Aşı yok, hareketlilik sürüyor, bizi zor günler bekliyor
Endişe verici varyantların arttığına, önümüzdeki iki ay aşı ihtimalinin gözükmediğine ve hareketliliğin sürdüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Kayıhan Pala, “Önümüzde bizi zor günler bekliyor” dedi.
Artan vaka ve ölümlerle birlikte kapanma kararı alınırken Türkiye’de aşı konusunda adeta bir kaos hakim. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çin’in taahhüt ettiği aşıyı vermediğini, BioNTech aşısında ise ikinci doz aralığının 6-8 haftaya çıkarıldığını duyurarak “Önümüzdeki iki ay aşıda sıkıntı yaşayacağız” dedi. Aşıdaki sıkıntıya ek olarak endişe verici 3 mutant virüse Hindistan mutantı da eklendi.
Kapanmayı, mutant virüsleri ve aşıdaki son durumu Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi, Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala ile konuştuk. Endişe verici 3 varyanta Hindistan varyantının da eklenmesini alarm verici bir uyarı olarak değerlendiren Pala, “Daha sıkı önlemler almalıyız. Ancak ne uluslararası ulaşımla ne de şehirler arası seyahatlerin kısıtlanmasıyla ilgili bir karar yok. Önümüzdeki 2 ay içinde aşı gelme ihtimali de olmadığı için bizi zor günler bekliyor. Kapanma sonrası vakalar biraz düşebilir ama sonrası için şu an çok umutlu değilim” diye konuştu. Pala, varyant virüslere ilişkin Türkiye’nin ivedilikle gen analizi yapacak bir konsorsiyum kurması gerektiğini söyleyerek “Böylece bu varyantlara net bir yanıt verebiliriz” dedi.
AŞI GELMEDİ, YERLİ AŞI YETİŞMEDİ
Bakan Koca’nın aşıyla ilgili yaptığı son açıklamaların salgın sürecini yönetemediğinin yeni bir kanıtı olduğuna işaret eden Prof. Dr. Kayıhan Pala “Bakan, ‘Nisanın sonunda 100 milyon doz aşı gelip uygulanacak ve bu sırada yerli aşı da uygulanmaya başlanmış olacak’ demişti. Oysa her ikisi de gerçekleşmedi” dedi. Anlaşma yapıldığı söylenen Sinovac firmasından aşı gelmemesinin şaşırtıcı olduğunu belirten Pala “Sinovac dışında başka aşılarla bağlantı yapılmamış olması da sıkıntı yarattı. Eğer düzgün bir aşı politikası olsaydı en başında tek aşıyla yetinilmezdi. En az 2-3 aşıyla bağlantı kurulurdu. Henüz nüfusumuzun yüzde 10’undan biraz fazlasını aşılayabildik” dedi.
‘DOZ ARALIĞI BAŞTAN AÇIKLANMALIYDI’
BioNTech aşısıyla ilgili ABD ve AB’de acil kullanım onayı veren kurumların uygulanacak iki doz arasının en fazla 42 gün olması gerektiğini açıkladığı bilgisini veren Pala “BioNTech aşısı Türkiye’ye getirildiği sırada bakanlık bunu öngörerek ‘Biz bu aşıyı tek doz uygulayacağız, çünkü aşı tedarikinde sorunumuz var. Bu aşı tek dozda yüzde 65 civarında koruyuculuk sağlıyor’ açıklaması yapsaydı bu tartışmalar olmazdı. Ancak şimdi bakanlık birdenbire eldeki aşıdan fazla sayıda kişiyi aşıladığı için ikinci doz aşılamayı 6-8 haftaya kadar erteledi” diye konuştu. Bakanlığın bu konuda örnek gösterdiği İngiltere’nin başta aşı tedarikinde sorun yaşadığı için aşılamayı 12 hafta arayla yaptığını anlatan Pala “Orada hükümet aşı uygulamasına başlarken bu bilgiyi paylaştı” hatırlatmasında bulundu. Çok az bir oranda aşılama yapabildiğimizi belirten Pala “Önümüzdeki iki ay içerisinde ne BioNTech ne de Sinovac aşısının gelme ihtimali de görünmüyor. Dolayısıyla bizi zor günler bekliyor” dedi.
