İbrahim Sanalp yazdı; TARİKAT

Köşe yazarımız İbrahim Sanalp makalesinde;

“Felsefe bilgisi insanlara, olaylar ve olgular hakkında “neden, niçin” gibi sorular sordurur. Felsefecilerin ortaya koyduğu bilgiler, fen bilgilerinin değişmesi ve farklı düşünceler nedeniyle değişir. Akıl yalnız başına yol gösterici değildir. Dinin rehberliğine muhtaçtır. Yoksa insan sapıtır. Bu yüzden felsefe bilgisi men edilmiştir.” görüşü, söylenir.

Not: Tarikatta, “Mürşit-mürit iletişiminde, mürşit, müridin cüz’i iradesini esir alır. Mürşit, müridi telkinle yönlendirir.”

Nakşi-bent sıfatı: Nakış ve bağ anlamı taşır. Bir tarikat ismidir. Nakşi-bendi şeyhlerinin soyu sahabe Ebubekir’e dayandırılır. Sünni tarikatlarda şeyhin soyu, Ebubekir’e dayandırılır.

İslamiyet-Müslümanlık, üç kaynağa dayanır. Kur’an, sünnet, hadis… Mekke ve Medine’den uzaklaşılınca bu kaynaklara, yerel çok tanrılı dinlerin etkisi karışır. Anadolu ve Rumeli’de Bektaşilik ve Alevilik buna örnektir. İran’da Şiilik, buna örnektir.

Osmanlı Devleti, Kur’an, sünnet, hadis temeline dayanak Sünni mezhebine göre örgütlendi. Yeni Çeri Ocağı-Ordusu, Bektaşi mezhebine göre örgütlendi. İran’ın Şii mezhebi etkisini önlemek için Yavuz Sultan Selim, Güneydoğu Anadolu’da, kale muhafızlıklarını Alevi Türkmenlerden alıp Sünni Kürtlere verdi.

Osmanlı Devleti’nde Nakşibendilik 19. Yüzyılda, şehirlerde örgütlendi. Kırsalda Bektaşilik etkin oldu. Mevlevilik, Kadirilik, Halvetilik, Rifailik gibi tarikatların etkisi azaldı.

Padişah II. Mahmut, Sünni ideolojiyi Nakşibendi çizgide yapılandırdı. Cami yerine tarikatları öne çıkardı. Sünni-Bektaşi zıtlığı ile Sünnileri örgütledi.

Yeniçeri Ordusu, Bektaşi inancına dayanır. Yeniçeri Ordusu, yok edilince Bektaşiler de düşman ilan edildi. Bektaşiler de öldürüldü. Bektaşi tekkeleri ve dergâhları ya yıkıldı ya Sünni tarikatların eline geçti. Babalar, dedeler, talipler öldürüldü. “Hacı Bektaş Veli Dergâhı” na Nakşibendi şeyhi atandı.

Kürt Teali Cemiyeti’ni, Nakşibendi Tarikatı mensupları kurdu. Nakşibendi tarikatında, şeyhlik babadan oğula geçer. Nakşibendi tarikatı Sünni olur.

Nakşibendi Tarikatı liderlerinin III. Halife Osman soyundan geldiği kabul edilir. Tarikat liderleri kendilerini, Allah’ın eri olarak gösterirler. Seyit unvanlı tarikat şeyhleri, Allah’ın Velisi unvanı alırlar. Soyları Halife Osman ve Halife Ebubekir’e dayandırılan Kadirilik Tarikatı şeyhleri, Güney Doğu Anadolu’da etkili oldular.

Tarikatlar, ABD’nin anti-komünist Yeşil Kuşak Projesi’nin en kuvvetli savunucusu oldu. Komünizm çöktü. Cumhuriyet, demokrasi, laiklik düşmanlığı yapılmaya başlanıldı.

Şeyh Sait, Nakşibendi Tarikatı şeyhidir. Şeyh Sait, Türkiye Cumhuriyeti’ni bir kâfir devleti ilan etti. Yöneticilerin, İslam şeriatına göre öldürülmelerini istedi.

