İbrahim Sanalp yazdı; DEMOKRASİDE GELİŞİM
Köşe yazarımız İbrahim Sanalp makalesinde; Emek-sermaye, bir bütün olur. Emek-sermaye bütünlüğü, serbest piyasayı oluşturur. Meslekler
serbest piyasada oluşur. Emek, sol olur. Sermaye, sağ olur. Siyasi partiler, emek-sermaye ayrımına
göre, siyasi partiler yelpazesinde yerini alır. Bir siyasi partiye oy veren seçmen vardır. Başka ayrım
yoktur.
Sağcılık, “Kurallara göre sorunlar, kuralların yapısından değil, uygulamalardan kaynaklanır. Kuralları
değil, yöneticiyi değiştirelim” anlayışıdır. Solculuk, “Ortaya çıkan sorunlar, kuralların
uygulanmasından değil, kuralların yapısından kaynaklanır. Kuralları değiştirmek gerekir” anlayışıdır.
Sağcılık, yöneticiyi değiştirerek sorunlara çözüm arar. Solculuk, kuralları değiştirerek sorunlara çözüm
arar.
Demokrasi, iki kanatlı bir kuştur. Demokraside merkezin solunda ve sağında iki büyük nehir akar.
Topumun değişik kesimleri, bu iki nehirden/partiden birine girerek siyaset yapar. Demokraside bir
anayasa, kuruluş ilkeleri, kuralları denetleyen kurumlar vardır.
Günlük hayatta, kitap dünyasında, habercilikte, sanat dünyasında: örgütlü olarak hareket etmemiz
gerekir. Parti, dernek, sendika üyesi olmak gerekir. Kurumsallaşmak, kalıcı olmaktır.
Hayatın, toplumun şarkısı vardır. Gerçeğin bütününü kabul etmek gerekir. Bütün kavramı dengeyi
sağlar. Denge, koşullara uygun tavır, olur. Hayat, bir dönüşüm, bir değişim süreci içerisinde ve
birbirleriyle iletişim halinde anlaşılabilir. Hayata dokunan her şey esas olur.
İnsanlar sevinirler, kutlamalar yaparlar. Acılar çekerler, üzülürler. Bunların hepsi, müziğe dâhil olur.
Düğünde şarkı söylenir. Cenazede ağıt söylenir. Müzik, birçok sorunun, birçok durumun açıklanması
için belirleyici bir öneme sahiptir.
Dünyada birçok dil, birçok farklı gelenek: kendi özelliklerini, renklerini koruyan nehirler gibi gelir. Ana
nehir yatağına dökülür. Gelişim, her nehrin bu ana nehre çağıldayarak katılmasıyla olur. Her toplum,
bu dünyaya ancak kendi değerlerini katarsa girebilir. Kendi üslubuyla hayatın içinde yer alabilir.
Özenli giyinmek, müzik dinlemek, kitap okumak, toplumdaki kuralları değiştirmeyi tercih etmek
gerekir. Kurallar içerik ve biçimden oluşur. İçerik ve biçim, birbirini tamamlar.
Toplumlar kendi geleneklerini, önceki kuşaklardan aldıkları değerleri: çağdaş biçimde zenginleştirirler.
Kendi geleneğinden beslenmek ve diğer toplumlarla etkileşim halinde olmak gerekir.
Sentez, farklı kaynaklardan unsurların ve parçaların bir araya getirilerek yeni bir şey: bütünlüklü bir
varlık oluşturmaktır. Değer yaratan, üreten, örgütlü mücadele eden bilinçli insanlar olmak gerekir.
Bir insanın dünyası, dinlediği müzikle, okuduğu kitapla, yürüdüğü yolla bütünleşir. Dünya görüşü,
yaşam biçimini de beraberinde getirir. Yoksulluk, ekonomik sistemden yeterince pay almamak olur.
Merkez-çevre analizi yapılıyor. Emek-sermaye ayrımına göre analiz yapmak gerekir. Elit merkeze
karşı, dışlanmış çevre analizi: sınıfsal değildir. Proleter kelimesi, üreticiliği anlatır. Lümpen kelimesi,
işsizliği anlatır.
Din kuralları, kanun kuralları, gelenek kuralları: toplumun kurallarını oluşturur. Bütün kuralları dikkate
almak gerekir. Toplum halinde yaşamada, ortak çözümler yaratma mantığına göre hareket etmek
gerekir.