Ebru Öztürk yazdı; İSRAİL, NAZİLERDEN YAŞADIKLARINI MI YAŞATMAK İSTİYOR?
Dernek ve sivil insiyatif kuruluşlarının önde gelen ismi Ebru Öztürk makalesinde;
Senelerce okuduğumuz kitaplar, izlediğimiz filmler ve olaylara tanık olan büyüklerden dinlediklerimizden sonra, insanlara yapılan bu kadar farklı işkence sonrasında, Nazilerden nefret etmiştim. Lisedeyken bir arkadaşımız arada bir ‘haydi Hitler’ der ve diğer arkadaşlarımız onun başına vururdu. Ben de ‘vurmayın ama nasıl böyle bir şey düşünebilirsin Buğra’ derdim! 10 gündür ‘Acaba Buğra haklı mıydı?’ demeden duramıyorum… Çünkü ben de Gorki’nin dediği gibi ‘eğer kendi canın yandığında hissediyorsan canlısın. Eğer başkalarının canı yandığında hissedebiliyorsan, işte o zaman insansın’ sözünün arkasındayım.
Hepimiz dünyaya gelirken, kendi isteğimiz ve çalışmamız haricinde bazı şeylerle karşılaşırız. Örneğin doğduğumuz yerin köy veya kent olması, hangi ülkede hayata gözlerimizi açtığımız, hangi millettin vatandaşı olduğumuz veya gelir durumu hangi düzeyde olan ailenin içinde doğduğumuz, hangi dil, din, mezhep, etnik köken gibi değerlerine sahip olduğumuz, bizim isteğimizle değil; demografik ortama göre gelişir… Kişiler asla doğuştan gelen özelliklerinden dolayı yargılanamaz, eleştirilemez! Ne yazık ki; yüzyıllardan beri bu sorun yaşandı. Mesela siyah olduğu için köle olanlar… Bunu yapanlar, bugün ‘insan hakları’ diye bağıran kişiler değil miydi? Bizler gerek Osmanlı Devleti, gerek Selçuklu, gerekse Hun ve Göktürk dönemlerine gidelim. -Bu 4 Türk Devletinden bahsetmemin nedeni; çok geniş alanlara yayılıp, halkı tüm düşüncelerinde serbest bırakmış, güçsüzü koruyan, sadece o halktan da; kendi halkı gibi, vergi alan kişilerdi.- Moğalistan’ın olduğu noktadan, Hunlar döneminde Karadeniz’in kuzeyinden, Osmanlı döneminden Karadeniz’in güneyinden Avrupa’ya geçen, Afrika’ya kadar ülke sınırlarını geliştiren Türkler olarak, ne halkları köle olarak kullandık, ne de İngilizlerin, Fransızların yaptığı gibi ‘sen siyahsın, benimle aynı otobüse binemezsin, 2. sınıfsın’ diyen, ne Almanya’da Hitlerin yaptığı gibi ‘sen Yahudisin’ diyerek insanların işkence hatta sabun yapıldığı, ne de Yugoslavya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan, Afganistan, Filistin gibi yerlerde yaşanan canice durumlara karşı, ‘medeniyet, insanlık’ adı altında kurulan ve 3 maymunu uygulayan millet olmadık! Tam aksine hep güçsüzü destekledik! Sayısız örnek arasından, bugün canilik yapan İsrail’den örnek verelim…
1453 yılında Ortaçağ kapanır ve Avrupa’da rönesans ve reform hareketi başlar. O günlerde, bugünkü Arabistan gibi din adamları tarafından yönlendirilen krallardan, aklını kullanan yöneticiler dönemine geçilmeye başlanıldı. O dönemde Osmanlı Devleti zaten akıl ile yönetiliyordu. İspanya’dan 1492 yılında Museviler kovuldu. Bir kısmı Portekiz’e geçti ve bir süre sonra oradan da kovuldular. Onlara tek sahip çıkan Osmanlı Devleti idi. Kanuni Sultan Süleyman onları korudu. Naziler döneminde ırkçılık fikriyle, Yahudilere yapılmaya başlanan zulümlerden dolayı II. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’da iplerin gerildiği dönemde, Almanya’da kaçmaya çalışan öğretim üyeleri, birçok ülkeye geçmek istiyorlar ama kabul edilmiyorlar. 1936’da başvuran Yahudileri tek kabul eden lider Atatürk oldu! Alman Hükümeti onları isteyince, artık kendi vatandaşları olduğunu, mâni olursa gerekeni yapacağını belirtti ve Almanya Gestapo da gelse, yine bir işe yaramadı…. Bizler hep insani taraftan bakarken, bir de ‘’modern, insan hakları’ kelimelerini kullanan ülkelere bakalım…
