Bahçeli: TTB kapatılsın diyorum
MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuşuyor. Bahçeli, “Sağlık Bakanlığı’nın verileri üzerinden şüphe oluşturmaya çalışanlar müfteri korosu, yalan makinesidir. Bizim derdimiz TTB’ye yuvalanmış bir avuç Türkiye düşmanlarıdır. Bu nedenle TTB kapatılsın diyorum” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli’nin açıklamaları:
Kavuşmanın ve kucaklaşmanın buruk da olsa sevincini yaşıyoruz. Covid-19 salgınından dolayı toplantımıza katılma arzusu taşıyan misafirlerimizi ağırlayamıyoruz. 65 günlük aradan sonra TBMM, 1 Ekim’den itibaren yeni yasama yılına başladı. Bu münasebetle Gazi Meclisimizin yeni yasama yılının, milletimize, ülkemize hayırlı olmasını niyaz ediyorum.
KORONAVİRÜS SALGINI
Koronavirüs salgını hayatın akışkanlığını bozmanın yanı sıra, siyasetten ekonomiye, sanattan spora, kısacası pek çok alanda olumsuz tesirlerini göstermektedir. Bildik ezberler yeni tabloyu açıklamakta şimdilik aciz kalmaktadır. Vahim hastalığın nerede ve ne zaman bir bedene tutunacağı, hangi sonuçları doğuracağı belirsizliğini hala korumaktadır. Mutlaka Sağlık Bakanlığımızın ve Bilim Kurulumuzun tavsiye ettiği kurallara riayet etmeliyiz. Maske ve temizliğe özen göstermek hepimizin ana ve asıl görevi olmalıdır. ‘Bana bir şey olmaz’ pervasızlığı ile hareket edenler virüs bulaşmasına neden olurlarsa ortaya çıkabilecek insani ve vicdani maliyetlerin altından hayat boyu kalkamayacaklardır. Salgının ne zaman biteceği, nasıl bir dünyanın kapılarının aralayacağı meçhuldür. Türkiye bu badireyi en az hasarla, en az kayıpla atlatacaktır. Bugüne kadar yapılanlar bundan sonrası için güven vermektedir. Sağlık Bakanımız ve donanımlı ekibi süreci başarıyla yürütmektedir. Doktorlarımızı incitecek, morallerini zayıflatacak, bu vefasızlığı düşünecek bir niyetin kafamızda belirmesi bile söz konusu değildir.
“TTB KAPATILSIN”
Bakanlık verilerinde şüphe uyandırmaya çalışanlar bize göre yalan makineleridir. Bizim sorunumuz Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’ndeki bir avuç Türkiye düşmanıdır. TTB kapatılsın diyorum bu nedenle. Hiç kimse niyet okuyuculuğuna heves etmesin. Bilhassa CHP Genel Başkanı ve sivri zekalı yöneticiler iftira tezgahını başka kapılarda açsınlar. TTB’nin başkanlığına kimin seçildiğini, bu şahsın nasıl bir kötü maziye sahip olduğunu herkes görmüştür. Hükümet, başarılı bir şekilde korona ile mücadele ederken gerçekleri çarpıtanlara göz yumamaz. Arı kovanına soktuğumuz çomak ne tesadüf ki, kovan içinde saklanan CHP’ye değmiş, iyisinden kötüsüne diğer siyasi yandaşlara temas etmiştir. Kılıçdaroğlu’na tavsiyem, yeni bir iskambil destesi alarak birbirlerine hile yaparak ütmeleridir. Bizim kağıda küreğe ayıracak vaktimiz yoktur. Kılıçdaroğlu’nu ciddi bir siyaset adamı olmaya davet ediyorum. Olamıyorsa en azından siyasetçi taklidi yapmasında fayda vardır.
ERMENİSTAN’IN AZERBAYCAN’A SALDIRISI
İnsanımızın canına, onuruna kast eden, nefret saçan kim varsa bizimle karşı karşıya gelmesi mukadderdir. Bizim millet anlayışımız, kardeşlik algımız zamanlar üstüdür. Azerbaycan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti devlet tanımı ile ayrı olabilir, coğrafyalar farklı da olabilir ama biz bir millet gövdesinin ayrı kollarıyız. Biz Türk Milletiyiz. Amacımız birdir. Karabağ’da akan gözyaşı, bizim göz pınarlarımızdan süzülen kahırdır. Bir kere yükselen bayrak, bir daha inmeyecek diyorsak, inmeyecektir, indirmeye kalkışan bunun bedelini canıyla ödeyecektir. Karabağ, Azerbaycan’ın hakkıdır, helalidir. Terör devleti Ermenistan, 27 Eylül’de sadece Azerbaycan’a değil, Türkiye’ye de saldırmıştır. Şakamız yoktur, işgalcilerin şakağını sıkacak irademiz hamdolsun vardır hatta sefer için tetikte beklemektedir. Gerekirse aynı bayrak altında aynı sipere gireriz. Ermenistan katil bir devlettir. Bu ülkeye yapılan tembih de bu şekildedir. Erivan yönetimi maşadır. Emperyalizmin yılan başlı kuklasıdır.