Padişah II. Abdülhamit’in Kürt aşiretlerinden kurduğu, Hamidiye Alayları da Nakşibendi tarikatı zihniyetli bir örgütlenmedir. Nakşibendi tarikatı yöneticileri, İngilizlerle de iletişim kurdu. Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliye düşman ilan edildi. Dersim, Ağrı, Menemen isyanları yapıldı. İsyanlar bastırıldı.

Amerika, Yeşil Kuşak Projesi’ni oluşturdu. Buna göre Rusya, güneyden çevrilecekti. Bu işte Müslümanlar kullanılacaktı. Türkiye, Yeşil Kuşak Projesi’nin uygulandığı bir ülke oldu. Anti-komünizm propagandası başladı. Said-i Nursi, Süleyman Hilmi Tunahan gibi kişiler devreye sokuldu.

Halkın din üstünden kandırılması, en kolay yoldur. Nakşibendi tarikatının Sünni kesim içindeki etkisi görüldü. Nakşibendi tarikatı şeyhleri, mezhebi: İslam ümmetinden üstün tutarlar. Türkiye’yi kâfir ülkesi kabul ederler. Kanunlara uymazlar, kamu malını çalarlar, vergi vermezler. “Secdemi serdiğim yer, vatanımdır!” derler. Vatan duyguları, yoktur.

Milli devlet, içindeki bütün öğeleri eşit sayar. Hıristiyan, Yahudi ve Alevileri eşit sayar. Tarikatçılar bu vatandaşları, kendilerine eşit görmezler.

Amerika’da Uluslararası Dini Özgürlük Sempozyumu yapılır. Tarikatların kullanabileceği yöntemler, maddi kaynaklara erişim konuşulur. İnsan haklarının, dini özgürlüğe bağlı olduğu, öne sürülür.

Tarikatların güncel propagandası, Atatürk’ü din düşmanı göstermek üstüne kurulmuştur. Dini bilgi dışındaki bilgi türlerine düşmandırlar. Batılılar kötülenir, İslam dini övülür. Bugün, unutturulmaya çalışılır. “Dün, bugün, yarın: bir bütün olur.” Kuralını kabul etmezler. Kadın düşmanıdırlar. Kadını bir araç olarak görürler.

Nakşibendi Tarikatı, “İskenderpaşa tarikatı, İsmailağa tarikatı, Menzil tarikatı, Erenköy tarikatı” gibi parçalara bölünmüş görünür. Artık “Süleymancılar, Işıkçılar, Kadiriler” Nakşibendi bir yapıdadır. İskenderpaşa Tekkesi, tanınmıştır. İskenderpaşa camisi de burada bulunur. Gümüşhanevi Tarikati de tarikatlardan biri olur.

Arusilik Tarikatı, Nakşiliğin gizli zikir ilkesinin yanında, törenlerinde: müzik aletlerinin kullanılmasına izin verilen bir tarikat olur. Birçok tanınmış kişi, bu tarikata mensuptu. Bu tarikat, İskenderpaşa Dergâhı’na katıldı. İskenderpaşa Dergâhı, Yahudi Cemaati ile yakındır. Arusi Şeyhi Ömer Fevzi Mardin üzerinde durmak gerekir. Betül Mardin, Şerif Mardin, Arif Mardin isimleri tanınmıştır. Şerif Mardin, Said-i Nursi’yi anlatan bir kitap yazmıştır. Bilimsel görüntülü olarak: Nur Cemaatini övmüştür.

Tarikat idarecileri için kutsallaştırma yapılır. Peygambere benzetilir. Cennetlik olduğu belirtilir. Nazım Kıbrısi, İngiliz Kraliyet ailesini öven konuşmalar yapar. Amerika, İngiltere, Kanada Müslümanlarını, tarikatına bağlamaya çalışır. Konuşma yaparken: yanında güzel kızlar bulunur. “Saltanat, İslam’ın azamet ve ihtişamını temsil eden ilahi nizamın koruyucusudur. Demokrasi, küfrün çirkin yüzünü örtmek için uydurulmuş mesnetsiz, anlamsız bir zorbalar saltanatıdır, idaresidir” sözlerini söyler. “Hâkimiyet milletindir” ilkesini, “Hâkimiyet sultanındır” diyerek, değiştirir.

