Haberde Bursa

İbrahim Sanalp yazdı; ORMANDA ÖLÜM YOKMUŞ

09.10.2023

Köşe yazarımız İbrahim Sanalp makalesinde;

Kitap adı: Ormanda Ölüm Yokmuş. Yazarı: Latife Tekin. Türü: Roman. Sayfa sayısı: 185.

Emin, Yasemin ve Zümrüt birbiriyle ilgili olurlar. Zümrüt, Emin’in eski arkadaşı… Yasemin, yeni arkadaşı… Ormanda, köyde yaşamak isteği ağır basar. Emin, ormanda, köyde yaşamak ister.

Bulutlar hareket eder, değişir. Güneş ışığı değişir. Bulutlar güneş ışığına göre rengini değiştirir. Güneşin azalan ışığının aydınlığında, bulutların gölgesi solar. Bulutlar, kuşlar hareket halindedir. Hareket etmek, özgürlük simgesi olur.

Sadelik-süs, doğallık-yapmacık, birbirinin zıttı olur. Konuşmalar, sade, doğal olmalı…

İnsanlar, evlerinin içine doğayı taşımak isterler. Kuru yaprakları, kitap ve defter sayfalarının arasına koyarlar. Çiçekleri vazoya koyup evlerinin bir köşesine yerleştirirler.

Kibarlık ve kabalık arasında ince bir çizgi: belirsiz bir sınır vardır. Sınır aşıldığı zaman, kabalık ortaya çıkar. Çalışmak, bir başına olmak, insana yaşama sevinci verir.

Her şeyi rüzgâr yerinden oynatır, su aşındırır, güneş ısıtır, aydınlatır. Yağmur yağar, su buharlaşır. Suyun değişimi gerçekleşir. Her şey değişir.

İnsan, deneyimleriyle öğrendiklerini anlamaya-anlatmaya başlar. Karakalemle resim yapmak, zamanla öğrenilir.

Süslü sözler, yanıltıcı olur. Sade sözler, doğallığı anlatır. Süsleme, yetersizliği düşündürür. Sade, doğal bütünlüğünde, dünyamızı kurmalıyız.

Acıların anlamı, sonbaharın soldurduğu bir yaprak gibi olur. Umutların anlamı, ağaçların dalında, ilkbahardaki yeşil yaprak gibi olur.

İnsan ayakta, oturduğu yerde yorulur, öne eğilir, yana kaykılır: devamlı değişim ister. Geleceğe kalacak bir şeyler yapmak ve geleceği yaşayacak bir şeyler yapmak: bir bütün olmalı…

Avcılıkta hayvanların budu elde edilir. Şimdinin budu para… Para da başkalarının cebinde… Parayı da avlamak gerekli… Arkadaşlık, insanı oyalar. Oyun, arkadaşlar arasında bir bağ olur. Çocukların arkadaşlığı gibi…

İnsanlar arasında iletişimin, karşılıklı olarak: kadın ve erkek olmaktan çıkarmak üstüne kurulu olması gerekir. Böylece her şeyi konuşa konuşa birbirimizi özgürleştiririz. İnsan, insandan güç alır. İnsan, insana tanıklık eder. Hayat, bir canlı fırtınasıdır. Zevk alındığı sürece hayatta olunduğu hissedilir.

Kuşlar, yuva yapmak için bitki çöpleri toplarlar. Kuşlara benzemeye çalışan insanlar, yaprak, çiçek toplayıp evlerine getirirler.

Çeşitli renklerin, gölgelerin süslediği yüzeyde, insan sevdiğinin hayalini görür. Bu hayali görüntü üzerinden rüzgâr eser. Gözlerin ışığı, bakılan yere işler. Gözler, istekle ışıldar. Issızlık, baş döndürücü olur. Güneş ışığı, ağaçların üzerine gelir. Ağaçların yapraklarından sızan parıltılar yere düşer.

Dünyada çok şey var. Hepsini göz önünde tutamayız. Kimimiz denizi, kimimiz dağı, kimimiz çiçekleri, kimimiz de insanı yitiririz. Yitirilen şeyler, bizde duygu uyandırmaz. Yitirilenlere acınmaz.

Köy hayatı ve huzur. Oda içini aydınlatan bir ışık. Bunlar hep istenir, aranır. Sakin olmak, her şey yavaşlık içinde olsun! Huzur, durağanlık demek.

Kadınlar, çocukluklarındaki erkeklere benzeyen erkekleri severler. Özlem, bir ölçü oluşturur. Özlem, yaşadığın her şeyi, gölgeleyip soldurur.

İnsan, uykusunda güzel rüyalar görünce mutlu olur. Acıları azalır. Önemli olan yaşanılan anı güzelleştirmek: zamanın içinden iyi bir duyguyla geçmek. Geçmişin üzüntüsü ve geleceğin korkusu yanında, merak ve endişe var.

Cennet, yaşarken gidemediğimiz yer. Cennet hep özlenir. Özleneni anıp bulunduğumuz yeri cennete benzetiriz.

