İbrahim Sanalp yazdı; KİMLİK
Köşe yazarımız İbrahim Sanalp makalesinde;
İnsanların insanlara ihtiyacı var. Anlamlı var olma sebebi ve aidiyet duygusu içeren: sevdiğimiz ve sevildiğimiz bir hayat yaşanabilir. İnsan, zamana ve mekâna bağlı olarak yeni konumlara sahip olur. İnsanların arasındaki iletişim, yeniden biçimlendirilir. Değişme ve geçişlerle kimlik anlam kazanır.
Toplumda uzlaşmayı başarmak gerekir. Küçük adımlarla yavaşça iletişim kurulur. Ortak konular üzerinde uzlaşılır. Toplumda yaşamayı sağlamak için kurallar ve alışkanlıklar oluşturma, insan doğasının bir parçasıdır.
Geçmiş, bugünün içindedir. Bugün de geleceği etkiler. Bir topluluğa ait olmak ve bir topluluğun parçası olmak hissiyle yaşanır. Buna aitlik duygusu denir. İnsan, zaman içinde farklılaşır. İhtiyaç ve deneyimlerine göre değişir. İçinde yaşadığı şartlara uyum sağlayıp varlığını sürdürür.
Olumlu şeyi örnek gösterip eleştiri yapmak gerekir. Yakın ve sevgi dolu bir iletişim içinde yaşamak, insanı korur. Sevildiğimizde ve sevdiğimizde, mutluluk kaynağını bulmuş oluruz. Değişim, yeni bir başlangıç olur. Yeni bir bütünlük oluşturmak gerekir. İnsanın hayatını yeniden kurma yeteneğindeki en büyük etken, başkalarının sevgisidir.
İnsan için bilgi ve deneyim: mal ve para gibi bir sermayedir. Çalışmak ve üretmek, bizi tanıtır. Çalışmak ve üretmek, kimliğimiz olur.
Değiştiremeyeceğin şeyleri kabul edebilmek ve değiştirebileceğin şeyleri değiştirme cesaretine sahip olmak gerekir. Fikir ve inançlar, insanın kimliğini belirleyen temel bir öneme sahiptir. Hayatın amacı, sevgidir. Sevgiyi, kendi ilgi alanımızdaki kişilerde aramalıyız. Hobilerimiz, alışkanlıklarımız, mesleğimiz birer ilgi alanımız olur.
İnsan toplum içinde yaşar, toplum içinde kimlik kazanır. İçinde yaşanılan şartlar ve kişiye ait özellikler, kimliği oluşturur. Kimlik, bir özellik ve bir nitelik belirtisidir. Kimlik, bir farklılığı belirtir.
Ad ve soyadı, insanın kimliğidir. Nüfus kayıt sistemine göre her insana bir ad ve soyadı verilir. Devletin idaresinde: her şey kayıt altına alınır. Toplumda yaşayan herkes, kayıt altına alınır. İsim verilmesi, aileye bırakılır. Soyadı için soyadları sözlüğü hazırlanmıştır. Meslek ve baba adı, soyadı olarak alınabilir. Ad ve soyadı ile devletin uyruğu olunur.
Davranış bilgisine göre, insan hayatında bütünlük ve devamlılık ister. İnsan, bütüne ait olmak ve bütünün parçası olmak duygusuyla yaşar. Bu duyguya aitlik duygusu denir. Aitlik duygusu, bir kimlik olur. Aile, topluluk, din, vatan, devlet, millet, ümmet gibi kavramlar, kişiye aitlik duygusu verir. Kişi, aitlik duygularının toplamı olur.
Dünya insana erkek ya da kadın kimliğiyle yani: cinsiyet kimliğiyle seslenir. Cinsel kimliğin, havanın boşluğa yayılması gibi, çevreye yayıldığı belirtilir.
Temel bir ihtiyaç olarak sevmek ve sevilmek, ait olma duyguları olarak: her toplumda anlamlı olur. Toplumdaki kurallara göre aitlik duygusu hissedilir.
Aile, bir bütün olur. Kişi, ailenin parçası olur. Bütün-parça durumu, kişiye aitlik duygusu verir. Toplum bütün, birey parça olur. Birey topluma, aitlik duygusuyla bağlanır. Vatan kavramıyla birlikte yaşayan topluma, millet denir. Millet bütün, vatandaş parça olur. Millet kavramı kişiye aitlik duygusu verir. Din-peygamber kavramlarıyla birlikte yaşayan topluma, ümmet denir. Ümmet kelimesi, cümle içinde anlam kazanır. Cümle içinde ümmet kelimesinin bütün ya da parça özelliği anlaşılır. Konuşulan dil, kişiye aitlik duygusu verir. Bayrak, bağımsızlık sembolü olur. Bayrak kişiye, aitlik duygusu verir.
Seçmenin oy verdiği siyasi parti, seçmenin siyasi kimliği olur. Oy verilen siyasi parti, siyasi kimlik için esas alınır. Kapitalizm, emek-sermaye ayrımını getirdi. Emek-sermaye bütünlüğü, serbest piyasayı oluşturur. Emek, sol olur. Sermaye, sağ olur. Meslekler, serbest piyasadaki şartlara göre oluşur. Eğitim, işe yönelik olur. Okulda işlik, işlikte okul kurulur.
Siyasi partiler, emek-sermaye ayrımına göre siyasi partiler yelpazesinde yerini alır. Sol parti, merkez sol parti, merkez parti-merkez sağ parti, sağ parti ayrımı vardır. Siyasi partilerin, siyasi partiler yelpazesindeki yerlerini belirtmesi gerekir.
Sekülerizm, bilginin ikiye ayrılmasıdır. Sekülerizm, din işleri bilgisinin ve dünya işleri bilgisinin ayrılmasıdır. Din işleri bilgisine, uhrevi bilgi denir. Dünya işleri bilgisine, dünyevi bilgi denir. Muhafazakâr, bina ve arazi geliriyle geçinen sermaye sınıfı zümresine denir. İnsanlar için dindar-dünyevi ayrımı yapılıyor ve siyasi seçmen kimliği veriliyor. Dindar yerine muhafazakâr ve dünyevi yerine seküler deniyor. Laiklik, bilginin ikiye ayrılmasıdır. Laiklik, din işleri bilgisinin ve devlet işleri bilgisinin ayrılmasıdır. Laik seçmen, milliyetçi seçmen, ülkücü seçmen, Müslüman seçmen ayrımı yapılıyor. Sadece siyasi partiye oy veren seçmen vardır. Başka ayrım yoktur.
Alnı secdeye değen yöneticisi olan siyasi partiye oy veriniz, çağrısı yapılıyor. Bu çağrı, emek-sermaye ayrımına uymaz. Emek-sermaye ayrımı esas olur. Artı değerin, emek-sermaye arasında hakça paylaşılmasını bilmek ve uygulamak gerekir.
Küçük burjuvanın emek ve sermaye sahibi olduğu ve toplumun çoğunluğunun, küçük burjuva olduğu söylenir. Bu sözler de emek-sermaye ayrımına uymaz.
Din işleri bilgisinde, iyi-kötü ayrımı var. Helal-haram ve sevap-günah ayrımı var. Devlet işleri bilgisinde, iyi-kötü ayrımı var. Meşru-Gayrimeşru ayrımı var. Kanunlara uygun olan meşru olur. Kanunlara uymayan gayrimeşru olur.