Tarikatlar, demokratik değerleri yıkmaya çalışırlar. Seyda, seyit demektir. Unvan olarak kullanılır. “Nakşiliğin nakkaşları, maneviyat kutupları, Semerkant ve çevresinden bütün dünyaya aktı” görüşü vardır.

Tarikatlar, adamlarını bakanlıklara yerleştiriyor. Adam kayırma yapılıyor. Haberleri basında çıkıyor. Ahmet Mahmut Ünlü, tanınmış bir İsmailağa Tarikatı mensubudur. Televizyonda vaaz veriyor. Yüceltme yapılıyor. Yüceltilen kişi, zaman ve mekânın ötesinde gösteriliyor. “Yüceltilen kişi, peygamberi rüyasında gördüğünü anlatıyor. Yüceltilen kişinin okuyup kutsadığı eşyalar satışa sunuluyor. Kapış kapış satın alınıyor.

Süleymancılar, adlarını Süleyman Hilmi Tunahan’dan alırlar. Bunlar, Süleyman Hilmi Tunahan’ın “Dünyayı kurtaracağına inandıkları mehdi” olduğuna iman etmişlerdir. Bu inanç, yerine geçen tarikat şeyhleriyle devam eder. Yüceltilen şeyhlerin soyu, manevi bir zincir halkasıyla, Halife Ebubekir’e bağlanır. Cumhuriyet ile savaş, temel amaçları olur. Mürşidi olan müridin cennete gideceği, telkini yapılır. İmam Hatim Lisesi mezunu imamlara karşıdırlar. Bu imamların arkasında namaz kılmazlar. Tunahan’ı gavs kabul ederler.

Işıkçılar Tarikatı üyeleri, kendilerini Kürt kökenli mollalardan biri olan Abdülhakim Arvasi’ye bağlarlar. Arvasi ailesi, seyit soyundan geldiğini söyler. Müritlerinden biri de Hüseyin Hilmi Işık’tır.

Bullit tarafından kurallaştırılan “soğuk savaş stratejisi” nin Türkiye’deki kanaat önderi, Said-i Nursi olmuştur. Said-i Nursi, yazdıklarını kutsallaştırır. “Risale-Nur müminlere şifa ve rahmettir. Bin dertlere dermandır. “ sözlerini yazar. Mustafa Kemal Atatürk, kâfir ve deccal kabul edilir.

Said-i Nursi, Papa’ya mektup yazar. Dinsizlikle mücadele edilmesi için işbirliği ister. Fethullah Gülen, Papa’ya mektup yazar. Dinler arası diyalog önerir. Aksiyon dergisi, “Medeniyetler Buluşması” ifadesini kullanır.

Not: Dini bilgi, medeniyetin parçasıdır. Bir tek dünya medeniyeti vardır.

Fethullah Gülen, Said-i Nursi talebesidir. “Ilımlı İslam” modelinin örnek din adamı olarak görülür. Tepkiler artınca, Amerika’ya gitti. Gülen Cemaati için “Hizmet Hareketi” unvanı kullanılır.

Liberal denilen kişiler, ABD-AB politikalarını överler. Dünya denen geminin, ABD tarafından yönetildiğini yazarlar.

Not: Tarikatta mürşit-mürit iletişimi var. Mürit, mürşidine cüz’i iradesini teslim eder. Mürit, mürşidin sözlerine göre hareket eder. Vakıf ve dernekte, toplum-birey iletişiminin olması gerekir. Bireyin, toplumun parçası olarak kendi iradesini kullanması gerekir. Bireylerin kendi iradeleriyle aralarında uzlaşmaları gerekir.

