Haberde Bursa

İbrahim Sanalp yazdı; BÜTÜNÜN PARÇASININ ANLATILMASI

20.08.2023

Köşe yazarımız İbrahim Sanalp makalesinde; “Biz, uygarlıktan, bilimden, teknikten güç alıyoruz ve ona göre yürüyoruz. Başka bir şey tanımayız. Doğru yoldan şaşmışların amacı, halkı çılgın ve aptal yapmaktır. Oysaki halkımız, aptal ve çılgın olmamaya karar vermiştir. (Atatürk)

Not: Dini bilgi bir tarafa, dünya bilgisi bir tarafa konuyor. Bilgi bütünlüğünü, bilgi türlerinin eşit, kardeş, özgür olmasını anlatmak gerekir.

Sözcü Gazetesi, Ege Cansen: 09.07.17

Laiklik, bilimin yol göstericiliğini kabul etmektir. Bilim karşısında da dinlerin kendini yenilemek ve egemenlik alanlarından fedakârlık etmekten gayri ellerinden bir şey gelmez. Türkiye, iki yüz elli yıldır “laikleşme etkisine karşı, İslam’ın savunma tepkisi veya İslam etkisine karşı laik tepki” arasında gidip gelmektedir.

Not: Laiklik, din işleri ve devlet işlerinin ayrılması tanımı yanında bilgi bütünlüğü, din işleri ve devlet işleri bütünlüğüdür. İslamlık, din işlerinin içindedir. Dolayısıyla İslamlık, laikliğin içindedir. Yazar, laikliği bir tarafa, İslamlığı bir tarafa koymuş.

Ateşten Günler, Ayşenur Arslan, Halk Kitap Evi, 13.07.17

Ayşenur Arslan’ın Ateşten Günler isimli kitabından alıntı yapıldı.

“Ne de olsa soran sorgulayan, yani eğitimli insan sevilmiyor. Bu yüzden İmam Hatip Liselerine abanılıyor. Bilimi, aklı değil, dogmayı seçiyoruz. Neden çocuklarımıza, bilimin değil, dogmanın aşılandığı İmam Hatip Liselerini dayatıyoruz. Cumhuriyet, özgür bireyler, özgür kadınlar, özgür akıl için, çaba gösterdi. Oysa din (yani dogma), akla, kendi sınırlarını çizer, sorulara daha sorulmadan yanıt verir!

İnsana düşen, onlara (din kurallarına) inanmak ve uymaktır. Bu inanç/düşünce sistematiğinde akla/özgürlüğe yer olur mu sizce? Ya da sormanın/sorgulamanın en eski sanatı felsefeye? Soracak mıyız, yoksa sorgusuz sualsiz boyun mu eğeceğiz?”

Not: Ayşenur Arslan, bilimi, aklı bir tarafa, dini, dogmayı bir tarafa koymuş.

Bilgi bütünlüğünü, bilgi türlerinin eşit, kardeş, özgür olmasını anlatmak gerekir. Her bilgi türü dünyaya bir bakış açısıdır. Bütün bilgi türlerinin bakış açıları ile dünyaya bakmak gerekir. Bilgi, doğuştan, inanarak, soru sorarak, şüphe ederek, deney-araştırma yaparak öğrenilir.

Bebekler, annelerinin memesinden süt emmeyi doğuştan öğrenirler.

Dini bilgi, doktrin bilgi inanarak öğrenilir. Günlük bilgi, teknik bilgi, sanat bilgisi, bilimsel bilgi, felsefe bilgisi soru sorarak, şüphe ederek, deney-araştırma yaparak öğrenilir. Bu beş bilgi türü dünya bilgisidir.

Ayrıca, bilgi, kalıplaşmış, değişmez bilgi ve değişen bilgi olarak ikiye ayrılır. Dini bilgi, doktrin bilgi kalıplaşmış, değişmez bilgidir. Dini bilgi, bir dairenin çemberi üzerinde bir noktadan başlar. Çemberi dolaşır. Başladığı noktada biter. Dini bilgide her şeyin sonu vardır. Doğayı, insanı inceleyen bilgi türleri değişen bilgidir. Ok işareti yönünde ileriye giderler. Devamlı artarlar.

Laiklik, din işleri ve devlet işlerinin ayrılması yanında, dini bilgi ve devlet bilgisi bütünlüğüdür. Dini bilgi ve devlet bilgisi laikliğin içindedir.