Suriye’de, Irak’da, Afganistan’da savaş çıkmasını, Kuzey Afrika’daki ülkelerde ortalığın karışmasını, Yugoslavya’da Hırvatların, Sırpların yaptıkları soykırımları ve sonrasında tek ülkenin 7’ye bölünmesini izlemelerini, Azerbaycan’da Ermenilerin Hocalı katliamını hareketsizce izleyip; hatta lal olmalarını, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde senelere yaşanan soykırımı sadece izlediklerini, canı istediği zaman PKK, PYD, KCK, DAEŞ, EL KAİDE, ASALA, FETÖ gibi insanlık suçu işleyenleri görmeyip; o ülkelerden çıkar elde edebilmek, silah ve ilaç satarak para kazanmak, petrol fiyatlarını yükseltmek için, gerekirse bazı şeyleri destekleyenleri tanıyor muyuz? Bu cani terör örgütlerinden biri, bir kere Paris’de patlama yaptı; dünya sarsıldı. ABD’de uçakla ikiz kuleleri vurdular, dünyada duymayan kalmadı ve ABD, Afganistan’a yıllarca neler yaptı! Amerikalı ölünce, Fransız ölünce kabul edilemez bir olay ama Türk, Arap ölürse önemli değil veya Müslüman ölürse önemli değil; öyle mi? Bugün bu durum Filistin’de yaşanıyor. Çocukların, yaşlıların, hamilelerin öldürülmesi normal mi? AB, BM, NATO, OECD, ŞANGAY işlerine gelince en çok insan hakları konusunda konuşan kurumlar değil mi? Kendi ülkemizden örnek verelim… Bize 30 yılı aşkın süredir neler yapılıyor? 6 aylık bebeği, yatalak amcayı, hamile kadını öldüren caninin elindeki silah düştüyse, yiğit er silah sıkmadı; onunla düello yaptı! Caniye bile, elinde silah olmayınca zayıf olarak bakıp; öldürmedi; sen zavallıya nasıl sıkarsın kurşunu? Nasıl yasak olan füze ile saldırırsın? Biyolojik, kimyasal silahlar var diye, daha kullanılmadan Irak’a bomba atmadınız mı? Nükleer silahlar kullanılmasın dediniz! Rusya’ya karşı Ukrayna’ya sahip çıktınız, Rusya’yı hemen BM’den çıkardınız da, Asya’dakilerin hiçbirini görmediniz mi? BM’den Putin cezalandırılsın kararı çıkıyor, Netanyahu tebrik ediliyor! İkircilkli bir durum değil mi? ABD’nin Japonya’ya attığı bombanın hâlâ etkilerinin sürmesi gibi, bu füzelerin etkileri de senelerce Filistin’de devam edecek… Oysa sadece 3 maymunu oynayan gelişmiş ülkeler ne yapıyor? Lütfedip toplanıyorlar BM’de konuşup ayrılıyorlar ama fiiliyat yok. O da şu anda savaşla uğraşan Rusya’nın talebi ile oldu. O zaman Gorki’nin sözünü tekrarlıyorum… Kendi canın yandığında hissediyorsan canlısın. Sadece sözle ‘insan hakları’ diyen o kişiler, canlı mı; insan mı?
Her evlat kendi annesine göre en değerli varlıktır; sana göre olmasa da… Kişiler, hangi ülke, hangi millet, hangi din, hangi dilden olursa olsun, kimsenin kimseye üstünlük, aşağılama, ikinci sınıf görme hakkı yoktur! İngiliz kraliyetinden de olsan, Etiyopya’daki ekmek arayan da olsan, önce insansın… Sözle ‘insan hakları’ demek değil, uygulama ile ‘insan hakları’ demektir; önemli olan! Savaş suçu denilen, dünya savaşlarında bile bomba atılmayan okul, hastane, ibadethanenin, bugün bombalaması gerçekleşiyorsa, daha önce ‘Almanlar bize soykırım yaptı’ diyerek Avrupa mahkemesinde soykırım konusunu taşıyıp; bugün aynı olayı İsrail olarak yapıyorsan, geldiğin yeri unutuyorsan, Gorki’nin dediği gibi sadece ama sadece canlısın! Eğer gelişmiş ülkeler de yine Yugıoslavya, Kıbrıs, Azerbaycan, Almanya, Afganistan’daki olayları sadece izledikleri gibi, bugün de izleyecekse, onlar da sadece canlı… Bizler, Türkiye olarak insanız! Aynı Yugoslavya’ya, Kıbrıs’a, Azerbaycan’a, Almanya’ya Yugoslavya’ya, hatta Afrika ülkelerine, geçmişte İspanya’ya, Portekiz’e kadar her canı yananın yanında olan insanlar gibi… İnsanların, insanlığın unutulmadığı, karşımızdakinin canının yandığı anda bunun hissedilebilindiği, herkesin yaşayacağı kadar alan, yiyecek olan bu dünyada neyi paylaşamıyoruz? 300 yılı aşkın süre içinde insanlar yalnızca 26 gün birbirlerini öldürmeden yaşamışlar.
10 gündür bulamadım bu soruların yanıtlarını… Neden insanlar Filistin’de ölmeye devam ediyor? Acaba İsrail, Nazilerden yaşadıklarını mı yaşatmak istiyor? Emin olamıyorum. Buğra acaba haklı mıydı? Ben bulamadım cevabı; siz biliyorsanız, lütfen bilgi verin…