“ERMENİSTAN’IN ÇETELERİ YA KARABAĞ’DAN ÇEKİLECEKLER YA DA EZİLECEKLER”
Ermenistan’ın masumları hedef alması, insanlık suçudur, alçaklıktır, şerefsizliktir. Korkak Ermenistan sivillere saldırmıştır. Hocalı’da 613 soydaşımızın kanını akıtan bu canavarlardır. Ermenistan’ın kime mesaj verdiği, kimin kılıcını salladığı bellidir. Cebrail kentinin ve bazı köylerin işgalden kurtarılması muzaffer günlerin habercisidir. Kanımızla yanlarındayız, varlığımızla arkalarındayız. Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’a geçmesi için duacıyız. Nahçıvan’ın Azerbaycan’a ön şartsız katılması bir varoluş namusudur. Nahçivan’ın kaderi Bakü’dür. Aksi halde kudurmuş Ermeni çeteleri buraya da üşüşebilecektir. Bize göre Azerbaycan-Ermenistan çatışmasına ateşkes gibi kandırmacalar yoluyla çözüm teklifleri şu aşamada tuzaktır. Ermenistan’ın silahlı çeteleri ya Karabağ’dan çekilecekler ya da ezileceklerdir. Çatışma bölgelerinde bozgun yaşayan Ermenistan, PKK/YPG’li teröristleri de yanına alarak mazlumlara ateş yağdırmaktadır. Bu kanların bedeli, damla damla terör devleti Ermenistan ve cani ortaklarına ödettirilecektir. Güney Kafkasya’da çözümün tek yolu Ermenistan’ın işgal ettiği Türk topraklarından bahanesiz çekilmesidir. Başka çare yoktur, başka seçenek yoktur. BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere bazı ülke ve uluslararası örgütlerin ateşkes çağrıları boşunadır.
MACRON’A SERT TEPKİ
Macron‘un 300 cihatçını çatışma bölgesine getirildiğini söylemesi şizofrenik bir yalandır. Macron not alıyormuş. Dileğim, sorulacak hesabımızı da yazmayı da asla unutmasın. Kurdun boynu kalınsa, kendi işini kendi yaptığından dolayıdır. Türk Milleti’nin hiç kimseye ihtiyacı yoktur. Fransa’yı anladık peki, bu CHP’ye ne oluyor? Azerbaycan’a silah yardımı yaptığını, kaygılı üslupla söyleyen CHP’nin başdanışmanına ne diyelim? Bu sefil sefirin sözlerini neye yoralım? Macron ne diyorsa, bunlar servis ediyor. CHP yönetimine sesleniyorum. Bir kez olsun, kalbiniz milletle çarpsın. Bu partide genel başkan adayı olmuş bir şahıs da savaşa hayır demiş. Biri sussa diğeri açık veriyor.
Ermeni saldırılarında şehit olan soydaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diliyorum.
DOĞU AKDENİZ’DEKİ GELİŞMELER
Dağlık Karabağ’daki ağır tabloyu, Doğu Akdeniz’den ayırmak hatalıdır. Yunanistan adeta krizi tırmandırmakla, çözümsüzlüğü kemikleştirmekle meşguldür. ABD-Yunanistan ortak açıklamasında Doğu Akdeniz’deki doğalgazın Avrupa’ya aktarılmasını öngören boru hattı projesine destek verilmesi düşündürücüdür. Enerji alanında Türkiye’yi tecrit etmek isteyen kirli bir senaryo tedavüldedir. Deniz yetki alanlarının hakkaniyet ölçülerine uygun şekilde çözümü mecburiyettir. Türkiye, hakkından vazgeçmeyecektir. KKTC’nin hidrokarbon kaynakları üzerindeki eşit çıkarlarının yok sayılması, Akdeniz’i her türlü ihtimale açık hale getirecektir. Atina yönetiminin, 3 Ekim’de atış eğitimleri maksadıyla iki yeni Navtex ilanı çözüm arayışlarını sabote etmektir. Ülkemiz anında cevap vermiş, aynı alanlar için Navtex’i yenileyerek misillemede bulunmuştur. Türkiye, Mavi Vatan’ı sonuna kadar savunacaktır. Akdeniz’den Türkiye’yi dışlayacak herhangi bir ülke henüz yeryüzünde yoktur, bundan sonra da olamayacaktır.
KOBANİ OLAYLARI SORUŞTURMASI
Türk Milleti’ne diz çöktüremeyecekler. İşgalcilerin karşısına Ağrı Dağı gibi dikilip alayını besmele duymuş şeytana çevireceğiz. 6-8 Ekim olayları soruşturması ucu nereye dayanıyorsa dayansın, oraya kadar gidilmelidir. Bölücü alçaklara en ağır ceza verilmelidir. Kobani bahanesi ile Türkiye’yi yakıp yıkanlara talimat Kandil’den verilmiştir. CHP’nin övdüğü, İP’in değer verdiği, terörist Demirtaş bu olayların bir numaralı sorumlusudur. Hiç kimse demokrasi, insan hakları paravanının ardına saklanmasın. Eski Başbakan yalanı dolanı bıraksın da hezimetlerini, PKK’ya zeytin dalı uzatan karanlık ilişki ağını açıklasın. 6-8 Ekim olaylarının kıyısında köşesinde kimin adı geçiyorsa bunların yakasından tutulmalıdır. Hukuki sürece desteğimizi her şart altında sürdüreceğiz. İçişleri Bakanımızı, polislerimizi, savcılarımızı gönülden tebrik ediyor, başarılar diliyorum.