DEVA’lı Şaban Önen’den Sert Cevap! “Bir de benden dinleyin!..”
“Karacabey Belediye Meclisi toplantısının ardından belediye çıkışında dikkatinizi çekerek bir kez daha altını çizeyim belediye çıkışında DEVA Partisi İlçe Başkanı ve Yörem Gazetesi’nin sahibi Şaban Önen, AK Partili iki belediye meclis üyesine önce sözlü ardından fiziki saldırıda bulunmaya kalkıyor… Ben yazmasam kimse bilmeyecek çünkü AK Parti İlçe Başkanlığı koltuğunu işgal eden şahıs tepki vermediği gibi Önen’le konuşup bu durumu siyasi malzeme yapmamasını rica edeceğini söylüyor. Utanmak erdemdir erdemin kıymetini bilene.” Şehir Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Alpaslan Yıldız’ın uzunca yazısından sonra DEVA Partili Şaban Önen cevaben sert bir yazıyı kaleme aldı.
Önen; “Siyasi bir avukat, iddiasına göre başına gelen sözlü ve fiziki saldırıyı ne diye ihtisas alanı olduğu hukuka taşımaz da gider ‘sözde bir gazeteci’ye(!) anlatır ve medet umar.
Bunun birkaç nedeni vardır.
Ya kamuoyu gözünde hızlıca siyaseten yükselmek için ilgi çekmek istiyordur, ya da gelecekte Karacabey Belediye Başkanlığı’na taliptir.
Tabii hukuka başvurulmamasının başka bir gerekçesini de gerçeklerin sözde gazetecinin kaleminden anlatıldığı gibi değil, olası bir soruşturmada olaya tanık olan tarafsız şahitlerin ne söyleyeceği ile alakalıdır.
Çünkü günün sonunda terbiyeli beyefendi kişiliği ile tarif edilen hukukçunun kariyeri ve siyasi beklentisi bir anda son bulabilir.
Gelelim bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan masa başındaki sözde gazeteciye.
Bizim meslek görevlerimizin arasında bir gazeteci öncelikle bir olayı ayrıntıları ile araştırır ve kaynağını doğrulatır. En önemlisi de olayı doğru bir şekilde yorumlayarak yazısını yayımlar.
Tabii bu gazeteci ön yargılı ve de kalemini kiralamamış ya da satmamışsa.
Olayın magazin tarafını bir kenara bırakarak şunu belirtmek isterim ki, hükümetin ve büyükşehirin ilçeye kazandırdıkları dışında Ali Özkan döneminde çeşitli zamanlarda köylünün 1.800 dönüm tarım arazisi yok pahasına satılmış ve Karacabey’e 13 adet pavyon yapılmıştır.
Benim bu arazilerin satılmaması adına verdiğim mücadele köy muhtarları ve halkımız tarafından gayet iyi bilinmektedir.
Bir zamanlar Kırmızı Elmas diye tabir edilen domatesi ve soğanı ile anılan güzel Karacabey’imiz, şimdilerde ise pavyonları ile Türkiye çapında nam saldı.
Tabii Bursa’da ikamet eden ve ilçeye ayda bir uğrayan meclis üyelerinden bunun günümüz ve gelecek adına nelere sebep olduğunu anlamalarını bekleyemeyiz.
Kalemin mürekkebi Saygısever’e nasıl sıçratıldı!..
Karacabey Belediye Meclis Toplantısı sonrası Bursa’da ikamet eden ve kendilerini ayda bir görebildiğimiz sayın Arzu Uray ve sayın Armağan Elçin’e bir gazeteci olarak soru yöneltmemde ne tür bir yanlışlık olabilir?!
Benim anlamakta zorluk çektiğim bu konu AK Parti İlçe Başkanı Sayın Gültekin Saygısever’e nasıl sıçratılmıştır.
Kendimle ilgili yazılanları bir kenara bıraktım, yayımlanan köşe yazısında daha birkaç ay önce kongrede güven tazeleyen sayın Saygısever’den ‘korkak ve silik siyaset yaptığından, yetersizliği sebebiyle yerel seçimleri kaybettirdiğinden, yeteri kadar muhalefet edemediğinden, etliye sütlüye dokunmadığından, AK Parti’yi aşağıya çektiğinden’ bahsediliyor.
Sayın Uray ve Elçin’e şu soruyu yöneltiyorum.
Parti içinde yüksek sesle dile getiremediğiniz meseleleri, Karacabey’i hiç tanımayan bir gazeteciye fısıldayıp neyi hedeflemektesiniz?
Benim size tavsiyem. Talimat memurluğuna bir an evvel son vererek, yerel seçimlerin hangi sebeplerden dolayı kaybedildiğine dair hazırlanan raporu açıp okumanızdır.
Siyasetteki rolünü kaybedenler bu günden sonra size bir şey katamaz. Ancak gazeteci gözlemimle, gecesini gündüzünü davasına adamış İlçe Başkanı Saygısever’e ve teşkilatınıza omuz verirseniz AK Parti’nin bir an evvel Karacabey’de toparlanmasına ve toplumla barışmasına yardımcı olabilirsiniz.
‘TASAM’ınız siyasetteki etkinliğini kaybedenlerin peşinden koşmak değil, 10 yılda yarattığınız enkazı kaldırmak olmalıdır.” ifadelerini kullandı.