Akit Gazetesi’nin Müslümanlar-laikler ayrımı laikliğin tanımına uymaz. Müslümanlık, din işlerinin içinde dolayısıyla laikliğin içindedir. Müslümanlık-laiklik, devlet işleri kelimeleri, tanım gereği bütündür. Bütünün parçasıdır.

Hüsnü Bozkurt (CHP Konya MV), Halk Tv’de Rahmi Aygün’ün programında (13.07.17 Akşamı), konuşmasında: Eğitim, dinsel bir eğitime dönüştürülmüştür. Laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılmıştır, dedi.

Not: Dinsel eğitim bir tarafa, laik ve bilimsel eğitim bir tarafa konmuştur.

Laiklik, dini bilgi ve devlet bilgisi bütünlüğüdür. Bilimsel bilgi, devlet-dünya bilgisi içindedir. Laikliğin de parçasıdır.

İbadet bilgisi ile meslek-iş bilgisi bir bütündür demek gerekir. Bilgi bütünlüğü içinde ders programının çerçevesi içinde ibadet bilgisi ve meslek-iş bilgisine ve diğer bilgi türlerine yer vermek gerekir. Eğitim, bilgi türlerinin bütününü dikkate alarak yapılmalıdır. Resim, müzik, beden eğitimi dünya-doğa bilgisidir, demek gerekir.

İnsan, bütüne ait olma, bütünün parçası olma duygusunu yaşar. Bu duygu, en kuvvetli ailede yaşanır.

Bütüne ait olma, bütünün parçası olma duygusu bakımından, kul, ümmet, vatandaş, birey kavramlarını inceleyelim.

Allah bütün, kul parçadır. Kul, Allah’a aittir, Allah’ın parçasıdır.

Peygamber bütün, ümmet parçadır. Ümmet, Peygambere aittir, Peygamberin parçasıdır. Ümmet kelimesi hem tekil hem çoğul anlama sahiptir.

Millet bütün, vatandaş parçadır. Vatandaş, millete aittir, milletin parçasıdır.

Toplum bütün, birey parçadır. Birey, topluma aittir, toplumun parçasıdır.

Kul, ümmet, vatandaş, birey kavramları bir bütünün parçasıdır. Bilgi bütünlüğünün parçasıdır. Birbirinin zıttı değildir.

Dini bilgi ile kul, ümmet unvanlarını kazanırız. Vatan-anayasa bilgisi ile vatandaş, millet, milliyetçi unvanlarını kazanırız. Toplum ve davranış bilgisi ile toplum, birey unvanlarını kazanırız.

Davranış bilimine göre, insan, hayatında bütünlük ve devamlılık ister.

Ramazan ve Muharrem ayında oruç tutulur. Yardımlaşma yapılır. Bu yardımlaşmanın: Bütün yıl ve devamlı yapılması gerekir.

İnsanlar, kul, ümmet unvanlarına ibadet, din nedeniyle önem veriyorlar. Vatandaş, millet, milliyetçi, birey, toplum unvanlarına ise önem vermiyorlar. Bütün unvanlara önem vermek gerekir.

Bütün unvanlara karşı sorumluluğumuz var. Allah’ın kulu, Peygamber’in ümmeti olarak sorumluluğuz olduğu gibi, milletin vatandaşı, içinde yaşadığımız toplumun bireyi olarak da sorumluluğumuz var.

Bütün sorumlulukları yerine getirmek gerekir.

Bir-çok, bütün-parça ilişkisi bir mantık yürütme yöntemidir. Bilgi bütünlüğü, düalizm özelliği olan bilgiler üzerinde bu mantık kuralına göre düşünülür.

Laiklik bütün, din işleri ve devlet işleri parça özelliği taşır. Laiklik üst kavramdır. Din işleri ve devlet işleri alt kavramdır. Din işleri ve devlet işleri laikliğin içinde birbirinden ayrıdır.

Din işleri, laikliğin karşısına konularak, laikliğin tanım bütünlüğü, anlam bütünlüğü dağıtılıyor. Din ayrı, laiklik ayrı deniyor.

İnsan, inanır ya da inanmaz. Bu yüzden, din insana aittir. Laiklik devlete aittir, deniyor. Bilgi bütünlüğü özelliği dağıtılıyor. Devlet işleri ile laiklik yan yana getiriliyor. İnsan ile din yan yana getiriliyor. Laikliğin tanımının yanına insan inanır veya inanmaz denilerek ekleme yapılıyor.

