İbrahim Sanalp yazdı; FİLM
Köşe yazarımız İbrahim Sanalp makalesinde;
Sinemada bir senaryonun elde edilmiş bütün görüntülerini içeren esere film denir. Film, hareketli resimlerin gösterilmesiyle ortaya çıkar. Film, bir ekip tarafından gerçekleştirilir. Film, iş birliği ile gerçekleşir. Toplumda değişik meslekler iş birliği özelliği taşır.
Toplumda bir şeyleri değiştirmek istiyorsak, hepimizin yanlışları düzeltmek, doğruları bulmak için çaba göstermesi gerekir. O zaman toplumda bir değişim yaşanır. Bir işte gerçekte iyi olmak için teorik ve pratik bilgi sahibi olmak gerekir.
Oyunlarda bir kazanan ve bir kaybeden vardır. Kaybedenin hislerini de merak etmek gerekir. Her şeyin bir de diğer yanı vardır.
İnsanlar her şeyi kontrol edebilecekleri bir dünyaya sahip olmak için ellerinden gelen çabayı gösterirler. Filmlerde mantıklı bir sona ulaşmak isteği vardır.
Tarihi filmlerde “özgürlük” dile getirilir. Filmleri farklı insanların seyredeceği düşünülür. Filmlerde destansı benzerlikler olur. Mazlumun başarılı olması anlatılır. Milletlerin insan yapımı olduğu belirtilir. Mutluluğa ve insanlığa inanç belirtilir. İnsanlar kendilerini aşmaya ve bir amaç uğruna hareket etmeye teşvik edilir.
Filmlerdeki karakterler canlı, inanılır birer karakter olur. Filmlerde destansı özellikler bulunur. İlham verici karakterler vardır. Yeni karakterler oluşturulur. Destanlarla bir dünya kurulur.
Filmlerde seyirciye seslenilir. “Kendinize bakın, hoşlanmadığınız yönünüzü görün ve bunu değiştirmeye çalışın. Eğer hepimiz kendimizi daha iyi yönde değiştirirsek: bu durum toplumun daha iyiye gitmesini sağlayacaktır” duygusu belirtilir.
Filmlerde insanları eğlendirmek isteği belirtilir. Anlatılmak istenen film aracılığıyla anlatılır. Bir konu hakkındaki hissedileni ifade etmek her vatandaşın sorumluluğu olur, düşüncesi hissettirilir.
Kişilerin önemli ya da ünlü oldukları: insanların onlardan bahsetmeleri sırasında anlaşılır. Gerçekçi ve samimi olmak gerekir.
Toplumsal gösterilerde, insanların konuşma hakkı savunulur. Toplumsal gösteriler, toplumsal sorumluluğun parçası olarak görülür. Her toplumsal çalışmada eğitimin değerine inanılır. Toplumun bireyi olarak hareket edilir.
Seçimlerde toplumun bireyleri oylarını kullanırlar. Siyasi sistemin bir parçası olmak isteği belirtilir. Değişimden yana olunur.
Hayatta iki seçenek olduğu düşünülür. Birincisi, şartları olduğu gibi kabul etmek, ikincisi, şartları değiştirme sorumluluğunu hissetmek…
İnsanlar kurallar doğrultusunda eğlenirler, oynarlar, düşünürler, hareket ederler. Hayat, ilham veren, hayatı değiştiren enerjik bir çalışma olur.