Haberde Bursa

Arkamızdan kimlerin, niçin komplolar kurduğunu, bize neden parti içi bir darbe yapıldığını artık iyice kavradınız

07.06.2021

Organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş isimlerden Sedat Peker’in, Serdar Ekşioğlu ile görüşmesini yayımlamasıyla gündeme gelen iddialara ilişkin Davutoğlu, “Arkamızdan kimlerin, niçin komplolar kurduğunu, bize neden parti içi bir darbe yapıldığını artık iyice kavradınız” dedi. Davutoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili de zehir zemberek açıklamalarda bulundu.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, haftalık değerlendirme toplantısında gündeme dair konuştu.

Organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş Sedat Peker’in görüşme kayıtlarında ortaya çıkan ‘Pelikan’ iddiaları için Davutoğlu, “Sizler bizim bu iktidarla neden ayrıştığımızı, bizler terörle en çetin mücadeleleri verirken arkamızdan kimlerin, niçin komplolar kurduğunu, bize neden parti içi bir darbe yapıldığını artık iyice kavradınız” dedi.

“BİZ BUNU O GÜNLERDEN GÖRDÜK”

Davutoğlu, Sedat Peker’in diğer iddiaları ve bu konuda iktidarın tutumuyla ilgili şunları söyledi:

*Sizler bunu, bir suç örgütü liderine cevap veremeyen bakanın, bizlere atmaya çalıştığı -ama bunu bile yüzüne gözüne bulaştırdığı- çamurlar sayesinde daha derinlemesine öğrenmiş oldunuz. Ama şer gördüğümüzden hayırlar çıktı. Kendilerini kurtarma, sözüm ona kariyer planları adına ülkeyi yakmaktan çekinmeyecek olduklarını ispat edenlerin tıynetleri bir kez daha orta yere serildi.

*Kendileri susarken, o bakanın iftira attığı seleflerini, partililerini, devlet ricalini bile bizler savunduk. Hakkını, emeğini, alın terini, görev bilincini yok saydığı insanlara bile biz sahip çıktık. Sizler bizim hayatımızın hiçbir döneminde makam mevki derdinde olmadığımızı, bu ülkenin gidişatını, makus talihini değiştirmek için bir Temiz Siyaset Reformu yapmaya çalıştığımızı, birileri bize “bunları yaparsak ilçe başkanı bile bulamayız” derken, bizim doğrulardan şaşmamak adına, sizlerin ve evlatlarınızın temiz bir geleceğe kavuşmaları için çırpındığımızı anladınız. Biz bunların amaçlarının “otoriter bir yolsuzluk düzeni” kurmak olduğunu daha o günlerde gördük.

“NE İSTİFA, NE İTİRAZ, OLAN BİTENİ İZLİYORLAR”

“Ne istifa, ne itiraz, kukuman kuşu gibi olan biteni sessiz ve derinden izliyorlar” diye devam eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

*İddialar vahimdir ve doğrudan birinci derece muhataplar cevap vermek zorundadır. Bu sorular konjonktürel olarak geçiştirilecek sorular değildir. Derin devlet dili ile unutturulmaya çalışılan bu iddialara karşı biz derin millet vicdanı adına sormaya devam edeceğiz.

*Cumhurbaşkanına “Neden bu pisliği tozlu raflara kaldırmaya çalışıyorsun?” diyeceğiz. Bize, seleflerine, devlet ricaline iftiralar atan İçişleri Bakanına soracağız: “Madem ki suç örgütü lideriydi, neden şehir şehir gezdirip ittifak tabanına rol model misyonu biçtiniz?” diyeceğiz. “Topluma korku salma” ihtiyacını niçin hissettiniz, bundan çıkarınız neydi? diye soracağız.

*Neden “ben koruma vermedim” diye yalan söyleme ihtiyacı duydunuz diye de ekleyeceğiz. Kamuoyu hala mafyadan 10 bin dolar maaş alan vekili ve İçişleri bakanının iki haftadır bu vekilin adını neden savcılara vermediğini sormaya devam edeceğiz.

*O vekilin bu suçunu bildiği halde, neden bu ifşaatlar orta yere saçılana dek bunu sakladığını, şantaj aracı olarak kullanıp kullanmadığını, bunun anayasal suç olup olmadığını merak ediyor.

*Halkımız, böyle bir bakana neden arka çıkıldığını, neden istifasının istenmediğini de soruyor. O çete liderini yurt dışına kimin çıkardığını, Nisan ayında dönme sözü verilip verilmediğini, bakanın bunlarla ilgili ifadeye çağırılıp çağırılmayacağını, hepsini tek tek merak ediyor.

