Günümüzde tüm insanlığın ortak mirası olan doğal ve tarihi alanlar, bununla beraber bunların içinde yaşayan her çeşit canlı da bu katliamın hedefindedir. Bir maden ocağı projesi için 1 milyondan fazla ağacın kesildiği Kaz Dağları yöresindeki flora, fauna ve köylerdeki insan yaşamı tehlike altındayken, gözler nerededir? Sistem, tüm bu varlıkları çoktan gözden düşürmüştür. Bu yıkım ve bireyin kendi varoluşunu yok edişi eşzamanlı olarak devam etmekteyken hepimizin gözleri başka yerlere çevrilidir. Kent hayatının surları olan betonlar içine boğulmuş insan tabiattan, yeşilden çok uzaktır. Gözleri trafik, bitmek bilmeyen mesai, kalabalık, hava kirliliği ve yapay gündemlerden bozulmuştur. Ne var ki -nadiren de olsa- betonlar arasından ormanlara taşınan birtakım aynaların yarattığı bazı yansımalar vardır. Bu bazen bir köyden gelen yardım çığlığı, bazen yaşlı kadınların gözyaşları, bazen bir ağacın devrilmesi ve bazen de içilemeyecek hale gelen, zehirlenmiş bir su pınarında gizlidir. Gözlerimiz, onları kamaştıran bu ışımaya çevirmek zorundadır. Gözden çıkarılmış olan, kendisini çağırmaktadır. Gözden Çıkarılmış Topraklar: Kaz Dağları Direnişi sergisi bakmaya karar veren tüm gözleri bu çağrıya ortak eden yansımalardan oluşmaktadır. |