“Erkek Egemen Mesleklerde Kadın Olmak”
Altınbaş Üniversitesi’nin Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında düzenlediği ve yerleşik kültürde erkek işi olarak algılanan meslek gruplarında çalışan kadınların deneyimlerini paylaştıkları “Erkek Egemen Mesleklerde Kadın Olmak” panelinde farklı mesleklerden kadınlar bir araya gelerek yaşam tecrübelerini paylaştılar. Üniversitenin Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı (SKS) ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (TOKAMER) işbirliği ile düzenlenen panele; TRT Savaş Muhabiri Elif Akkuş, vatman Demet Dönmez, TOBB Kadın Girişimciler Komisyonu Üyesi Fatma Aydoğdu, FIFA Kokartlı ilk kadınhakem Prof.Dr. Lale Orta, Makine Teknikeri Keziban Parlak ve -Liman Kaptanı Ayşe Aslı Başak katıldılar.
“Bir kızın maçlarda hakemlik yapması düşünülemezdi”
Moderatörlüğünü Altınbaş Üniversitesi SKS Daire Başkanı Özgür İnandım’ın yaptığı çevrimiçi programda ilk sözü FIFA kokartlı -ilk kadın hakem ve Okan Üniversitesi -Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekan Yard. Prof. Dr. Lale Orta aldı. Sporu çok sevdiğini ve özellikle de daha çok erkek branşı olarak görülen futbola küçük yaşlarından beri ilgi duyduğunu söyleyen Prof.Dr. Orta, ailesinin kendisindeki bu isteğe kayıtsız kalmasa da yine de kız çocukları için daha uygun olacağı düşüncesiyle voleybol, basketbol gibi branşlara yönlendirdiğini ancak futbol tutkusundan vazgeçmediğini anlattı. Sonunda ailesini de ikna ettiğini ve resmi anlamda 1976 yılında futbolla ilgilenmeye başladığını belirten Prof.Dr.Lale Orta, Türkiye’de kadın futbol liginin kurulması çalışmalarına da yöneldiğini ifade ederek şunları söyledi: “Türkiye’de bazı yeni şeylerin oturması, geliştirilmesi ve kabullenilmesi çok zor. Erkekler bunu bir meslek olarak yapacak ama kadınlar olarak siz bir süre sonra süs olarak bir kenara koyacaksınız deniyordu. Ama gerçekten en az onlar kadar ben de bu işi seviyorum, yapıyorum ve hakkım olduğunu, çalışıp çabaladığımı ve onlardan daha da başarılı olduğumu göstermeliydim. Yükselmek istedikçe engellerle karşılaştık. Çünkü bir kızın üst düzeyde profesyonel futbol maçlarında hakemlik yapması düşünülemeyen bir şeydi. Bu yüzden hep başarılı olmak zorundaydım. Başarılı oldukça da futbol dünyası erkeğe aittir gibi bir yaklaşım ile karşılaştım ama vazgeçmemek lazım. Ben hiç vazgeçmedim.” Türkiye Futbol Süper Ligi’nde 1990 yılında yardımcı hakemlik yaptığını, 1999 senesinde de ilk kez hakem olarak maça çıktığını anlatan Prof.Dr. Lale Orta, genç kızlara seslenerek, “Kesinlikle yapmak istediğinizden vazgeçmeyin. Annenizin, babanızın arkadaşınızın, kardeşinizin isteklerini değil kendinizin ne istediğini bilerek sonuna kadar gitmelisiniz” diye konuştu.