‘AŞI ŞİRKETLERİN ELİNE BIRAKILAMAZ’
Son günlerde şirketlerin bakanlığa aşı ithalatına izin verilmesi için başvurduğunun konuşulduğunu belirten Pala “Bu şirketlerin eline bırakılamaz. Şirketler aşıya ulaşabilip Bakanlık ulaşamazsa bu skandal olur. 20 yaşındaki zengin sağlam bir gencin aşı olup, 55 yaşındaki kronik hastanın aşı olamaması kabul edilemez. Bu insan hakkı ihlalidir” dedi. Henüz nüfusumuzun yüzde 10’undan biraz fazlasının iki doz aşılanabildiğini anlatan Pala “Mutant virüslerin yaygınlaştığı bir dönemde bizim toplumu çok daha yüksek oranda aşılamamız gerekiyordu” ifadelerini kullandı. Pala, Türkiye’nin kamu kaynaklarıyla aşı üretmek için kurullarını acilen oluşturması gerektiğini belirtti.
‘KAPANMA GÖÇÜ VİRÜSÜ YAYACAK’
Kapanma sırasında özellikle şehirler arası ulaşımın serbest bırakılmış olmasının kendisini şaşırttığını belirten Pala “Geçen yıl haziranda örneğini yaşadığımız sorun yeniden önümüze çıkacak. Önce İstanbul’dan virüs tatil yerleri başta olmak üzere Anadolu’ya yayılacak, oralarda yaygınlaşacak. Sonra yeniden İstanbul’a gelecek. Gerçekten bir kapanma yaşanabilse ve bu yaygın aşılamayla desteklenebilse önümüzdeki 2-3 ay içerisinde rahat bir nefes alma fırsatı vardı. Ama açıkçası ben şimdi kapanma sonrasında bir miktar vaka sayısında azalma görüleceğini düşünmekle birlikte bizi daha zor ayların beklediği kanısındayım. Kapanmayla vakalar biraz düşebilir ama sonrası için çok umutlu değilim” ifadelerini kullandı.
‘MUTANTLAR İÇİN GEN ANALİZİ YAPILMALI’
Türkiye’deki virüsün ne kadarının hangi endişe verici mutant ayrıntılı olduğunu bilmediğimiz bilgisini veren Pala “Bunu bilmek için ayrıntılı genetik analizler yapmamız gerekir” dedi. Bu konuda Kocaeli Üniversitesi tarafından yapılan araştırmanın çok önemli olduğunu anlatan Pala “Bu araştırmaya göre İngiliz varyantı diye açıklanan olgulardan yapılan gen analizlerinde bunların Güney Afrika varyantı görünümlü olduğu ortaya çıkarıldı. Türkiye de, İngiltere’de olduğu gibi gen analizi yapacak bir konsorsiyum kurmalı. Bu konuda altyapımız, emek gücümüz, akademisyen var. Bütün gen analizi yapma olasılığı olan kurum, kuruluş ve kişileri bir çatı altında toplayarak olabildiğince fazla sayıda doğrulanmış olgulardan alınan örneklerle virüsün genetik analizi ortaya çıkarılmalı. Ki hangi varyant egemen bu varyant nasıl bir eğilim ve dağılım gösteriyor, bunlara net yanıt verelim” dedi.