Tırnaklarını düz kes, batmasın. Halıların kenarlarını, çiviyle yere çak, düşmeyesin. Kaygan yere paspas koy, kaymayasın. Abajur kullan, lamba yakın olsun. Bunlar yaşlanma emareleri…

*************

YAZI

Kibarlık ve kabalık arasında ince bir çizgi, belirsiz bir sınır olur. Bu durum aşıldığı zaman, kabalık ortaya çıkar. Çalışmak, bir başına çalışmak: insana yaşama sevinci verir. Her şeyi rüzgâr yerinden oynatır, su aşındırır, güneş: ısıtır, aydınlatır. Yağmur ve buharlaşma, suyun dönüşümünü sağlar. Her şey değişir.

Düşünmenin, okumanın, yazmanın bir hedefi, amacı, nedeni olmalı… İnsan önüne bir amaç, hedef, neden koymalı… İnsan deneyimleriyle öğrendiklerini anlamaya-anlatmaya başlar. Karakalemle kol, bacak, ayak çizimleri daha kolaydır. El daha zordur. Yüz resminde girintiler çıkıntılar olur. İnsan karakalemle resim yapmayı zamanla öğrenir.

Süslü sözler, yanıltıcı olur. Sade sözler, doğallığı anlatır. Süsleme, yetersizliği düşündürür. Sade ve doğal bütünlüğünde, dünyamızı kurmalıyız. Acıların anlamı, sonbaharın soldurduğu bir yaprak gibi olur. Umutların anlamı, ağaçların dalında, ilkbahardaki yeşil yaprak gibi olur. Tutumluluk, ölçülülük, çalışkanlık: insana yaşama gücü verir.

Nizam ve hiyerarşiye, gelenek denir. Değişim ve eşitliğe, modernlik denir. Emniyet ve özgürlük: insanın ihtiyacı olur. Gelenekte anlam, modernlikte kuvvet vardır. Teknoloji, kuvvet demektir. Modernlikte, görev vardır. Hak, yoktur.

Toplum, efsaneyle kurulur. Din, bir efsane olur. Kutsal ile diğer insanlar kabul edilir. Devlet, güvenlik özelliği taşır. Eşitler arasında güvenlik olmaz. Hiyerarşide Tanrı, üst kavramdır. Hiyerarşi ile güvenlik kurulur. Hiyerarşi ile itaat olur.

Bir bütünü teşkil eden parçalar arasındaki iletişimin: değişmeden sürdürülmesi, düzen-nizam olur. Düzen-nizam ile güvenlik olur. Sevgi, iman, umut: insana ait özellik olur. Bütün-parça kuralı, zihinsel bilgi olur. Zihinsel bilgi, felsefe bilgisi olur.

Doğa bilgisi ve tarih bilgisi, birbirini tamamlar. Doğada, hiyerarşi vardır. Dinde hiyerarşi vardır. Hukuk, eşitlik varsayımına dayanır. İnsan, kültürel bir varlıktır. Kültür, yapay-yapma özelliği taşır. Modern kurumlar, yapay-yapma olur. İnsan, toplum halinde yaşarsa, gelişme gösterir. Toplumda da hiyerarşi vardır.

Bilgi, yapay-yapma bir şeydir. Eşitsizlikten eşitliğe geçilir. Doğaldan yapaya-yapmaya geçilir. Toplum, bireylerin iradeleriyle, başa geçecek yöneticiyi seçmeleriyle: yönetime kavuşur. Toplum, egemenliğe sahip olur.

Modernlikte, değişim ve eşitlik istenir. Değişim ve eşitlik, doğanın ve hiyerarşinin yerini alır. Toplumda, güvenlik istenir. Değişim, korkulan bir şey olur. İdealar, değişmezliği belirtir.

Geleneksel devlet, nizam-düzen üzerine kurulur. Modern devlet, değişim, eşitlik üzerine kurulur. Tarih, değişimi anlatır. Dört mevsim, döngüsel olur. Döngüsel: değişimin olmamasıdır. Değişme ve ilerleme: 19. Yüzyılda anlam kazanır. Evrim, değişimi belirtir. İnsan, roman-kurgu okuyarak ilerler.

Feodalizmde ibadet kutsaldır. İş-çalışmak kutsal değildir. Besmele ile iş-çalışmak kutsanır. İbadet için işe-çalışmaya ara verilir. İbadet edilir ve çalışmaya devam edilir. Kapitalizmde, ibadet iş-çalışma-mesai sonuna bırakılır. Kapitalizmde, ibadet ve iş-işlev kutsaldır. İbadet ve iş-çalışma eşit olur. Görev, iş-işlev bilgisiyle yapılır. İbadet, inanarak yapılır. Görev-iş-işlev sorgulanarak yapılır.

İbadet bilgisi, dünyaya bir bakış açısı olur. Görev, iş-işlev bilgisi, dünyaya bir bakış açısı olur. İbadet için gerekli elbise giyilir. Görev, iş-işlev için gerekli elbise giyilir. İbadet, ayrı olur. Görev-iş-işlev ayrı olur.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

>