Müslümanlar-laikler, dindarlar-laikler ayrımı yapılıyor. Müslümanlık ve dindarlık, din işleri bilgisinin içindedir. Din işleri bilgisi de laikliğin içindedir. Bütün özelliği olan laikliğin yanına, parça özelliği olan Müslümanlık ve dindarlık getiriliyor. Bütün-parça ilişkisi dağıtılıyor.

Ben Müslüman’ım, laik olmam, devlet laik olur, denilerek, laikliğin tanımı dağıtılıyor. Müslümanlık bir tarafa, laiklik ve devlet bir tarafa konuyor. Din işleri ortada yok.

Laiklik, soyutlama özelliğinden dolayı, renk, sıfat olarak niteleniyor. Din ve devlet, varlık olarak niteleniyor. Laikliğin din ve devleti niteleyen bir renk ya da sıfat olduğu belirtiliyor. Aslında sadece din ve devletin var olduğu belirtiliyor. Laiklik diye bir şeyin olmadığı belirtiliyor. Laikliğin tanım özelliği dağıtılıyor. Tanımda, bütün parça ilişkisi dağıtılıyor.

Bütün, parçalardan oluşur. Bütünün parçaları vardır. Düşünce, bütün-parça kuralına göre anlatılır. Bütün-parça ilişkisine göre, eğitim bütün özelliği taşır. İlköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim parça özelliği taşır.

İnsanlar doğal olarak bitkilerden, hayvanlardan, doğadaki minerallerden faydalanarak beslenirler. Hayvanların bir kısmı, bitkilerden faydalanarak beslenir. Hayvanların bir kısmı, diğer hayvanların etinden faydalanarak beslenir.

Doğal beslenme ürünleri, bitkisel ve hayvansal olarak ayrılır. Bu ayrıma göre beslenilir. Bitkisel üretimde, yapay gübre, ilaç kullanılmaz. Hayvansal gıda için, bitki ile beslenen hayvanların etinden faydalanılır.

Pancar şekeri ve şeker kamışı şekeri üretimi yapılır. Bu şekerin sağlıklı olduğu belirtilir. Mısır şekeri, genetiği değiştirilmiş mısırdan üretilir. Genetiği değiştirilen mısırdan üretilen mısır şekerinin sağlıksız olduğu belirtilir.

Vitaminler, hormonlar, ilaçlar: Doğadan alınan maddeler kimyasal işlem yapılarak üretilir. Gen değişikliği, ayrı bir durumdur. Doğadan alınan maddelerin işlenmesi ayrı bir durumdur. Diyabet-şeker hastalığı- yapay insülin ile tedavi edilir. Yapay insülin, kimyasal işlem ile ilaç üretimidir. Doğadaki maddeler işlenerek üretilmiştir.

Tıp-alternatif tıp, doğal beslenme-yapay beslenme ayrımı yapılarak, tedavi ve beslenme reklamı yapılıyor. Burada bütün yerine parça belirtiliyor. Bu ayrım yapıldığında, insan, toplum, doğa: Bütün-parça kavramının dışında bir bilgi ile karşılaşır. Alternatif tıpta, doktor, ilaç, vitamin, hormon yoktur. Doğal beslenme için üretilen gıdaların üretiminde, yeterli denetim yoktur.

İnternet üzerinden, alternatif tıp, doğal beslenme ürünleri reklamı yapılıyor. Tıp bilimsel bilgidir. Tedavi için, doğadaki maddeler işlenerek kullanılır. Doğadaki bütün-parça ilişkisi sürdürülür. İnsan, insanın yaşantısı, doğadaki doğal maddelerin işlendiği çalışmalara dayanır. Vücutta doğal üretilmeyen insülin gibi ilaçların, doğal maddelerden yapay olarak üretilmesi, doğalın yerine yapayı getirmek olur. Doğal olan ile yapay olan bir bütün oluşturur.

Toplum ve birey, bütün-parça ilişkisine göre kurallar, tanımlar oluşturup ilerleme sağlar. Bütün-parça ilişkisi, soyutlama, sınıflama özelliği taşır. Bu durum, metafizik yorumlama olur. Diyalektik, hareketin bilimi olur. Metafizik durgun olanı anlatır. Bütün-parça ilişkisi, hareket halinde olan maddeler için de düşünülür. Atomun parçalanması, maddenin içindeki hareketi belirtir. Eksi ve artı kutuplar, hareket oluşturur. Bütün-parça ilişkisi bulunur.

Buradan çıkarılacak ders: Bütün-parça ilişkisi kurarak, sorunlara çözüm aramak, bulmak gerekir.