Devasa yük gemilerinin kadın kaptanı
Oturumda konuşan -liman kaptanı Ayşe Aslı Başak da İTÜ Denizcilik Fakültesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği mezunu olduğunu ve mezuniyetinin hemen ardından gemilerde görev alarak mesleğine başladığını söyledi. 57 bin tonluk, 200 metrelik devasa yük gemilerinin kaptanlığını yaptığını, deniz yoluyla 40’tan fazla ülke limanına seyahat ettiğini anlatan Başak, “İlk yıllarda ‘sen neden bu gemiye geldin, neden buradasın’ gibi söylemlerle karşılaştım. Gemide kadın çalışmasını istemeyen, gemide kadın uğursuzluk diyen bağnaz düşüncelerle mücadele ettim. Açık denizlerde korsan bölgesinde çalıştım, korsanlarla mücadele ettim. Denizin tehlikeleriyle, günlerce süren fırtınalara karşı o gemiyi götürmek zorunda olduğunuz zamanlarla karşılaştım. Bunlarla mücadele ettim. İnsani koşulların bile olmadığı bir yerde kadın olarak var olmaya çalışıyorsunuz. Fakat sonrasında artık dedim ki beni bu ailenin bir kızı olarak kabul etsinler. Sonra güzel bir şekilde çalışma ortamımızı sağladık” ifadelerini kullandı. Öğrenciler ve genç kızlara seslenerek, “Güvenli limanlarınızdan çıkın, hayal edin, üretin ve keşfedin” diyen Ayşe Aslı Başak, öğrencilerin yeteneklerine göre meslek seçimi yapmaları ve hangi meslek yapılırsa yapılsın başlayan dijital dönüşüme adapte olmaları gerektiğini vurguladı.
Eskişehir kent merkezinde çalışan tramvaylarda vatman olarak görev yapan Demet Dönmez de mesleki deneyimlerini aktardı. Yurt dışına gitme kararı aldığı bir süreçte başvuru yaptığı şirketten
çağrı aldığını ve yapılan görüşme ve eğitimler sonrası işe başladığını söyleyen Dönmez, teorik sınav eğitimi, araç hazırlama ve sürüş eğitimleri gördüğünü ve gece 12’den sabah saatlerine kadar araç kullandıklarını anlatarak, “İlk başlarda ben bu işi yapamayacağım dedim. İnsanların, hayvanların bir arada olduğu bir trafikte 30 metrelik bir araç kullanmaya çalışıyorsunuz. Ama zamanla alıştım tek başıma araç sürmeye. Mesleğimi çok severek yapıyorum. Biz şu an Eskişehir’de toplamda 200 kadar vatman içerisinde 27 kadın vatmanız. Aracımızı daha iyi kontrol ediyoruz, araca bindiğimizde kabine güzel kokular sıkıyoruz. Biz erkeklerden daha iyi araç kullanıyoruz” dedi. Eskişehirlilerin de artık kendilerini tanıdığını ve caddelerden geçerken görüp el saldıklarını söyleyen Dönmez, “Umarım uzun yıllar bu görevi yapabilirim. Bunları anlatmak benim için çok gurur verici” dedi.
“İnsanların kaçtığı yere gideceğim dedim”
Oturumda konuşan TRT Savaş Muhabiri Elif Akkuş da, mesleği seçiş sürecini ve dünyanın farklı çatışma bölgelerindeki deneyimlerini paylaştı. “Ben insanların kaçtığı yere gideceğim” diye hayal kurduğunu ve yaşıtlarından farklı olarak çocukluğunda hep haberleri izlediğini söyleyen Akkuş, şunları söyledi: “Gerçeklerle alakalı bir isteğim vardı ve ben gerçek neyse, kendi özel hayatımda da meslek hayatımda da onu bizzat gidip kendim görmek istiyor ve insanlara da anlatmak istiyordum. Bana deli diyorlardı, hayır değildim. Hayal kurmuştum ben ve bir hedef koymuştum. Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de, Libya’da çatışma bölgelerinde bulundum. İki yıl haber programı da sundum ama stüdyo benlik bir şey değildi. Benim hayatla bir derdim olduğunu, ruh hastası olduğumu düşünenler vardı. Kimin ne dediğini çok umursamadım hayatım boyunca, ben hayatı seviyorum ve her zaman dedim ki ben bir şey yapmak istiyorsam yaparım.”
