DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
Türkçe derslerinde kompozisyon yazarken öğretmenlerimiz; giriş, gelişme ve sonuç bölümlerine çok dikkat etmemizi söylerlerdi. Yukarısı ve aşağısı zayıf, ortası göbekli olması gereken yazımın göbeğini aşağıya getireceğim üçgen şeklinde olacak. Bugüne kadar yazdığım yazılarda öğretmenlerimin sözünü dinledim. Bu kez dinlemeyeceğim. “Yazılarınızı ne kadar güzel bağlıyorsunuz. Sonuç bölümüne bayılıyorum” diyen okuyucularımı bekletmeyip, yazının başında bayıltmayı düşündüm. Yazı, amuda kalkacak ama zararı yok.
SONUÇ: Göbek çok büyüdü; sonuç ve giriş pek cılız kaldı. Niyetim kadınları övmek göklere çıkarmaktı. Klavye bunun burası nereye gideceği belli olmuyor. Göbek fazla şişmeden, kadınların hışmına uğramadan bağlayayım bari. Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun! Umarım kadınlar yazıma hoşgörü gösterirler. Yılda bir gün Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kalan 364 gün altı saat erkekler günüdür. Onlara bir günü çok görmeyelim lütfen. Dünya Emekçi Erkekler Günü de kutlu olsun bu arada.
ahmet.kocak16@hotmail.com
GİRİŞ: 8 Mart gecesi Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlamak için; Bursa İttifakı içinde yer alan DSP Bursa İl Başkanlığı, Dilara Düğün Salonu’nda Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladı. Kırka yakın kadına plaket verildi. Müzikli eğlence düzenledi. Ben de salonda yerimi aldım. Programı izledim. Plaketleri ittifakta yer alan parti yöneticileri verdi.
Siz Türkiye’de iki ittifak olduğunu, başka ittifak olmadığını düşünüyorsunuz. Bursa’da üçüncü ittifak kuruldu ve çok da ses getiriyor. Masamızda kamuoyunun yakından tanıdığı başdanışman Osman; takım elbisesini giymiş, kravatını takmış vaziyette otururken biri: “Nasılsın Osman?” dedi. Osman kızdı “Osman Başkan diyeceksin!” dedi. O diyalogdan sonra herkes ona “Osman Başkan” diye hitap etmeye dikkat etti. Plaketler verilirken Osman Başkan sık sık sunucuya bağırdı: “Ben başkanım. Ben de plaket vereceğim” sözleri herkesi gülümsetse de o çok ciddiydi. Israrları sonucunda- programda olmamasına rağmen- ona da bir plaket verdirilip; yoğun işleri ve danışmanlık görevini icra etmesi gerektiği anımsatılarak yolcu edildi. Müzik başlar da; plaket alan, almayan kadınlar durur mu, başladılar oyun oynamaya, halay çekmeye…
GELİŞME: Kadınlar Günü deyince akıllara emekçi kadınlarla ilgili çok anı gelir. İlki benden olsun. Derse girmeden önce lavaboya girdim. Temizlikçi kadın arkamdan bağırdı: “Hocam ne yaptınız!” “Ne yaptım ki?” Deyip acele çıktım. “Daha yeni paspas yapmıştım.” dedi. baktım ki ayak izlerim ıslak zeminde lekeler bırakmış. Hakikaten manzara korkunçtu! Mahcup bir vaziyette boynu bükük kala kalmışken: “Gir gir zaten batırdın!” Çocukluktan kalma bilinç altına yerleşmiş korku işte…
Çocukken oyun heyecanıyla çamurlu ayakkabılarla eve girip, bir şey alıp çıkmak isterken; evi temizleyen emekçi kadınlarımızın süpürgenin tersi ile evire çevire dövülmemiz gelir örneğin usumuza. İçlerini soğutmada yetersiz kalan süpürge sapından sonra terlik ve ayakkabıların mermi gibi arkamızdan fırlatılışlarını, hepsini de isabet ettirmelerini yaşayanlarımız çoktur.
Kadının biri evi ıslak bezle güzelce silmiş. Bundan habersiz- olsa da umursamazlar- kocası da ayakkabıları ile içeri girince kadın adamı bıçaklamış. Eve polisler gelmiş tabii. Komiser geciken polisleri aramış: “Nerede kaldınız?” Polis: “Amirim kadını alacağız da yerlerin kurumasını bekliyoruz.” İş, bu derece tehlikeli yani…
Zavallı erkeklerin ömrü kadınların peşinde koşmakla geçer. Siz hiç; sizi yemeğe davet eden, yemekten sonra eve bırakan, evinize doğru giderken; “bir kahve içmeye davet etmek yok mu?” diye soran bir kadına rastladınız mı? Elinde çiçek ve çikolata; yanına anne babasını alıp, sizi babanızdan istemeye gelen bir kadına rastladınız mı? Sevgililer Günü’nde sizi yemeğe götüren bir sevgiliniz oldu mu? Olmadı elbette. Olur mu? Asla olmaz.
Senede bir Babalar Günü’müz var. Gelen hediyeler: Kullanmadığınız kol manşetleri, kravat iğneleri, paraya kıyarlarsa bir oduncu gömleği olur en fazla. Daha ne istiyorsunuz? Sevildiğinizi bilin… Bunlar size çok bile. “Hediye almayın. Bir işime yaramıyorlar. Bana parasını verin” dediği gün erkek bitmiştir artık. Senede bir günleri var onu da böyle heba ederler. Kadınların hediye yelpazesi oldukça geniştir ve işlerine pek yaramayacak hediyelere bile çok sevinmiş gibi yapar ki, gelecek özel günlerde hediye durumu tehlikeye girmesin.
Bir de demezler mi: “Senin için saçlarımı süpürge ettim.” Yahu, sizin için süpürge edecek saç mı bıraktınız kafamızda! Dırdırlarınızla ömrümüzü yediniz. Biz erkeklerden en az on yıl fazla yaşıyorsunuz. Saçımızı bırakın canımızı feda ediyoruz sizin için daha ne yapalım?..
İnternete“erkeklerin kadınlar için söyledikleri özlü sözler” yazdım yirmi sayfa çıktı. Daha yirmi sayfa devamı var. Kadınların erkekler için söyledikleri özlü sözler yazdım, “aradığınız cümleyle ilgili bir sonuç bulunamadı” yazdı bilgisayar.
Bakın, erkekler sizin için neler demişler: “Kadına bir ev verirseniz, size bir yuva verir. Kadına sebze verirseniz, size yemek verir, sizi doyurur. Kadına bir gülücük verirseniz, size kalbini verir…” Aziz Nesin
“Her zaman olduğu gibi, her aptal adamın arkasında mükemmel bir kadın vardır” John Lennon
“Kadınların siyasal güçleri yoktur sözde; oysa akıllı kadınlar, aptal kocalarını hiç güçlük çekmeden parlamentoya sokar, hatta bakan koltuklarına oturturlar.” Bernard Shaw.
Benzer sözler böyle sayfalar dolusu sürüp gidiyor. Sevildiğinizi bilin…