Bursa’ya üçüncü dalga gelir mi?
Korona virüs mutasyonlara uğrayarak birçok kişinin aklında soru işareti bırakıyor. Peki, üçüncü bir dalga kapıda mı? Bursa Uludağ Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Emel Yılmaz, “Üçüncü dalganın gelme ihtimali var. Şu anda ikinci dalganın içindeyiz, hatta bunlar üçüncü dalganın belirtileri bile olabilir düşüncesindeyim” dedi.
SEMA ÜSTÜNTAŞ / BURSADA BUGÜN bursadabugun.com
Yeni tip korona virüs ile mücadele sürüyor.
Korona virüs, geçirdiği mutasyonlarla birlikte herkesi endişelendirmeye devam ediyor.
Peki, 3. dalga gelir mi?
“ÜÇÜNCÜ DALGANIN GELME İHTİMALİ VAR“
Üçüncü dalganın gelme ihtimali olduğunu ifade eden Bursa Uludağ Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Emel Yılmaz, “Şu anda ikinci dalganın içindeyiz, hatta bunlar üçüncü dalganın belirtileri bile olabilir. İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Biraz yasaklar kalkınca bütün bıkkınlıkları ortaya çıkmış oldu. Bunu değerlendirmeye çalıştılar. Fakat hala virüs bizimle, bir yere gitmedi. Bence kısıtlamalar olmalı. Biraz gevşeme olduğu zaman vaka sayılarındaki artışı gördük. Kısıtlama birçok şeyi etkilediği gibi okulu, ticareti de etkiliyor. Bunların sadece sektör anlamında değil, psikolojik anlamda da etkileri oluyor. Bizim açımızdan bakıldığında sadece virüs değil, kronik rahatsızlıklar da öteleniyor. Bu da bize sıkıntı yaratan bir konu haline geliyor. Kısıtlama olmalı mı? Bence vaka sayıları artmaya devam ederse, olmalı. Kısıtlamayı kişi bireysel olarak da yapabilir. Gevşemeler normale gelme çabasında olmalıdır. Eski normale dönmeyi hepimiz istiyoruz. Ancak bunu vaka sayılarının azalmasıyla başarabiliriz. Bu yüzden normale dönme çabaları varken, bireysel olarak da bunu iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Hep tepeden beklememek lazım. Yasak saatleri var diye, tüm gün dışarıda olmamalıyız. İşimiz bittiğinde, evlere yönelmeliyiz. Bunu sadece kendimiz için değil, sevdiklerimiz için de yapmalıyız. Düzenin iyi gidebilmesi için bunları uygulamamız gerekiyor. İçsel sorumluluğu da hissetmemiz lazım. Üçüncü dalga gelirse mecburen yasaklar geri gelir. Şu an günlük pozitiflik sayısı 16 bine yakın. Kasım ve aralık ayında 30 bin sayısını görmüşlüğümüz var. Tam 6 bine düşmüşken tekrardan 16 binleri gördük. Bu yüzden kısıtlama gelebilir. Gelmesi gerekiyorsa da gelecektir” şeklinde konuştu.
AŞI YENİ VİRÜSLERE KARŞI ETKİLİ Mİ?
Aşılanma süreci hakkında konuşan Yılmaz, “Bilimsel çerçevede bunların ispatlı olması gerekiyor, ama günümüzde aşı teknolojisi çok ilerledi. Dolayısıyla inaktif aşı için bir sorun yok gibi duruyor. Şu an mutant virüs için inaktif aşı etkili. Yeter ki nükleokapsit dediğimiz virüs çekirdeğinde bir değişiklik olmasın. Sorunumuz bağışıklığımız ne kadar sürecek? Bununla ilgili bir geçmişimiz yok. Sadece 9 ay için iyi dediler. 2 yıl bir öngörü var ve sadece 2 yıl bizi korur dendi, ama onun ne kadar gittiğini, hangi sürelerde antikorlarımızın inişe geçtiğini ve tekrar doza ne zaman ihtiyaç olduğunu dinamik çalışmalar gösterecek. Bu çalışmalar ise bizim yaptığımız inaktif aşıda ihtiyaç olabilecek” diye konuştu.
“KONTROLDEN ÇIKMIŞTIK“
Solunum yolu enfeksiyonlarına sebep olan virüslerin kış aylarında daha çok görüldüğünü söyleyen Yılmaz, “Gripte olduğu gibi bunlara mevsimsel hastalıklar diyoruz. Biz burada da bunu bekledik, ama bizi yanılttı. Yazın da devam etti. Yarım küreler arasında mevsimsel fark vardır. Bir taraf kış mevsimini görürken, diğer taraf yaz mevsimini yaşar. Dolayısıyla grip bir tarafta varken, öbür tarafa daha sonra geçer. Bu beklediğimiz bir şeydi, ama olmadı. Yaz mevsiminde azalmasının sebebi ise iç ve kapalı mekanlarda geçirilen süre azaldı. Kontrolden çıkmıştık. Yazın ise mevsimsel olarak sıfırlanacağını sanmıyorum. Bunun sıfırlanması için ülkemizin aşılanması gerekiyor, çünkü yazın pencerelerimizi, kapılarımızı kapatamayacağımıza göre virüs dolaşmaya devam edecektir. Yaz mevsiminde biraz kırılacak. Sebebi ise kapalı ortamları daha az tercih etmemiz olacaktır. Bununla birlikte aşılanmanın da etkisi olacaktır. Bulaş bir kişiden bir kişiye olduğu zamanlarda çok rahat kontrol edilebilir. Bu yüzden aşı zamanı gelen yaptırmalı. Böylelikle birtakım kurallarla hayat devam etmeli. Bu kısıtlamayı bireysel olarak içimizde yapmalıyız” dedi.
“ŞU AN İÇİN ETKİLİ BİR TEDAVİSİ YOK“
Prof. Dr. Emel Yılmaz, “Ben iki doz aşı oldum. Bulunduğum ortamda pencerem açık, ama maskeliyim. Her ne kadar aşı olsam bile taşıyıcı olabilirim. Ben bu maskeyi aslında sizler için takıyorum. Tüm kurallara uymaya özen göstermemiz gerekiyor ki bunu alt edelim. Yoksa bunun başka çözüm yolu yok. Şu an için etkili bir tedavisi yok. Bununla ilgili çok fazla çalışma var. Bu çalışmaların ise gelişmelerini beklerken, bireysel sorumlulukları da yerine getirmemiz gerekiyor. Karşıdaki kişileri riske atmamak için tedbiri elden bırakmamalıyız” ifadelerine yer verdi.
Kaynak: BURSADA BUGÜN