulamaya konulmuş ve böylece Türkiye’nin sıkıntıları aşılmıştır. 2021 yılında ülkemiz için hem iktisadi hem de siyasi ve hukuki anlamda reformlar yılı olacaktır. AK Parti’nin reform niyeti; sağlam, kalıcı, güçlü ve ciddidir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Hazine ve Maliye Bakanımız ile Adalet Bakanımız ilgili bütün paydaşlarla, önümüzdeki döneme ilişkin reform süreçlerini detaylı bir şekilde istişare ediyor. Bunları olgunlaştırdıktan sonra buraya, siyaset kurumuna gelecek ve siyaset kurumu son şeklini vererek Türkiye yeni reformlarıyla tanışacaktır.”
Kurtulmuş, reformların ana çerçevesine ilişkin de rekabete dayalı sosyal politika eksenli pazar ekonomisinin kurallarının, bu reform sürecinde esas alınacağını vurguladı. Rekabetçi piyasaları olumsuz etkileyen bütün şartların en açık bir şekilde konuşulduğunun, STK’lerle, iş dünyasıyla, yabancı-yerli yatırımcılarla ve diğer bütün ilgili paydaşlarla yapılan istişareler neticesinde ortak tecrübeyle bu reform sürecine karar vereceklerini anlatan Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Reformlarla şeffaflığı, öngörülebilirliği ve hesap verilebilirliği daha fazla güçlendireceğiz. Ekonomi alanındaki yapısal dönüşümün ve reform çalışmalarımızın temel önceliği ise milli üretim odaklı bir kalkınma stratejisidir. Üretim odaklı reformlarla büyümeyi artıracak, ithalata bağımlılığı azaltıp cari açığı düşürecek tedbirleri bu sürecin içerisinde en etkin şekilde uygulayacağız. Salgın, dünyanın birçok ekonomisinde çalışma hayatının pratiklerini, üretim tekniklerini ve süreçlerini, tüketici davranışlarını ve hatta bizatihi iktisadi zihniyeti dahi değiştiriyor. Bu süreçlerin doğal bir sonucu olarak teknolojik, sosyal ve iktisadi değişim ve dönüşüm süreçleri, ülkemizin de gündeminde en belirgin yerini alacaktır. Biz, bu alanlarda değişim ve dönüşümü, bu dönemin en önemli sinerji kaynaklarından biri olarak kabul edeceğiz. Reformlarımızda eş zamanlı hareket etmek, temel çerçevemiz olacaktır yani Türkiye’de hem AK Parti’nin 18 yıllık pratiği hem yetmiş yıllık çok partili siyasi hayat bize gösterdi ki ekonomik, siyasi ve hukuki reformlar eş zamanlı olarak yürütülürse başarılı oluyor.”
“Türkiye, Karadeniz’de de Akdeniz’de de petrol ve doğal gaz arayacak”
Doğu Akdeniz’de arama faaliyetlerine devam edileceğinin altını çizen Kurtulmuş, “Biz Doğu Akdeniz’de NAVTEX ilan edip Oruç Reis’i arama faaliyetlerine göndermeden az evvel de AB başta olmak üzere birçok mihraklardan ‘Sakın ha orada arama yapmayın, ilişkilerimiz bozulur’ diye uyarılar geliyordu. Kim takar onların uyarılarını. Türkiye milli hedefleri istikametinde yürüyüşüne devam edecek. Türkiye, Karadeniz’de de Akdeniz’de de petrol ve doğal gaz arayacak ve inşallah bunlardan olumlu sonuç alacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs ve Libya politikalarında da tavizsiz ve kararlı bir şekilde yürümeye devam edeceklerini belirten Kurtulmuş, “Libya’da Birleşmiş Milletlerin meşru kıldığı hükümetle ilişkilerimizi sürdürürken bazılarının da Hafter yönetimine destek verdiğini ne yazık ki acı bir şekilde müşahede ettik, bundan da büyük bir üzüntü duyduk.” dedi.
Karabağ meselesinde de uluslararası camiayı hem Azerbaycan’ın hem Türkiye’nin aleyhine kışkırtmak isteyenlere karşı yollarından hiç dönmediklerini söyleyen Kurtulmuş, “Sayın İlham Aliyev’in başkanlığında Azerbaycan, çok etkin bir mücadeleyle bir buçuk ayda, 29 yıllık rüyayı gerçekleştirdi ve Karabağ Azerbaycan’ın toprakları oldu.” ifadesine yer verdi.
“Biz ne kimsenin hakkını yeriz ne de kimseye hakkımızı yediririz”
Kurtulmuş, bölgesel ve küresel sorunlarla mücadele ederken, meydan okumalara karşı Türkiye’nin tezlerini uluslararası alanda ifade ederken temel ilkelerden asla vazgeçmeyeceklerini belirterek şöyle konuştu:
“Rasyonel hareket edeceğiz ama asla milli menfaatlerimizden vazgeçmeden yolumuza devam edeceğiz. Biz milletlerin bağımsızlığı ve devletlerin egemenliği koşuluyla bütün devletlerle ve bütün uluslararası kuruluşlarla eşit haklara sahip olarak müzakereye hazırız ancak Türkiye’ye ‘Size şunu veremedik, bunu verelim.’ diyenlerin, Türkiye’ye birtakım farklı statüler teklif edenlerin Türkiye’den alacağı cevap çok açıktır. Biz eşit ortak olarak herkesle konuşuruz, egemen olarak bu ülkenin egemenliğini koruyarak her müzakereye açığız ama hiçbir şekilde Türkiye’nin başka, ayrıcalıklı, ayrımcı bir muameleye tabi tutulmasına asla rıza göstermez, asla o şekilde hareket etmeyiz.
Biz ne kimsenin hakkını yeriz ne de kimseye hakkımızı yediririz. Şimdi, Avrupa’da falanca siyasetçiler konuşuyor, beyler alışmış emperyalizm zamanından kalma dürtülerle konuşuyorlar. Milletlerin petrollerinin üstüne çökmeye alışmışlar, milletlerin altınlarının, zenginliklerinin üstüne çökmeye alışmışlar hatta Afrika’nın kara derili insanlarını, yüz elli milyon Afrikalıyı köleleştirerek Amerika’ya, Avrupa’ya satmaya alışmışlar. Böyle yürüyor bu işler zannediyorlar. Bizim onların emperyal görüşlerinde olduğu gibi ne kimsenin bir karış toprağında gözümüz vardır, ne kimsenin bir gram altınında gözümüz vardır, ne kimsenin bir gram petrolünde gözümüz vardır. Kimsenin hakkını yemeyeceğimiz gibi kimsenin de bizim hakkımızı, ülkemizin hakkını yemesine müsaade etmeyiz.”