Haberde Bursa

İbrahim Sanalp yazdı; BİLGİ BÜTÜNLÜĞÜ

10.10.2023

Köşe yazarımız İbrahim Sanalp yeni makalesinde;

Bilgi bütünlüğü, kültür-medeniyet olur. Bir tane dünya kültürü-medeniyeti vardır. Bilgiye olan bakış açıları, bilgiyi oluşturmakta etkili olur. Birincisi, bilgi felsefesine göre, bilgi türlere ayrılıp anlatılır. İkincisi, Doğu-Batı sentezine göre, bilgi Doğu kültürü ve Batı kültürü olarak ayrılır. Üçüncüsü, bilginin Türk-İslam sentezi olarak ayrılmasıdır.

Dördüncüsü, bilgi, dini bilgi-dünya bilgisi olarak ayrılır. Bilgi, kalıplaşmış bilgi-değişen bilgi olarak ayrılır. Bilgi, nakli bilgi-akli bilgi olarak ayrılır. Laikliğe göre bilgi, din işleribilgisi-devlet işleri bilgisi olarak ayrılır. Sekülerizme göre bilgi, din işleri bilgisi ve dünya işleri bilgisi olarak ayrılır.

Beşincisi, filozoflar bilgiyi türlere ayırırlar. Descartes bilgiyi, dini bilgiyle Allah’a ulaşırız. Dünyayı araştırma bilgisiyle de Allah’a ulaşırız, diye belirtir. Hegel, idealist bilgi ve materyalist bilginin bir bütün olduğunu belirtir. Karl Marks, alt yapı bilgisi ve üst yapı bilgisinin bir bütün olduğunu söyler. Kant, bilgiyi, görünmeyenin bilgisi numen-görünenin bilgisi fenomen olarak ayırır.

Bilgi felsefesine ve bilginin ikiye ayrılmasına göre, kültür-medeniyet: bilgi bütünlüğü üzerinde yükselir. Bilgi bütünlüğü ile dünya kurulur.

Doğu-Batı Sentezi, bilgi bütünlüğünün sonucunu dile getirir. Başlangıç bilgisi ve yeniden bilgi üretimini tam ifade etmez. Antik Yunan Batı olur. Mısır, Mezopotamya: Doğu olur. Roma, Batı olur. Antik Yunan, Doğu olur. Roma-Avrupa, Batı olur. İstanbul ve doğusu: Doğu olur. Gelenekler karşılaştırılır. Gelenekler, bilgi bütünlüğünün parçası olur. Bilgi bütünlüğünü dikkate almak gerekir.

Türk-İslam Sentezi, Türk ve İslam kelimelerinin anlamını esas alır. Türklerin Müslüman olmalarını başlangıç kabul eder. Tarih bilgisine göre, Türk ve İslam kelimeleri dikkate alınmaz. Bu durum, sınırlı bilgi olur. Bilgi bütünlüğünün bir parçası olur.

Dini bilgi, dini değerleri oluşturur. Gelenek değerleri, dini bilgiden ve dünya bilgisinden etkilenir. Gelenekler yerel olur. Milli değerler, devlet ve vatan bilgisi içerir. Dünya bilgisi olur. Bu üç değer, manevi değerler olur.

Tarih bilgisi, yazının icadından başlar. Dini bilgi, ortaya çıktığı zamana ait bilgi içerir. Mani dini, iyi-kötü ayrımı yapar. Dini bilgi, iyiyi ve kötüyü anlatır. İlk dinin, Mani dini olduğu düşünülür. Musevilik, Hıristiyanlık, Müslümanlık daha sonra ortaya çıktı. Birçok yerde değişik dinler var.

Dini bilgi, kendi bilgisini doğru kabul eder. Diğer dinlerin ve bilgi türlerinin bilgisini doğru kabul etmez. Dini bilgi, kutsal kitapların sayfaları arasından, ayetlerin çizdiği çerçeve içinden dünyaya bakar. Kıyas yapılır. Dini bilgi, artmaz. Dünya bilgisi, ok işareti yönünde artar. Dünya bilgisi, beş duyuyla dünyaya bakar. Araştırma yapılır.