Bütün, parçaları olandır. Bütünün parçaları vardır.

Bir, tek olmayı anlatır. Ortak, farksız, eşit, benzer olmayı da anlatır.

Bütün, açık eldir. Parmaklar hareket eder. Bir, yumulmuş, yumruk yapılmış eldir. Parmaklar hareket etmez.

Bir-çok kuralı, edebiyatta tasvir için kullanılır. Bir varlığın, çok özelliği belirtilir. Ağaç, kök, gövde, dallar ve yapraklardan oluşur. Ağaç bir, ağacın özellikleri çoktur.

Bütün, farklı varlık veya kavramların bütünlüğüdür. Bütün, farklılıkların eşitliğini anlatır.

Kadın-erkek eşitliği, farklılıkların eşitliğidir. Laiklik, sekülerizm, bütün kavramına göre tanımlanır. Farklı iki kavram bütünü oluşturur. Laiklik, din işleri ve devlet işlerinin ayrılmasıdır. Bu tanımda, farklı iki kavram, bütünü oluşturur.

Bir-çok aynı zamanda, bütün-parça demektir. Birbirini tamamlar. Allah bir, kul çoktur. Allah bütün, kul parçadır.  Peygamber bir, ümmet çoktur. Peygamber bütün, ümmet parçadır. Millet bir, vatandaş çoktur. Millet bütün, vatandaş parçadır. Toplum bir, birey çoktur. Toplum bütün, birey parçadır.

Bir-çok, bütün-parça kuralına göre, “bütüne ait olma, bütünün parçası olma duygusunu” hissederiz. Bu duygu en kuvvetli ailede hissedilir.

Kadın-erkek, farklı iki varlıktır. Birbirini tamamlar. Bütünü oluştururlar. Bütün olarak: Varlıklarını sürdürürler.

Eğitimin de bütün kavramına göre olması gerekir. Kadın-erkek karma eğitimi, bütün kavramına uygundur.

Benzerlerin eşitliği, hiyerarşi, seçkincilik oluşturur. Eleme sınavları, hiyerarşi, seçkincilik oluşturur. Bütün öğrencileri yeteneğine göre yönlendiren, karma eğitim sistemini kurmak gerekir. Farklılıkların bütünlüğü, “eşit, kardeş, özgür” olmayı sağlar. Herkesi hak sahibi yapar.

Şiirde, romanda, hikâyede ve diğer edebiyat türlerinde bütün kavramına göre anlatım vardır. Farklılıklar, benzerlikler bütün kavramına göre belirtilir.

Nasrettin Hoca’ya sormuşlar. Dünyanın merkezi neresidir? Demişler. Hoca, “Eşeğimin ayağının bastığı yerdir” demiş. Burada bir-çok, bütün-parça özelliği vardır. Dünya bir, dünyanın üstündekiler çoktur. Dünya bütün, üstündekiler parçadır.

Bir yerine bütün demek gerekir. Bir yerine bütün kavramını seçmek gerekir.

Bir-çok, kompozisyon yazılmasında, ait olma-birey olma duygusunu belirtmede kullanılır.

Kompozisyon yazılmasında: Atatürk, sarı saçlı, mavi gözlü, orta boyludur, cümlesinde Atatürk bir, özellikleri çoktur. Bir, bütün karşılığıdır. Çok, parça karşılığıdır.

Dini bilgiye göre, Tanrı bir, kul çoktur. Tanrı, bütün; kul, parçadır. Ait olma, birey olma duygusu belirtilirken, Tanrı’ya ait olma ve Tanrı’nın kulu olma durumu oluşur.

Peygamberin ümmeti olmakta, Peygamber bütündür. Birdir. Ümmet, çoktur, parçadır. Ümmet, peygambere aittir, peygamberin parçasıdır, bireyidir. Ümmet, topluluk ismi olarak da kullanılıyor. Müslüman kişi, ümmete aittir, ümmetin parçasıdır, tanımı vardır.

Evrim teorisine göre kâinat birdir. Kâinatı oluşturanlar çoktur. Kâinat bütündür, kâinatı oluşturanlar parçadır. Kâinat bir, insan çoktur. Kâinat bütün, insan parçadır. Ait olma, birey olma duygusu bakımından, insan kâinata aittir, kâinatın parçasıdır, bireyidir.

Dünya’daki bir elma ağacındaki bir elma Dünya’nın parçasıdır, tanımında bir, Dünya’dır. Elma, çoktur. Dünya, bütündür. Elma, Dünya’nın parçasıdır. Ait olma, birey olma bakımından insan dünyaya aittir, dünyanın parçasıdır, bireyidir.

