Eren Bülbül Bak Biz Geldik…

Ömür dediğin gözünü açıp kapatıncaya kadar… Bazen çakan bir kibrit… Bazen gözünün önünde uçup giden beyaz kelebek kadar. 10 Ocak bizim mesleğin günüydü. O gün telefonla, wapshapp, mesanger, facebook, istegram dan onlarca kutlama mesajı aldım. Yaptığınız işi severek yaptığınızda, kamuyu doğru ve objektif bilgilendirme adına yazdığınız haberler size böylesine özel günlerde karşınıza çıkıyor.

Benim en özel hediyem ise öğretmenlerden geldi. 10 Ocak günü Türkiye Kamu-Sen’e bağlı Türk Eğitim Sendikası Bursa Şubeleri o güne özel bir etkinlik gerçekleştirdiler. O etkinlik şehit düştüklerinde Türkiye’de yürekleri dağlayan 15 yaşındaki Eren Bülbül ve Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik’in birbirleriyle kesişen hikayesinin konu aldığı “Kesişme-İyiki Varsın Eren” filmi. Kent Meydanı Avşar Sineması’nın bir seansını sendika öğretmenleri için kapatan Türk Eğitim Sendikası Bursa 3 Nolu Şube Ömer Işıkoğlu ve 2 Nolu Şube Başkanı Fatih Gümüş’e bende buradan tekrar teşekkür ediyorum.

Benim için en güzel hediye oldu. 1 Ocak tarihi ile gösterime giren ve Bursa’da 7 farklı sinemada kapalı gişe oynayan sinemanın konusuna ufakça değineceğim. Zira mutlaka izlenilmesi gereken son yılların efsane diyebileceğim yapımlarından biri gözüyle bakıyorum. Eren’in doğumu ile başlayan, Astsubay Başçavuş Ferhat Gedik’in Tunceli günlerine kadar bizi götüren hikaye de en can alıcı sahne ise 13 çocuklu fakir ailenin tüm giderini kendi emekleri ile üretmeye çalıştıkları süt ürünleri başta olmak üzere tahıl malzemeleri yetiştirme çabası. O sahnelerin birinde ailenin reisi babanın girdiği maddi girdap arasında, ev ödevini bitirmek için evdeki tek kurşun kalemin kendisine gelmesini bekleyen Eren’e sıfır bir kalem alıp vererek; “bu kalem senin ve kardeşlerinin o kaleme sahip çık” demesiydi. Diğer sahnelerinden birinde ise Eren’in kazandığı tüm parayı ailenin ihtiyaçları için karşılaması.

Eren’in zirveye çıktığı sahne ise “Hiç kimse demiyor ki; “Eren iyi ki varsın” sözleri ile sinema salonunda oluşan hüzün. 90 küsür dakikanın nasıl geçip gittiğini anlayamadığım sinemadan da çok önemli bir gerçeği de hafızamıza not alarak çıktım. 3 milyon 100 bin nüfuslu Bursa’da ilkokul ve ortaokul öğrencileri arasında Bursa’da yaşamalarına rağmen Marmara Denizi, İznik Gölü’nü, Uludağ’ı görmeyen evlatlarımız var. Hiç tiyatroya, sinemaya gitmeyen talebelerimiz var. Bursa’da sendikalar ile birlikte 7 binden fazla STK’larımız mevcut. Hani aklıma gelmişken belediyelerimizin de desteği ile gün görmemiş evlatlarımıza bu imkanı sağlasak mı?