İsrail’de görevli bulunduğu sırada işkence gördüklerini ve hapse atıldıklarını anlatan Elif Akkuş, “Ama vazgeçmedim ve böyle bir hayal kurduğum için hiç pişman olmadım. Ben oralarda olmayı seviyorum. Çünkü birçok insanın farkında olmadığı bir şey var oralarda, bir yaşam var. Oradakiler de insan ve coğrafyanın kader olduğu gerçeğine inanmıyorum. Gerçeği görebilmeyi ve biraz rahatsız etmeyi seviyorum” dedi.
“Dünyayı kadınlar değiştirecek”
Tezmaksan Makine Yönetim Kurulu Üyesi ve TOBB Kadın Girişimciler İcra Kurulu Üyesi Fatma Aydoğdu da konuşmasında kadın ve erkek için hayatın eşit olduğunu belirterek, girişimci bir ailenin kızı olarak yıllarca başka kurumlarda çalıştıktan sonra Tezmaksan’da yer aldığını ve bunun kendisine büyük bir mutluluk yaşattığını söyledi. “Her kadının yaşadığı önyargıları ben de yaşasam da pek çok kadına göre daha şanslıydım, üstelik üretimin kalbinde bir çalışma hayatına sahip oldum. Bugün de yönetim kurulu üyesi olmaktan gurur duyduğum Tezmaksan’da başka kadınların da şansı artması için çalışıyorum. Tezmaksan Akademi sanayide cinsiyet eşitliği kavramını destekliyor ve kadınların sanayiye dolayısıyla ekonomiye katılımını destekleyecek bir dizi faaliyet yürütüyor. Tezmaksan Akademi yayınları arasında basılan “Kadın Sanayici Olmaz mı Dediniz?” isimli kitabımızın üçüncü baskısını yapıyoruz mesela. Kitabın gelirlerini ise kız öğrencilere burs verme amaçlı kullanıyoruz.” ifadelerini kullanan Aydoğdu, “Çocuklarımızı, ailenin içinde kadın erkek fark etmeden herkesin aynı işi yapabilecekleri özgüven ile büyütmemiz gerekiyor.” Şeklinde konuştu. Türkiye’de çok bilinmese de Zeynep Erkunt Armağan’ın Erkunt Traktör’ün sahibi olarak Türkiye’de ilk traktörü ürettiğini anlatan Aydoğdu, Tezmaksan olarak sanayide cinsiyet eşitliği sürecini desteklemek adına ilham veren kadın hikayelerini paylaşmaya devam edeceklerini belirtti.
Makine Teknikeri Keziban Parlak da Türk inşaat sektörünün okul sayılabilecek firmalarında mekanik tesisat projeleri üzerine çalıştığını ve mesleğinin duayeni denecek mühendislerle birlikte görev yaptığını anlattı. Erkeklerin ağırlıkta olduğu endüstri meslek liselerinde geçen öğrencilik hayatında yaşadığı zorluklardan örnekler veren Parlak, hiç yılmadan eğitimine devam ettiğini belirterek, “Ülkemizin birçok yerinde okul, hastane, alışveriş merkezleri, havaalanları gibi projelerde benim de küçük de olsa imzam var ve bu beni çok mutlu ediyor” dedi. Halen kendi şirketinde işini yaptığını ve daha güzel projeler yapmak adına çaba harcadıklarını vurgulayan Parlak, “25 senede aslında bir şey değişmedi. 25 sene önce de aynı mücadele vardı kadın adına bugün de maalesef var ama ben yine aynı şekilde devam edeceğim” diye konuştu.
Oturum sonunda öğrencilere yönelik mesajların ı paylaşan katılımcılar, genç kızlara hedeflerini iyi belirlemeleri ve hayallerinden hiçbir koşulda vazgeçmemeleri çağrısı yaptılar.