Kültür, insanın ürettiği her şeydir. Kültür, ilkelden moderne doğru yükselen bir eğri çizer. Her toplum, bu eğri üzerinde yerini alır.

Zihinsel bilgi-nesnel bilgi ayrımı yapılır. Bütün-parça kuralı, zihinsel bilgidir. Soyutlama, zihinsel bilgi olur. Nesnel bilgi, nesnelerin incelenmesi sonucu oluşur. Bilgi, özne ve nesne iletişimi sonucu oluşur.

***********************************

İKİ ROMAN İNCELEMESİ

Gerçeği bulmak için başkasıyla konuşulur, dinlenir. Eserler okunur. Kişinin kendi anlayış yeteneğini aşması sağlanır. Aşk, ışık olur. Tutku, karanlık…

İnsanlar arasında iletişim, karşılıklı olarak: kadın ve erkek olmaktan çıkarmak üstüne olmalı… Her şeyi konuşa konuşa bir birimizi özgürleştiririz. İnsan, insandan güç alır. İnsan insana tanıklık eder. Hayat, bir canlı fırtınasıdır. İnsan, roman-kurgu okuyarak ilerler.

Düşünmenin, okumanın, yazmanın bir hedefi, bir amacı olmalı… Roman kurgusunda, bir amaç ve bir hedef vardır. Romanda, iyi ve kötü, iki ayrı tiple anlatılır.

Tanzimat Edebiyatı ile roman türü, edebiyatımıza geldi. Noktalama işaretleri, müzik notası işaretleri kullanılmaya başladı. Roman ve tiyatro eserleri yazılmaya başladı.

Sâmiha Ayverdi’nin,  İbrahim Efendi Konağı isimli romanında: bir paşa konağı anlatılır. Paşa çocukları, Fransız mürebbiyeden Fransızca öğrenir. Piyano hocasından piyano çalmayı öğrenir. Beyoğlu’nda yaşayan Rum ve Ermeni kadın terziler, Fransız modası etkisinde elbiseleri: paşanın eşine, çocuklarına dikerler. Paşa konağına Avrupa yenilikleri, bu terziler eliyle gelirdi. Bu konakta, haremlik ve selamlık vardı. Bu konakta yemekler yerde siniler içinde yenirdi.

İbrahim Paşa Konağı’nda yemekler, masada yenirdi. Avrupa menşeli konsollar, dolaplar, masalar, salon takımları yer alırdı. Bu konakta da haremlik ve selamlık vardı.

Puşkin’in Dubrovski isimli romanında, bir derebeyin yaşantısı anlatılır. Edebiyatın insanların içine işleyen bir etkisi vardır. Kitaplığı zengin olan toplumlar, düşünce olarak da zengin olurlar. Derebeyi Kirila Petroviç’in evinde, Fransız yazarlarının yapıtlarından oluşan büyük bir kitaplık vardı. Kızı Maşa, roman okumakta karar kıldı. Fransız öğretmen Madam Mimi yönetiminde başlayan eğitimini tamamladı. Piyano hocasından piyano çalmayı öğrendi.

Kirila Petroviç’in evinde, misafirler yemeklerle donatılmış bir masanın etrafında yerlerini alırlar. İlk olarak Kirila Petroviç masaya oturur. Kadınlar masada birbirine eklenen bir sıra oluşturur. Erkekler de kadınların karşısında yerlerini alır.

İki romanda da Fransız mürebbiyelerden Fransızca öğrenilmesi var. İki romanda da müzik öğretmenlerinden piyano çalmasının öğrenilmesi var. İki roman arasındaki fark: Kirila Petroviç’in evinde, kitaplık olması ve kızı Maşa’nın roman okumasıdır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>