Devletin ve belediyelerin, öğrencilerin okul, barınması için yurt yapması gerekir. Havanın boşluğu doldurması gibi, okul ve yurt boşluğunu, başka kuruluşlar doldurur. Tarikatların kuruluşları, okul ve yurt sorununu çözmeye çalışıyor.

Not: Günümüzde, din ve devlet ayrılığı var. Ümmet, millet kavramları var. Din ve devlet bütünlüğünde ve ümmet ve millet bütünlüğünde sorunlara çözüm bulmak gerekir. Ensar, dini bir terim olur. Yardım yapmayı belirtir.

Not: Din ve ahlak eğitimi ve değerler eğitimi: Bilgi bütünlüğünün parçasıdır. Bilgi türlerinin bütününü dikkate alan bir müfredat oluşturmak gerekir.

Not: Gelir vergisi veren vatandaşların, vergisini verdikleri paradan yardım yapmaları gerekir. Vergi matrahını azaltan yardımların bırakılması gerekir.

Not: İstiklal Marşı ve Andımız, millet olma özelliğimizin birer simgesidir. İbadet kuralları, ümmet olmanın bir simgesidir. Bu simgeler bir bütün olur. Ümmet ve millet olmak, birbirini tamamlar. Ümmet olmakta, din kardeşliği var. Millet olmakta, vatandaşlık var.

Not: Tarih bilgisi, yazının icadından beri olan bilgileri verir. Yaşanan olayları yazmaya devam eder. Dini bilgi, ortaya çıktığı zamanki bilgileri verir. Dini bilgi, metin haline getirilmiş ve sınırları çizilmiş bilgidir. Zamana göre artmaz, değişmez. Dini bilgi, Tarih bilgisinin tarih sıralaması içinde yerini alır.

Not: Kadın ve erkek, bir bütün olur. Bütünün adına insan denir. Toplum, kadın ve erkeklerden oluşur. Kadın ve erkeğin karma eğitim görmesi, insana ve insanlığa faydalı olur.

Not: İranlılardan alınan Osmanlıca elifbasında üç sesli harf var. Türkçede sekiz sesli harf var. Bu yüzden elifba ile Türkçe yazmak okumak çok zordu. Okuma yazma bilenlerin oranı çok azdı. Latin harflerinden oluşan alfabe ile Türkçe okuma yazma bilenlerin oranı çok arttı. Göktürkçe, Uygurca, Osmanlıca-Farsça, Türkçe alfabe sıralaması var. Osmanlıca, “Arapça, Farsça, Türkçe” dillerinden ve kurallarından oluşan bir dildir. Bu yüzden, Osmanlı Devleti’nde birçok yabancı dilde eğitim veren okul açıldı. İngiliz, Amerikan, Fransız, Alman, İtalya okulları açıldı.

Halifelik, şeriat, mehdi gelecek, gelmeli diyenler: tarikat üyesi olanlardır. Bütün bilgi türlerini öğrenmeye çalışmak ve karar vermek gerekir.

Türkiye’de ve Almanya’da kurulan derneklere, vakıflara, şirketlere verilen paraların: amacı dışında kullanıldığı-harcandığı haberleri, basında yer alıyor. Toplumdaki güven duygusu, zarar görüyor.

Not: Kapitalizmde, emek-sermaye ayrımı vardır. Irk, cinsiyet, din, mezhep, tarikat, cemaat ayrımı yoktur. Herkes, toplumun bireyi olur. Tarikatçılık, kapitalizmi kabul etmez.

Not: Cinsellik, toplumdaki kurallara göre yaşanır. Dini bilgiyle ayrıca erkeklere: cennete gittiklerinde hurilerle evlenebilecekleri müjdesi verilir. Erkeklere cinsellikte gösterilen hoşgörü: kadın-erkek iletişimini olumsuz etkiler.

Dini bilgi, değişmez bilgidir. Dini bilginin anlamına yapılan, yorumlar değişir. Yorumların, kesin olduğunu söylemek, doğru olmaz.