İKTİDARA SORULARI ARDI ARDINA SIRALADI

*Cevapsız sorular o kadar çok ki; Madem mafya ve suç örgütleriyle mücadele ettik diye övünüyorsunuz,

*28 Şubat’ın diğer figürleri neden elini kolunu sallayarak cirit atıyor? Bunlarla yanaşık düzen hareket etmenin, muhalefeti tehdit edip “daha bunlar iyi günleriniz” sözlerinin bir ilişkisi var mıdır?

*4.5 ton kokainin akıbetiyle ilgili sorular orta yerde duruyor. FETÖ Borsası denen kirli çarkın içinde kimlerin olduğu hala bilinmiyor, üzerine gidilmiyor.

*Şantajla kendilerinden para sızdırılan, mallarına çökülen iş insanlarının mağduriyeti nasıl giderilecek?

*Ya marinaya kayyım gibi çökenler? İstifa ettiler diye günahlarıyla beraber bu işten sıyrıldılar mı? O ihalelerin akıbeti sorulacak mı? Bütün hukuksuz işler keenlemyekün ilan edilecek mi? Geçmişte devlet memurluğundan başka bir iş yapmamış o marina yöneticisi ve oğlunun elde ettiği servet sorgulanacak mı?

*Ya o cinayet, tecavüz ve intihar dosyaları ne olacak? Çetelerle mücadele iddiasında bulunduğunuz için soruyoruz bu soruları Çünkü halkımız da bize soruyor çarşıda pazarda, parti teşkilatlarımıza gelerek.

*Dahasını da soruyor: Öcalan’a devlet kurdurma ithamının aynı zamanda dönemin Cumhurbaşkanını, hükümetteki bakanlarını, emniyet ve jandarma istihbaratını, Milli Güvenlik Kurulu’nu töhmet altında bırakmak anlamına gelip gelmediğini soruyor.

*İçişleri bakanının Cumhurbaşkanına yönelik tehditlerinin ne anlama geldiğini, bunu yapacak cesareti nereden bulduğunu, kendi sıralı amirlerini FETÖ’cülükle suçlamanın da ne anlama geldiğini soruyor.

*Ve en nihayetinde siyasi ahlak, şeffaflık ve siyasetin finansmanı yasasının çıkarılmamasının maliyetini dizi film gibi izler gibi izliyor. Bırakın 10 bin dolarları, siyasetin milyonlarca dolarla kimler tarafından finanse edildiğini, finanse edenlerin kendi itiraflarından öğreniyor.

*Hadi bir takım iddialarla ilgili Cumhuriyet başsavcılarından başkası harekete geçemez; peki Sezgin Baran Korkmaz hadisesinde, seçilmiş-atanmış devlet görevlileri ve yargıya dönük ciddi iddialara yönelik Adalet Bakanlığı ve HSK’nın harekete geçmesi gerekmez mi?

*Bir bakan, yurt dışına bir suçluyu kaçırma teşebbüsüyle itham edilirken susması, tek kelime açıklama yapmaması ne anlama gelmektedir? “Temmuzda ekonomi şahlanacak, Almanya, Fransa, ABD bizi kıskanacak” diye kamuoyuna martaval okumak yerine, çıkıp bu iddialarla ilgili halka açıklama yapmalı değil midir?

*Peki ya medya transferindeki kamu kaynakları kullanımı ile ilgili iddialara ne demeli? Ziraat Bankası’ndan alınan 750 milyonluk kredi geri ödendi mi, ödenmedi mi? Zamanında, Alaattin Çakıcı-Eyüp Aşık-Korkmaz Yiğit arası ilişki ve banka satışıyla ilgili kayıt ortaya çıktığında ortalık ayağa kalkmıştı.

*Peki milyonların maruz kaldığı bu iddialarla ilgili Ziraat Bankası Genel Müdürü ve bağlı olduğu bakan çıkıp bir açıklama yapmalı değil midir? Ziraat Bankası açıklama yapmalı ki Şehir Üniversitesi başta olmak üzere, traktörüne haciz gelen çiftçinin, faizli kredilerle borç batağına sokulan yüz binlerin ahı mı tutmuş herkes bilsin!

İKTİDAR FAR GÖRMÜŞ TAVŞANA DÖNDÜ

“İncir çekirdeğini doldurmayacak konuları, tek tek twitleri bile Milli Güvenlik sorunu haline getirip yaygaralar koparan bir iktidarın, neden far görmüş tavşana dönüştüğünü artık bu millet çok iyi anlıyor!” diye devam eden Davutoğlu, “Artık bu iktidarın ve ortaklarının gerçek bir Milli Güvenlik sorunu oluşturduklarını çok iyi görüyor! 15 Temmuz sonrası kurdukları güç ilişkilerinin, hangi bedeller üzerine oturduğunu, ülkeye nelere mal olduğunu çok iyi kavrıyorlar!” ifadelerini kullandı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>