Güler Buğday yazdı; İNANANMA, ALDANMA, KENDİNİZİ APTAL YERİNE KOYMALARINA İZİN VERME…

Gelde Aziz Nesini rahmetle anma!!!!

Aziz Nesin’in “Türk insanının %60’ı aptaldır” çıkışını sanki günümüzde kanıtlamak istiyorlar.

Her gün yaşayıp yoksulluğu ve halkların yaşadığı haksızlık ve hukuksuzlukları görüyor ve kahroluyoruz.

Toprağından taşından bereket fışkıran bir ülke düşünün

üç tarafı denizlerle çevrili, topraklarından akan sular bereket sunuyor.

Asya’yı, Avrupa’ya bağlayan jeopolitik konumdaki ülkemizin halkları çok çalışkan, özverili, kanaatkâr ve yurtseverler.

Bizler, dünya lideri olan Atamız Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu “Laik Türkiye Cumhuriyeti ve sosyal hukuk devleti” ile demokrasi temelinde kurulmuş bir ülkenin özgür ve eşit bireyleriydik.

Emperyalistlerin kuşattığı, her bölgesi dünya devlerinin işgali altındaki ülkemiz, padişahın saltanatını korumak için mandacılığı kabul ettiği bir ülke konumundaydık.

Yoksul halkı ile aç susuz yalınayak koşullarda yedi düvelle savaşıp yurdumuzu kurtarmış cumhuriyeti kurmuş bir liderin hediye ettiği ülkenin yurttaşları olarak nasıl bu hale getirildik hiç düşündünüz mü ?????

O zor ve yoksul günlerde ülkenin tüm borçları ödenmiş, fabrikalar, limanlar, sanayi tesisleri kurulmuş, halklara okuma yazma öğretilmiş, kadın erkek eşitliği ve verilen haklarla dünyaya örnek olmuş ülkemiz nasıl bu hale getirildi?

Ülkemizi açlığa, yoksulluğa, çaresizliğe ve soygun düzenine sokup, perişan eden ve kullaştırıp hala ülkeyi yönetenler mi sadece suçlular?

Tüm kurumlar çürütülüp, hakları elinden alınırken, eşitlik yok edilip emekçiler ve namusuyla çalışanlara iş ve gelecek bulunmazken sadece bu koşulları dayatanlar mı suçlular???

Ülkede çocuklar yatağa aç girerken, okula aç giderken, bodur kalırken, bir avuç kan emicinin çocukları milyon dolarlarla yurt dışında okuyor tatil yapıyor geleceklerini garantiliyorsa bu koşullarda kim suçlu acaba???

Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlarım.

Ülkedeki tüm yatırımlar satılıp yok edildi seyrettik ve soygun düzeninin aktörlerini ülkede yönetici yaptık.

Bu ceberut yapılara onay verilirken bir avuç namuslu duyarlı insan, gerçek solcular ve yürekli insanlar yazdık, konuştuk, isyan ettik, suçlanıp bedeller ödedik ama beceremedik…

Artık ülkemiz kör kuruşa muhtaç bırakıldı, güven kaybı öyle bir konuma geldi ki en yüksek faizle bile artık borç para bulunamıyor.

Bu koşullarda hala soyanlar, sövenler, hakaret edenler, halkları bölenler, milliyetçileri bile fırdöndü yapanlar iş başındalar hala sadece onlar mı suçlu ne diyorsunuz ???

Ülkede milli irade yok ediliyor…

Halkların tüm baskılara, haksızlıklara karşın kendilerini temsil için seçtikleri başkanlar hukuksuz bir konumda görevden alınıp tutuklanıyor ve yerlerine kendilerine bağlı “KAYYIM” diye yetersizler atanıyor.

Bizler bu faşist dayatmalara karşılık ne yapabiliyoruz?

Erdoğan, 2024 yılını emekliler yılı ilan edip onları sürünmeye ve ölüme muhtaç ettikten sonra 2025 yılını da “Aile ve Gençlik yılı” ilan etti.

İnanması zor hatta şaka gibi Tek Adamın, ülkede aç yatan çocuklar umurunda bile değil yine “3-5 çocuk yapın” diye beyin yıkıyor.

İş ve aş bulamayan, sokakta bir simit bile alamayan gençlere de ısrarla “evlenin” diyor.

Evlenecek gençlere 48 ay vadeli, iki yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği verecekmiş)))

Ne işe yarayacak ki o para, ayrıca nasıl geri ödeyecekler gerçekten merak ediyorum.

Erdoğan’ın başka derdi yok.

Doğurganlık hızının artırılmasını, nüfus politikalarının öncelikli hedefi haline getirdiklerini kaydediyor:

Yeni doğacak ilk çocuk için verilen tek seferlik doğum yardımı 5 bin liraya yükseltilecek, ikinci çocuk için her ay 1500, 3’üncü ve sonraki çocuklar için her ay 5000 TL yardım verilecekmiş)))

Tövbe, tövbe, tövbe…

Aç yatan çocuklarımıza bir tas çorbayı çok görenler, okullara müstahdem vermeyen, temizlik için bir kalıp sabun koymayanların sözleri sizlere ne ifade ediyor???

Ülkemizde bu kadar haksızlık hatta rezalet yaşanırken hala duyarsız ve satılık medya “TEK ADAM” dikta anlayışını kutsuyor.

Ülke soyguncusu çeteler halkın ekmeğini elinden alıp kendilerine bu olanağı veren iktidara güç ve olanak sağlıyorlar.

TBMM’de tüm vekiller ne yüksek ücretlerinden, ne imtiyazlarından, nede haksız yere tüm aile bireylerine ömürleri boyunca sağladıkları olanaklardan vaz geçebiliyorlar!!!

Bu koşullarda sadece ceberut iktidarı mı suçlayacağız?

Artık uyanın ve herkesi uyandırın.

Algı yapanlara ve 23 yılda ülkeyi perişan edenlere inanmayın, aldanmayın, kendinizi daha fazla aptal yerine koyanlara asla bir daha onay vermeyin.

Korkmayın ve susmayın.

Çok az kaldı inanın sıra artık susanlara, kör kuruş için baş eğenlere ve biat etmeyenlere de geldi artık.

Tek çare hemen seçimdir…

Hiç beklemeden ülkedeki tüm halkların “âmâsız, fakatsız, lakinsiz” omuz omuza verip karanlığa ışık olacak yolda birleşmeleridir.

Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.

GÜLER BUĞDAY