Anayasa, kanun, yönetmelik sisteminde, millet birdir. Vatandaş, çoktur. Millet bütün, vatandaş parçadır. Vatandaş, millete aittir, milletin parçasıdır, bireyidir.

Ait olma, birey olma duygusu en kuvvetli ailede yaşanır. Aile bir, bütündür. Ailenin kişisi çok, parçadır. Kişi, aileye aittir, ailenin parçasıdır.

Bireyi belirtirken bir-çok kuralına göre tanımı yapıp bireyi belirtmeliyiz. Karşılaştırma ve kıyas yaparken dikkat etmeliyiz. Dini kelimeleri olumsuz anlamda kullanmamalıyız.

Bir, sayıların ilkidir. Tek olanı belirtir. Örnek: Bir evim var. Bir, birleşik olanı gösterir. Örnek: Bizim kesemiz birdir.

Bütün, eksiksiz, tam demektir. Örnek: Bir oturuşta bütün ekmeği yedi. Bütün, parçalanmamış demektir. Örnek: Bir bütün ekmek. Bir bütün elma.

Yukarıda, sözlükten aldığım bilgileri belirttim.

Bir, tek olanı belirtir. Bütün, parçaları olanı belirtir. Bir, otoriteyi, telkini belirtir. Bütün kuralı, kural etrafında bir araya gelmeyi belirtir.

Başkanlık sisteminde cumhurbaşkanı ve başbakan bir kişide birleşiyor. Cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanı üçlemesi ikiye iniyor.

Önceden krallar, padişahlar ülkeyi tek başına yönetiyordu. Yasama, yürütme, yargı erki bütünü oluşturdu. Yetki sınırlaması yapıldı.

Monarşilerde, kralın yanında başbakan görev aldı. Meclis yasama görevini aldı. Kralın yetkileri azaltıldı. Cumhuriyet kurulan ülkelerde kralın yerini cumhurbaşkanı aldı.

Amerika’da kral veya cumhurbaşkanı bir kişide temsil ediliyor. İki ayrı yetki bir kişide birleşiyor.

Bir için örnek: Elin yumruk haline gelmesini, parmakların hareketsiz kalmasını verebiliriz. Bütün için ise örnek: Elin açık, parmakların hareketli olmasını verebiliriz.

Demokraside hak ve ödevler bütünü oluşturur. Devlet örgütlenmesi herkesi kapsar. Bireyler ülkeyi devlet organları ile yönetir.

Bir, bir liderin etrafında toplanmayı, liderin etrafında birleşmeyi belirtir.

Bütün, anayasa, kanun, yönetmenlik gibi kurallar etrafında bir araya gelmeyi belirtir.

Başkanlık sistemi, krallığa, tek yönetene özenmeyi belirttiği gibi, krallığa tepkiyi de içinde barındırıyor. Krala, cumhurbaşkanına yer vermiyor.

Bir ve bütün kavramları arasındaki fark bizi çözüme götürecek. Bir kavramından bütün kavramına geçerken krallıklardaki değişim ile başkanlık sistemi kurulan ülkedeki değişim farklı oluşmuş. Başkanlık sisteminde, iki yönetici yerine, bir yönetici getirilmiş.

Amerika, krala tepki sonucu sistemini kurmuş. Türkiye, padişahlıktan gelen tarihine uygun değişimini gerçekleştirmiş.

Amerika’da başkanı denetleyen senato var.

Türkiye’de cumhurbaşkanı bir defaya mahsus veto hakkı ile hükümeti denetliyor.

Bir ve bütün kavramından yola çıkarak, bir kavramından bütün kavramına geçmek demokrasinin özelliğidir. Bir kavramına göre değil bütün kavramına göre yaşamalıyız.  Her toplum kendi tarihine göre gelişmesini sürdürür. Bizim geleneğimizde, devlet başkanlığı, hükümet başkanlığı ayrıdır.

Amerika’da yüz üyeli her eyalete iki üye ayrılan senato var. Amerikan Kongresi’nin üyeleri her dört yılda bir tamamen değişiyor. Senato’nun üyeleri ara seçimlerle kısmen değişerek yenileniyor. Senato, başkanı denetliyor.

Cumhurbaşkanı ve senato bütünün içinde anlam kazanıyor.

Başkanlık sistemini, cumhurbaşkanlığını tarihi gelişimi içinde değerlendirip karar verelim.

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>