‘ALARM VERİCİ MUTANTLARA SIKI ÖNLEM ŞART’
Dünya Sağlık Örgütünün İngiliz, Brezilya ve Güney Afrika varyantı diye açıkladığı 3 endişe verici varyanta Hindistan varyantının da eklendiğini belirten Pala “Bu varyantın temel özelliği Güney Afrika ve Brezilya varyantında karşılaştığımız iki değişikliği aynı anda içermesi” dedi. Endişe verici varyantların hızlı yayıldığını ve hastalığı daha ağır geçirmeye neden olduğuna vurgu yapan Pala “3 endişe verici varyantın yanında Hindistan varyantının da İstanbul’da görüldüğü açıklaması alarm verici olmalıdır. Bu alarm bizi hastalığın toplumda yaygınlaşmasının önüne geçecek önlemleri daha sıkı almaya yöneltmelidir” diye konuştu. Ancak ne uluslararası ulaşımla ilgili kısıtlama ne de şehirler arası seyahatlerin kısıtlanmasıyla ilgili bir karar olmadığına işaret eden Pala “Bu koşullarda aşılama da çok yüksek düzeyde olmadığı için önümüzdeki aylar içerisinde bizi zor günler bekleyebilir. Kapanma kararıyla günlük doğrulanmış vaka sayısının 10 binin altına düşebileceğini öngörüyorum. Ama sonrası için şu anda çok umutlu değilim. Özellikle haziranda gelecek aşıları sağlayıp daha yüksek bir aşılama oranına erişemezsek sonbaharın da sıkıntılı geçme olasılığı var. Dolayısıyla Türkiye aşılamayı hızlandırma ve toplumsal hareketliliği sınırlandırmayı önüne iki temel önlem olarak çok net bir şekilde koymalıdır” dedi.
SPUTNIK V’NİN SONUÇLARI ETKİLİ
Sputnik V aşısıyla ilgili Bakanın söylediklerinin ne kadar gerçekleşeceğini önceki açıklamalarına bakarak öngörebilmenin çok mümkün olmadığını ifade eden Pala “Çünkü bakan, doğrulanmış olguları toplumdan gizlediklerini itiraf ettiğinde istifa etmeliydi. Ondan sonra bakanın söylediklerinin tartışılır olması doğal” dedi. Sputnik V aşısının faz-2 ve faz-3 araştırma sonuçlarına göre aşının etkili olduğunu ifade eden Pala “Ama Brezilya bir tutum alarak bu aşıyı reddetti. Dolayısıyla Sağlık Bakanlığı bu konuda elindeki bütün bilimsel çalışmaları ortaya koyarak bu aşıyla ilgili toplumu ikna etmelidir. Aksi taktirde Türkiye’de bu aşıya karşı bir tedirginlik gelişebilir” dedi.
RİSK GRUPLARI AŞILANMADAN DİĞER GRUPLARA GEÇİLMEMELİ
Başta belirlenen aşı programına sonradan futbolcu, turizm çalışanı ve muhtarların eklenmesinin risk grubunda olanların hayatını olumsuz etkileyebileceğine dikkati çeken Pala “Sağlık çalışanlarının aileleri, veteriner hekimler, kronik hastalığı olanlar, öğretmenler gibi risk grupları aşılanmadan örneğin futbolcuları ve turizmde çalışan gençleri aşılayalım yaklaşımı doğru değil. Risk grupları bilimsel perspektifle hazırlanmalı ve buna uygun bir aşılama planı uygulanmalıdır. Ancak bu konuda Sağlık Bakanlığının da Bilim Kurulunun da hepimizi rahatlatacak bir açıklaması henüz yok” ifadelerini kullanarak kimlere ne kadar aşı yapıldığının hâlâ toplumla paylaşılmadığını söyledi.
YERLİ AŞILARIN BİLİMSEL RAPORLARI AÇIKLANMALI
Türkiye’de 17 adet yerli aşı çalışmasından birinin faz-2 aşamasını bitirip faz-3 aşamasına geçmekte olduğunu, bir aşının ise faz-1 aşamasında olduğu bilgisini veren Pala “Fakat yerli aşı çalışmalarının henüz hiç birinin faz-1 ve faz-2 sonuçlarının bilimsel raporları açıklanmadı. Bunların bir an önce açıklanması ve sonuçlar olumlu ise faz-3’e geçilmesi ve olumlu sonuç çıkarsa Türkiye’de aşının üretilmesi bizim de beklediğimiz bir şey. Ancak bunların bilimsel raporları açıklanmalı ve üretim olanakları ortaya konulmalı. Yoksa toplumda aşılara karşı duyulan güvensizliğin bir parçası olma ihtimali var” dedi.